​SOSYAL MEDYAYI NEDEN TERK ETMELİSİNİZ?

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Sosyal ağların insanlar arasındaki yeni iletişim biçimi olduğu aşikar.

Sosyal ağların insanlar arasındaki yeni iletişim biçimi olduğu aşikar. Dünya nüfusunun önemli bir bölümü Facebook üzerinden iletişim kuruyor. Instagram da fotoğrafların paylaşıldığı bir mecra. Her geçen gün bu mecralarda geçirdiğimiz zaman artıyor. Bir de Twitter var tabii... Facebook dışındaki sosyal medya mecralarını aktif olarak kullanan biri olarak buradan uzaklaşma kararı aldım. Sebebi ise çok basit: Yetti. 

Kısa zaman önce aklı başında bir arkadaşım tüm sosyal medya hesaplarını kapatacağını söylediğinde, kontrollü şekilde kullanmasını önermiştim. Hafiften gülerek bunun pek mümkün olmayacağını söyledi. Daha verimli bir çalışma düzeni oluşturmak için sosyal ağları terk etmeye kararlı olduğunu belirtti. Görebildiğim kadarıyla kararını uyguluyor. Mutlu da. 

Diğer bir arkadaşım ise sosyal medya üzerinde kendine yönelik saldırıların rahatsız edici boyutlara ulaşmasını sebep göstererek Twitter aktivitelerine son verdi. Gerçi başka sosyal ağlarda paylaşımlarına devam ediyor. 

Sosyal medya üzerindeki paylaşımlarıma bakınca oraya akseden yüzümü tanımakta zorlanıyorum. Bitmez tükenmek bilmeyen saplantılarla hepimiz ruh hastaları olma yolunda ilerliyoruz. İyi de paylaşım yapma sen de dediğinizi duyar gibiyim. Durum bu kadar basit değil. Sosyal medyanın getirdiği iletişim kolaylığı beraberinde insanları kolaycılığa alıştırıyor. Kitaplara ayıracağımız zamanı azaltıyor, bir şeyler hakkında bilgi sahibi olduğumuzu düşündürecek yüzeysel bilgiler veriyor. Oysa hepsi kocaman bir yanılgı. 

Sürekli hale gelen linç kampanyalarıyla insanların geçmişleri, geçen zamanlardaki tweetleri didikleniyor ve rahatsız edici saldırgan üslup ortam normali haline geliyor. 

Gece yarısı kapınızın çalındığını ve insanların içeri hücum ettiğini düşünün. İsterseniz en sevdiğiniz kişiler olsun bunlar, isterseniz sohbetlerini çok sevin. Unutmayın, çoğunlukla yalnız değilsiniz ve evde beraber olduğunuz kişiler sizi sosyal medyadaki kişilerle paylaşmak zorunda değil. Evde bakmadığınızı düşünüyorsanız işte bakıyorsunuzdur. Hiçbir patronun, çalışanın odasında onlarca kişinin çene çaldığını görmekten mutlu olacağını düşünmüyorum. Eğer patronsanız, çalışanlarınızın sizi sürekli birileriyle bir arada görünce içine düşeceği ruh halini düşünmeniz güç değil. 

Bazı temel kabuller bize sosyal medyadan vazgeçemeyeceğimizi düşündürüyor. Oysa sosyal medyaya ayıracağımız zamanda gerçekten değişim sağlayacak çalışmalar yapmamız mümkün olabilir. Becerilerimizi hatırlayıp kendi gündemimize dönmemiz için vesile olabilir sosyal medyayı terk etmek. Öfke, kızgınlık, yanlış anlamalar ve saplantılarla dolu bir mecrayı terk etmek hem sizin için hem de dünya için gerçekten büyük bir adım olacaktır. Gözlerinizi ve zihninizi akıllı telefon ekranlarına hapsetmekten vazgeçmek dünyanın renklerini keşfetmek için muazzam bir fırsat sunacaktır. Gerçekten iletişim kurmak için yüz yüze görüşmeleri, eğer mümkün değilse bir telefon görüşmesini tercih edebilirsiniz. Daha sağlıklı bir iletişim kurmanız mümkün olacaktır. Hem böylece sadece sizi takip ediyor diye takip etmek zorunda kaldığınız ve saçmalıklarıyla sizi her gün sinir eden onlarca kişi ile zoraki iletişim kurmanın da önüne geçebilirsiniz. 

Yeniden başlayana kadar hoşça kal sosyal medya.