TOPLUMUN SANATÇIYA İHTİYACI VAR

Neşe BERBER 02 Şub 2018

Neşe BERBER
Tüm Yazıları
Demir: Ekonomik ve sosyal refahı sürdürülebilir kılacak değerler sanat değerleridir. Eğer siz sanat değerleri ile temellendiremezsiniz bu gelişmişliğinizi bunlar zaman içerisinde saman alevi gibi olup yanıp sönebilirler. Bunların sürdürülebilir ve sürekli olması için, kesinlikle toplumun sanatçıya ihtiyacı vardır.

Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir ile tarihi yarımada Fatih’te buluşuyoruz. Demir ‘Biz varolmak için öyle bir yerdeyiz ki, öyle bir bölgedeyiz ki, öyle bir sorumluluğa sahibiz ki biz var olmak için iddialı olmak için çalışmaktan başka çaremiz yok. Bu yetmez, bu çocukların çok iyi yetişmiş birey olmaları gerektiğini düşünüyorum. Mükemmel bireyler sadece iyi eğitimle olmaz  hayatta karşılaştıkları sorunlarla başa çıkabilen insanlar olabilmeleri için, sosyal ve sanatsal yönden kendilerini geliştirip duygusal ve sosyal zekalarını da matematiksel zekaları ile geliştirirlerse o çocuklara top bile işlemez. Bütün okullara kapalı spor salonları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Eski bir sporcu olarak buna özen gösteriyorum. Spor yapmış bir çocuk takım olmayı, paylaşmayı birlikte bir hedefe gitmeyi becerir. Bizim böyle çocuklar yetiştirmeye ihtiyacımız var.’ diyor. Başkan Demir ile İstanbul ile özdeşleşen semtin başkanı olmanın zor yanlarını ve kolay yanlarını konuşuyoruz.

Restorasyon çalışmaları sizi zorlayan bir süreç miydi?

Tarihi yarımada Fatih özellikle Eminönü ile birleştikten sonra, İstanbul’a ait değerleri barındıran, dünya çapında insanların ortak mirası olarak değerlendirilen, evrensel nitelikte tarihi eserlerin bulunduğu yegane yer. 10 bin 400 tane tarihi eserimiz var. Böyle bir yerin belediye başkanı olmak farklı bir sorumluluk gerektiriyor. 2004 yılından günümüze kadar adeta iğne ile kuyu kazar gibi bu tarihi eserlerin tespiti için çalıştık. Restorasyonlar ile çalışmayı başlattıktan sonra en büyük sıkıntımız kaynak sıkıntısıydı. 2005 yılında o dönemde Başbakanımız olan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın desteği ile çözüldü. Şöyle ki tüm belediyelerin emlak vergilerinin yüzde 10’u restorasyona ayrıldı. Onlarda il özel idaresi bünyesinde ya da valilik bünyesinde toplandı. Belediyelerde yaptıkları çalışmaları valilikle koordinasyon içerisinde anıtlar kurulu tarafından onaylı proje doğrultusunda bu kaynaktan faydalandılar. Projelerde yüzde 50 kaynak valilikten karşılanıyordu yüzde 50’si de belediyeler tarafından karşılanıyordu. Uygulamalarda da yüzde 80 valilik, yüzde 18 KDV de belediyelerden karşılanıyordu. Baktığımızda geçmiş dönem ile mukayese edildiğinde şu ana kadar gerçekleşmemiş bir başarıya imza attık. 320 tane orta ölçekli tarihi eserin restorasyonunu gerçekleştirdik.

Siz göreve geldikten sonramı bütün bunlar gerçekleşti?

Evet yoktu o zaman böyle bir uygulama. Restorasyon son dönemlerde gündeme gelen bir çalışma oldu.  Tarihi eserler eskiden hep göz ardı edildi. Yandı, yıkıldı onların yerine otopark yapılmaya çalışıldı.  10 bin 400 tarihi eser medreseler, mescitler, çeşmeler, sübyan mektebleri onları yaptık.  Şu anda 480 tane projeleri yapılmış kurul tarafından onaylı eserimiz var onlar da restorasyonu bekliyor.  Ayrıca padişahlar adına yapılmış büyük camiler olmak üzere bütün küçük eserler çeşmelere kadar hepsinin de envanteri çıkarıldı. Bu son derece önemli, biz kayıt altına aldığımız için herhangi biri tarafından zarar verilemez.

Özellikle ikinci dereceden tarihi eser olarak nitelendirdiğimiz sahipleri şahıslar olduğu sivil mimarlık örnekleri hiçbir şekilde yok olmalarına imkan vermiyoruz. Gelecek ile ilgili tedbirimizi aldık. Tarihi eserlerin korunması şehir açısından da çok önemli gelecek nesillere taşınması açısından çok önemli buluyoruz. Şehir ile insanı bütünleştirecek çalışmalar yapıyoruz.

İMPARATORLUKLARIN BAŞKENTİ

Fatih geçmişte, imparatorlukların başkenti olmuş, farklı medeniyetlerin huzur içerisinde yüzyıllar boyu yaşamış, Roma’nın, Bizans’ın, Osmanlı Devleti’nin başkenti olmuş şehrimiz olduğunu vurguluyoruz. Bunu geçmişteki tarihe dayanarak söylüyoruz. İşte geçmişi geleceğe bağlayan en önemli bağımız bu tarihi eserlerdir, onlara dayanarak bunu söylüyoruz. Bizim en önemli görevlerimizden biri de geçmişi geleceğe bağlayacak bütün değerleri ile birlikte bunların arasında tarihi, medeniyet, inanç değerleri ile gelecekle bütünleştirmemiz gerektiğine inanıyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı destekleyecek en önemli şey yer mekan yani şehirlerdir.

Fatih, Osmanlı’nın başkenti diyebilir miyiz?

Geçmiş ile canlı bağımızı kuran yerde belediye başkanı olmaktan çok mutluyum. Çok sorumluluk gerektiriyor. Diğer belediye başkanları ile mukayese ederken genelde yaşayanların refahına katkıda bulunacak onların mutluluğunu destekleyecek dönemin imkanları ile yaşayanları biraraya getirecek ve onları her konuda destekleyecek görev olarak nitelendiriyoruz.

Ama Fatih öyle bir yer değil, bu tanım sadece yarısını oluşturuyor.. Diğer taraftan geçmişe ait değerler, geçmişte yaşananlar o medeniyetlere ait eserler, temsilcileri, değerler de bizim görev alanımızın içine giriyor.

Ayrıca sadece somut değerler değil bizim soyut değerlerimizde var. Ramazanlarda yaptığımız baklava alayları onlardan bir tanesi. O dönemde yaşananları günümüz koşullarında tekrarlanması bizim için sorumluluk.

KADIN SULTANLAR ŞEHRİ

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethini buradan gerçekleştirmiş.. Bu surlar içinden içeri girdi..

Edirnekapı evet Fatih Sultan Mehmet Han’ın atı ile girdiği yer burası. Ve Edirnekapı’dan FevziPaşa’dan devam edip, Ordu caddesinden geçerek Divanyolundan Ayasofya’ya namaza gidiyor. Bu çok eski değil aslında dünya tarihi ile mukayese edildiğinde 560 yıllık bir zaman. Bu tabi Fatih’in kendi adına yapılmış bir camisi ve kabri var burada. Bu elbette heyecan verici bizim için. Ben Fatihlilerin hizmetkarıyım. Topkapı Sarayı’nın burda olması, Ayasofya’nın burada olması ayrıcalık. Sadece Fatih Sultan Mehmet Han değil, Kanuni Sultan Süleyman, Yavuz Sultan Selim ve bütün padişahlar adına yapılmış camiler, medreseler Sultan hanımlar adına yapılmış vakfiyeler var. Şunu da söyleyeyim. 16.yüzyılda hanım sultanlar tarafından oluşturulmuş vakıf sayısı diğerlerinden yüzde 60 daha fazla. İstanbul aslında kadın sultanlar şehride diyebiliriz. Mesela Yeni Camii bir kadın eseridir. Hatice Turhan Sultan tarafından yapılmıştır. Yeni Cami’den Gülhane’ye doğru giderseniz Zeynep Hatun camisini görürsünüz. Sultanahmet’e doğru gelince Cevri Kalfa Sübyan mektebini görürsünüz. II.Mahmut’un kalfası onu kurtaran kadın. Aksaray’a doğru geldiğinizde Valide Sultan Cami’ni görürsünüz. Devam ederseniz Haseki Sultan’ı Vatan Caddesine doğru gelirseniz, Bezm-i Alem Valide Sultan’ı görürsünüz.  Çıkarkende Edirnekapı’ya Mihrimah Sultan Camisini görürsünüz. Şehrin Sultanı, Sultanların Şehri diyoruz, başkada bir yer yok dünyada böyle bir şehir. İstanbul denince Fatih ilçesiydi.

HER OKULA BİR ORKESTRA

“Her okula bir orkestra projemiz var. Bütün enstrümanlar bizden. Hocalar da bizden. Fatih’teki tüm ortaokul ve liselerde orkestra kuruyoruz. Orkestrada müzik enstürümanı çalan bir çocuk bile çok önemli bizim için. Ama onu yakından görüp takip eden ve bir başarı hikayesine şahitlik eden arkadaşlarının olması bizim için önemli. Çocuklar sayesinde müziğe karşı bir özenin başlayacağına ve toplumun her katmanına yayılacağına inanıyorum. Bu olursa eğer, sanatın diğer dallarıyla da desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Ekonomik  ve sosyal refahı sürdürülebilir kılacak değerler sanat değerleridir. Eğer siz sanat değerleri ile temellerin diremezseniz bu gelişmişliğinizi bunlar zaman içerisinde saman alevi gibi olup yanıp sönebilirler. Bunların sürdürülebilir ve sürekli olması için, kesinlikle toplumun sanatçıya ihtiyacı vardır. 

 Kapalıçarşı restorasyonu

Kapalıçarşı Fatih döneminden kalma, 40 bin metre karelik bir alanda, 560 yıllık bir çarşı 3500 dükkanı var, 25 bin çalışanı var. New York Times’ın 2014 yılında yazdığı haberde 92 milyon insanın ziyaret ettiği dünyanın en fazla ziyaretçi yeri Kapalıçarşı. Tamamen tarihi eser, yıllardır sorunları var. Kapalı çarşı’nın bütün röntgenini çıkardık. 2015’e kadar dünyaca ünlü starlar Kapalıçarşı’da film çektiler ve biz onlara büyük destek verdik. Esnaf ile onları bir araya getirdik. Ülkenin tanıtımına katkıda bulunacaklarını düşünerek hiçbir karşılık beklemeden ciddi destek verdik. Burası dünyanın film sahnesi, doğal platform Fatih, böyle doğal bir yer yok. Kapalıçarşı’da alt yapı sorunu var. Altyapıdan başlayıp çatıya doğru restorasyon yapılıyor. Her yerinde çökmeler var.

Dönemin kültür bakanı bize çok ciddi destekler verdi. Raportörler geldi, biz onları misafir ettik. Projeler yapıldı beş yılda o projeler onaylandı. Şimdi Kapalıçarşı esnafı bir dönem zor günler yaşadılar ama şuanda ana caddelerde boş dükkan yok, ben hem esnafı takip ediyorum hem de turizmcileri takip ediyorum. 2015-2016’ya baktığımızda, 2017 yılının masraflarının kurtarıldığı bir yıl olarak görüyoruz diyorlar. 2018’den daha umutlular. Geleneksel ticaretin yapıldığı yegane yer buralar özellikle Kapalıçarşı, Mısır çarşısı, Tahtakale’de bu gelenek hala devam ediyor.

Kadırga bölgesi doğal film seti

Nişanca, Sultanahmet’in altı Kadırga bölgesi doğal güzelliği olan bir alan buralara da gelsinler doğal film platosu bu bölge Kentsel Dönüşüm’ün yanında kültürel dönüşüm çalışmalarınız da var. Bunun ilk ayağı da Sulukule Sanat Akademisi sanırım... Aslında çok önemli bir proje hatta sadece Fatih’te kalmaması gereken bir proje tüm Türkiye’ye yayılması gereken bir sanat projesi olduğunu düşünüyorum. Sulukule dönüşümünde yapıların öne çıkmasından dolayı çok  anlatamadığımız projelerden biriydi. Kentsel Dönüşüm’de binalar yıkılırken sanatı çok konuşamadık. Madem biz burayı dönüştürüyoruz, insanlar daha iyi şartlar içinde yaşasın istiyoruz, Sulukule’nin kendine özgü bir kültürel değeri var o da müzik. Kulaktan duyma, Allah vergisi özellikleri notaya dökülsün, eğitim alsınlar istedik. Herhangi bir ücret ödenmeden son derece disiplinli ciddi eğitimin verildiği bir proje.

 Dünyanın aklının kaldığı yer Fatih

 Binaların cephelerinin değişimi nasıl başladı?

Şehirler, binaları, cepheleri, insanları ile insanın ruhunun dışarıya yansımasıdır. İnsanların kendi medeniyetlerine, kültürlerinin dışarıya yansımasıdır bina cepheleri. Binaların mimarisi, şehirle insanın bütünleşmesidir. Burası aynı zamanda Türkiye’nin misafir odasıdır. Dünyanın her yerinden insanın gelip gezdiği bir yer Fatih. Şöyle ki Fatih, Türkiye’nin kalbi. Dünya imparatorluğu Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezi olması açısından da çok anlamlı bir yer Fatih. Greenwich’den önce, Dünya’nın sıfır noktası Sultanahmet’tedir. İşte böyle muhteşem bir şehirde zamanında yapılmış binaların tarihi dokuya uygun olmayan, görüntü kirliliği oluşturan cephelerin yenilenmesi için çalışma başlattık. O binaları yıkıp tekrar yapmak mümkün olmayacağına göre dedik ki bu binalara yüz nakli yapalım. 2000’e yakın binanın cephelerini yaptık. Hepsine de özel çalışmalar yaptık. Muhteşem bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Bir şehri ya yıkıp yeniden yaparsınız ya da bizim yaptığımız gibi cepheleri yaparak yeniden kimlik kazandırırsınız. Çok başarılı olduğumuzu düşünüyorum.