TEKRAR ANLATALIM…

Aslı SERTDEMİR 19 Kas 2022

Aslı SERTDEMİR
Böyle haberleri yazmayı hiç sevmiyorum! Gönül istiyor ki…

Böyle haberleri yazmayı hiç sevmiyorum! Gönül istiyor ki… Tüm insanlık bir cennet bahçesinde, barış içinde yaşasın. Ama olmuyor! Pandemi, ekonomik kriz, savaş… Şimdi de İstanbul’un göbeğinde patlayan bomba! Ölen insanlar, günahsız çocuklar.                                                                                                         Zaten daha yeni yeni ayaklanmış, toparlanıyorduk. Biraz biraz  keyfimiz yerine gelmişti. Umutlarımız ufak ufak tekrar y eşermişti ki… Bir patlama ile hepsi söndü, soldu. İnsanlar yine sokaklara çıkmaya, kalabalıklara karışmaya, toplu taşımaya binmeye korkar oldu.                                                                        Ama kimse unutmasın ki biz hızlı toparlanırız! Hala anlamayanlar varsa tekrar anlatalım… Biz, bize yapılan en küçük tehlikeye karşı kenetleniriz. Düştüğümüz yerden bir avuç toprakla kalkarız. Yüzyıllardır bu topraklarda yaşam sürdük. Çok hain, sayısız düşman, akıl almadık entrikalar gördük. Sonunda hepsi gitti, bitti. Biz dimdik, hatta eskisinden daha güçlü ayağa kalktık. Öğrenin, anlayın artık… Bizi yıkamaz, bölemez, bitiremezsiniz!  

Boşa çıkmış!

Şimdi kadınların devri… Artık kadınlar aldatıyor. Kadınlar evi terk ediyor. Çoluk çocuk gözünün yaşına bakmadan, yuvasını yıkıyor. Adamlar da ne tuhaftır ki… O kadını bırakmıyor, boşamıyor! Tam tersi peşine düşüyorlar. Şehir şehir , sokak sokak evden kaçan karısını arıyorlar. Ağlayarak televizyon programlarına çıkıp, evden kaçan karılarına sesleniyorlar… “Celileeee  seviyorum seni! Gel ne yaptıysan gel... Affediyorum!” diyorlar.                                                                   İşin aslı astarı; bi yanım seviyor bu sahneleri. “Hep siz mi aldatacaktınız? Oh olsun size!” diyorum. Ama şaka bi tarafa, bu iş cidd i arkadaş… Evden kaçan kadınların sayıları her geçen gün artıyor. Ne oldu bunlara, bir anda neden toplu zıvanadan çıktılar? Oksijen yerine libido mu soluyorlar? Ne yiyip, ne içiyorlar da bu kadar umursamaz, cesaretle hareket ediyorlar? Anlamıyorum! Hiç Esra Erol, Müge Anlı izliyor musunuz? Son zamanlarda oraya çıkan adamların hepsi karılarını arıyor. TikTok’tan tanıştığı adama kaçan eşlerini geri istiyorlar. Gözünü kırpmadan çocuklarını bırakan kadınları boşamıyorlar. Eve geri götürmek için ekrana çıkıp yalvarıyorlar.                                                                                                           Çürüyor aile mevhumu! Hem de en beklenmedik yerden… Anadolu’dan, içerden, en derinden… İstanbul’un adı boşa çıkmış!    

Durum fena!

TikTok eve düşen yıldırım olmuş Anadolu’da… Kızan kızsın, lafımı sakınmayacağım. Aylardır izlediklerim cidden ürküttü. Ş alvarlı analar, bacılar TikTok’ta… Loğusa kadınlar, bebeklerini uyutup TikTok’ta… Ahırda sütü sağıp, eve gelen teyzeler Tiktok’ta…                                                                                                  Onların iki gramlık eğlencesinde gözüm yok. Ama nerede eğlendiklerini unutmasınlar. O videoları izleyen herkesin, iyi niyetli olduğunu düşünmesinler. Ağzının suyu aka aka yazan amcalara, kanıp gitmesinler.                                                                                                                                         Zaten bunu yapanların çoğunun, aklının başında olduğuna inanmıyorum. Hangi aklı başında insan yüzünü görmediği adam için Ağrı’dan Bandırma’ya… Muğla’dan Gaziantep’e gider? Hadi kocadan bıkmış, sevmiyor bırakıyor… Hangi anne, beşikte çocuğunu terk eder gider? Bi ara şu “TikTok kapatılsın!” diye millet ayaklanmıştı. Cidden durum buysa kapatılmalı… Ya da acil “Sosyal medya nasıl kullanılır?” diye eğitim verilmeli. Yoksa çok yakında ne ev ne yuva kalacak.