Problem çok karmaşık değil. Sadece kafa karıştırmak için soru çok uzun bir hikâyeye yayılıyor. Sonuca götürecek temel işlemleri perdelemek için gereksiz rakamlar ve parametreler kullanılıyor. Dikkatli okuyunca… Dersinize de çalışmışsanız, çözümün basit olduğunu anlıyorsunuz. Hayat boyu sınavlarda karşımıza çıkan bir taktiktir aslında. Böylece bilgimizle birlikte, dikkatimizi, zekâmızı, algımızı da ölçerler.

Büyük liderler ve çeşitli sebeplerle iktidarları ellerinden alınan liderler hep bu basit problemin kurbanı olmuşlardır. Nedir o? Basit bir denkleme sahip düzene karşı çıkmak! Eğer mahallenin tefecisinden borç alıp, ona faiz ödeyerek köleleşmezseniz, hedef tahtasına oturtulursunuz.

Tabii hedef tahtasına oturtanlar, “Bu adam bizim menfaatlerimize ters düşüyor. Bizim sömürü düzenimizi bozuyor.” demezler. O kafa karıştırıcı sorular gibi harika senaryolar hazırlarlar. Kimi diktatör ilan edilir. Kimi beceriksiz. Aklınıza gelebilecek her türlü polisiye senaryo ustalıkla yazılır. Çünkü liderin kellesi düştüğünde milletin buna onay vermesi, en azından karşı çıkmaması gerekir.

Gerçekten doğru düşünenler için problem çok basittir. Tefeciye karşı çıkan hedef olur. Çavuşesku borç almaz faiz ödemezdi. Bu kabullenilemez. Erbakan kamu kaynaklarını bir havuza toplayıp, borçlanma ihtiyacını azaltmak ve faiz yükünden kurtulmak için uğraş verdi. Napolyon’un hikâyesinde bile aynı aktörleri iş başında bulabilirsiniz. Elbe Adasına postalanmasının arkasında yatan gerçekleri araştırıp inceleyin. Abdülhamid Han da, Mustafa Kemal Atatürk de, Menderes de, Özal da borç ödemek, borçtan kurtulup ilerlemek peşinde çaba gösterdiler.

Neler geldi başlarına? Abdülhamid’i tahttan indirenler kim? Atatürk nasıl kuşatıldı? Yalnızlaştırıldı? Menderes’e ne oldu? Özal zehirlenmedi desem kaç kişi inanır? Tefeci kendine hizmet etmeyenin canına tıpa tıkamak ister. Mahalledeki tefeciyle belki baş edebilirsiniz. Yolunuz kesilir. Dayak yersiniz. Tehdit filan. Biraz kalabalıksanız, arkanız varsa karşı çıkabilir veya sizi görmezden gelmesini sağlayabilirsiniz.

Ama global tefecilerin buna tahammülü yoktur. Yol kesmezler. Tehdit etmezler. Darbe, istila, suikast… Aklınıza ne gelirse… Recep Tayyip Erdoğan bu tefecileri çok kızdırdı. Borç istemiyorum diyor. Olan borçları ödüyor. Üstüne üstlük posta koyuyor. Tefecilere karşı kazanmanın tek yolu var. Daha güçlü olmak. Galiba oluyoruz da. Onun için çıldırıyorlar. Yoksa Tayyip Bey’in dindarlığı tefecilerin umurunda değil. Bu sefer dik durabilir ve ellerinden tıpayı alabilirsek… Belli mi olur?