TÜRK- KÜRT PROVOKASYONU VE TERÖR DEVLETİ!

Arzu ERDOĞRAL 16 Eyl 2020

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
Bakıyorsunuz ki bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan 12 Eylül’de "Güneyde malum koalisyon güçleriyle mücadelemiz var. Bakıyorsunuz ki bir terör devleti oluşturulmaya çalışılıyor. Nerede? Suriye'de.” diyerek bir kez daha bu önemli konuya dikkat çekti.

ABD öncülüğünde toplanan Fransa’dan Suudi Arabistan’a 40’a yakın ülke sözde DEAŞ ile mücadele edeceklerdi.

Kurgu, DEAŞ bahanesi ile terör örgütü PKK’ya yardım olunca ülkemizde de kurulmak istenen terör devletine destek için her yolu deniyorlar.

Bunun için Türkiye’de Türk- Kürt çatışması varmış gibi göstererek kaos planlıyorlar.

Yaşanan üç olayda da aynı senaryoyu devreye soktular.

Ankara’da Barış Çakan isimli genç arabada müzik dinleyen 3 kişiyle kavga edince bıçaklanarak öldürüldü. Cinayeti ‘Kürtçe müzik dinleyen genç öldürüldü’ diye yaydılar. Cinayetin ise Kürtçe müzikten değil, ezan okunurken arabada yüksek sesle müzik dinlenmesi sonucu çıkan kavgada işlendiği ortaya çıktı.

Diğer bir olay Sakarya'nın Kocaali ilçesinde yaşandı. Başlıklar yine provokasyon kokuyordu.

"Kürt kökenli işçilere saldırı" şeklinde lanse edilen olayın gerçeği de kısa sürede aydınlığa kavuştu.

Konuyla ilgili olarak işçiler yaşananların Türk-Kürt çatışması olmadığını belirtti. İlk defa böyle bir olay yaşadıklarını ve ailenin çok geçimsiz olduğunu ifade ederek “Kürt- Türk çatışması değil. Öyle bir şey yok. Hepimiz kardeşiz" şeklinde konuştular.

Son olay ise Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde gerçekleşti. Ne yazık ki 1 kişinin öldüğü, 3'ü çocuk 5 kişinin de yaralandığı silahlı saldırı sonrası PKK yandaşları ve kendini sol olarak lanse eden medya 'Afyon'da Kürtlere saldırı' şeklinde yeni bir kurgu ile kaos denemesi yaptı.

Afyonkarahisar Valiliği "Olayın inşaat işçileri ile inşaata komşu aile arasında cereyan ettiğini ve olayın sebebine ilişkin gösterilen gerekçelerin maksatlı olarak çarpıtılarak yalan haberlere dönüştürüldüğünün tespit edildiğini açıkladı.

Ülkemizde Türk- Kürt sorunu değil terör sorunu olduğunu bilenler ise bu oyuna gelmedi.

Bu ülkede bölgeye ne zaman yatırım yapılmaya çalışılırsa çalışsın onu terörle engellemeye çalışan, öğretmen, doktor kim olursa olsun öldüren hatta gerektiğinde Kürt vatandaşlarımızı da acımasızca katlettiren çok kullanışlı bir terör örgütü ile mücadele ediyoruz.

Hatırlayacağınız gibi 5 Ekim 2014’de PKK terör örgütünün üst düzey yöneticilerinden Murat Karayılan “gençleri, kadınları 7’den 70’e herkesi Kobane’ye sahip çıkmaya, onurumuzu namusumuzu korumaya, metropolleri işgal etmeye çağırıyoruz” şeklinde bir çağrı yapmış, aynı gün PKK’nın farklı yapılanmaları benzer içerikli açıklamalarda bulunmuştu.

6 Ekim’de ise HDP Parti Meclisi ve MYK toplanarak terör örgütü PKK’nın yayımladığı metnin aynısını tekrar ederek çağrıyı yinelemişti.

Bunun üzerine çıkan olaylarda ise Yasin Börü ve arkadaşlarının da olduğu 45 kişi yaşamını yitirmişti.

HDP’nin de “Kobani düşerse Ankara da düşer. Kürtler de kendi kaderini tayin eder” şeklindeki söylemleri ise her şeyi özetliyordu.

DEAŞ bahanesi ile Türkiye’ye baskı kurmak isteyen terör örgütü ve destekçilerinin acımasızlığını ve ülkemize ihanetini gözler önüne seren bu hadise bu günlere de ışık tutuyor.

İşimiz kolay değil PKK’yı destekleyen ülkeler ile de mücadele ediyoruz. Devletimiz bu mücadeleyi verirken provokasyonlara fırsat vermemek de büyük önem arz ediyor.

Gözüken o ki içeride FETÖ desteği olmadan bir kaos çıkartma olasılığı zayıf ama bundan sonra da yapılan bilinçli kışkırtmalara karşı dikkatli olunması gerekiyor.

Özellikle bu süreçte Türkiye’de Kürt vatandaşlarımıza eziyet edildiği yalanını dünya geneline yaymak için ellerinden geleni yapacaklar.