Suudiler çok büyük rakamlar harcayarak silahlanıyor. Petrol fiyatları düşmüş, düşmemiş. Para azalmış azalmamış hiç önemli değil. Peki neden? Çok basit İran yüzünden.

Suudi Arabistan, İran’a karşı silahlanıyor. Hem kendi için, hem de bir nevi kollarının altında olan Körfez Ülkeleri için. Bu konuda kendilerini tehdit altında hissediyorlar. Çünkü İran, adım adım ilerliyor. Şiilik ile harmanlanmış Farsi egemenliğini yaymaya çalışıyorlar. Artık Irak’ı bir anlamda onlar yönetiyor. Suriye’de inanılmaz etkinler. Suudi Arabistan’ın güney sınırı Yemen’de doğrudan veya dolaylı sıcak savaş içindeler. Hal böyle olunca da Suudiler durmadan silah alıyorlar.

İran da kendini tehdit altında hissediyor. Onların savunması da, yüzyıllardır bitirilemeyen Sunni-Şii ayrımında azınlıkta olan tarafta yer almaları. Şiilik ülkelerindeki en önemli tutkal. Çok parçalı bir demografik yapıyı başka türlü yönetemeyeceklerini düşünüyor olmalılar. Onlar da Suudiler ve dolayısıyla Sünniler ile çatışma olasığılı üzerinden kendi halklarını gaza getiriyorlar. Ve tabii geleneksel karşıtları Amerika da var bu denklemde. Amerika, taa Şah’ın devrildiği zamandan beri İran ile takışıyor. Bunda, elçiliklerinin basılıp diplomatlarının yıllarca rehin alınmasını unutmamalarının da payı vardır tabii ki.

Peki bu durumdan kim kârlı çıkıyor dersiniz?

Biliyorsunuz değil mi? Bilirsiniz tabii. Silah satıcısı büyük ülkeler. 

Ortalık her karıştığında gelsin 100 milyarlar. Ne kadar gerginlik, o kadar silah ticareti. Suudiler batılı ülkelerden, İran ise Rusya ve Çin’den silah alıyor.

Bu ticaret çok bereketli anlayacağınız. Ortadoğu gibi bir bölgede altyapıya, insanların refahına harcanabilecek trilyonlarca dolar silaha yatırılıyor. 

Haliyle bu kadar silah olan bir yerde de huzursuzluk eksik olmuyor. Huzursuzluk eksik olmayıncada, daha yeni, daha “modern” yani daha çok insan öldüren silahlar alınıyor. 

Kuyruğunu yiyen yılan “Ouroboros” figüründe olduğu gibi bir sonsuzluk döngüsü oluşuyor.

Şimdi düşünün bakalım, siz silah üreten bir “Büyük” ülke olsanız, Ortadoğu’da huzur ister miydiniz? 

PARA, SEN NELERE KÂDİRSİN

Amerika Başkanı Trump’ın Müslüman karşıtlığı ile başlayan siyasi kariyeri, Suudi Arabistan ziyareti ile “duman” oldu. 110 milyar dolarlık silah satış anlaşması imzaladı. Bunun için de daha önce söylediği tüm sözleri unuttu. Aman farklı anlamayın, Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyaret etmesi değil yanlış olan, en baştaki düşünceleri. Riyad’da daha önceki atıp tutmaları aklına gelmiş midir acaba? Gelmişse, kendi haline gülmüş müdür? Veya iş adamı kimliği ile düşünüp, “O kadar laf ettik ama, yine de iyi bir anlaşma yaptık” mı demiştir?