SOSYAL KEMOTERAPİ

Doç. Dr. Can CEYLAN
Tüm Yazıları
Ağırdır kemoterapi tedâvisi. Vücûda zerk edilen ilaç, yakıcıdır. Hâlsizlik, mide bulantıları, iştahsızlık, ışığa ve sese tahammülsüzlük en hafif yan etkilerdir.

Yürekli bir mücâdele veren kanser hastaları ve onların yakınları çok iyi bilirler ki, kemoterapi, bu hastalığın tedâvisinde en yaygın yöntemdir. Yine bilinmektedir ki, kemoterapi çok yıpratıcı bir tedâvi yöntemidir.

Kemoterapi alan hastanın yaşadığı ağır olumsuz şartlar, yakın çevresine de yansır. Hastalık, bireysel olmaktan çıkar; hastanın sosyal çevresi bu sıkıntıyı topyekûn göğüslemek durumunda kalır. Bu yüzden mücâdeleyi bizzat yapan hastanın ve çevresindekilerin kenetlenip birbirlerine destek vermeleri çok önemlidir.

Ağırdır kemoterapi tedâvisi. Vücûda zerk edilen ilaç, yakıcıdır. Hâlsizlik, mide bulantıları, iştahsızlık, ışığa ve sese tahammülsüzlük en hafif yan etkilerdir. Dökülen saçlar, sararan beniz hastalığın âdeta işbirlikçileri gibi, insanın tahammül ve savunma gücüne saldırır. Hasta hücrelerin yanında sağlıklı hücreler de ölür.

Şu anda ülke olarak sosyal bir kemoterapinin içindeyiz. İlk belirtileri MİT Krizi ile ortaya çıkan, 17-25 Aralık teşhisin konduğu  ve 15 Temmuz’da basireti bağlı olmayan herkesin gördüğü gerçek şudur ki, FETÖ İhânet Çetesi, Türkiye’yi bir kanser gibi ölümle burun buruna getirmiştir. Ayrıca FETÖcü olmayıp da devlet ve milletin bekasını tehdit eden diğer terör örgütleri de aynı şer cephesinde yer almaktadır. Toplumsal yapımıza tıpkı bir kanser hastalığı gibi metastaz yapmış olan FETÖ ve diğer terör gruplarına karşı 15 Temmuz gecesinde başlayan mücâdele, tam bir kemoterapik mücâdeledir.

   Toplumun tabanından gelen ve devletin tüm organlarına sızan FETÖ Kanseri’ne karşı ağır bir kemoterapik tedâvi uygulamak kaçınılmazdır. Bu tedâvi, daha da artması gereken bir seviyede devam etmelidir. Bu mücâdelede tıpkı tıbbî tedavideki yan etkiler gibi, olumsuzluklar ve istenmeyen yan etkiler olacaktır. İyi hücreler gibi toplumdaki her birey, bu mücâdeleden olumsuz etkilenecektir. Mağduriyetler maalesef yaşanacaktır. Kanserle ilgisi olmadığı hâlde dökülen saçlar gibi, FETÖ Kanseri’ne karşı yapılan kemoterapik mücâdelede benzer olumsuzluklar olmaktadır. Ancak kanser tedâvisindende zaferle çıkan her hastanın saçlarına yeniden kavuşması gibi, bu mağduriyetlerin telâfi edilmesi mümkündür. Ama saçlar dökülmesin diye kemoterapiyi reddederek kansere teslim olup “yakışıklı ölmek” uğruna, sokakta bulmadığımız bu devletin bekası için ağır da olsa sosyal kemoterapiden kaçınmak kabûl edilemez.

Ayrıca bilinmeli ve unutulmamalıdır ki, böyle bir sosyal kemoterapi daha önce başka bir devlette ve toplumda uygulanmış değildir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk toplumu olarak mücâdele ettiğimiz FETÖ Kanseri, mücâdele yolları konusunda literatürde bilgi sâhibi olunan bir hastalık değildir. Dünyânın en köklü bilim dalı olan tıpta bile kütüphâneler dolusu kaynaktan yararlanılarak yapılan tedâvilerde dahi, olumsuz yan etkilerle karşılaşmak kaçınılmazdır. FETÖ Kanseri’ne karşı yapılan mücâdelede de benzer sonuçlar maalesef olacaktır.

Daha iyi bir yöntem bulunana kadar şimdilik, kanserle mücâdelede en uygun yöntem, kemoterapidir. Sosyal kemoterapiye alternatiflerin neler olacağını bir sonraki yazıya bırakalım.