SOMA VE İLKELİ FİNANS

Yusuf DİNÇ 15 May 2018

Yusuf DİNÇ
Tüm Yazıları
Anneler Günü'nde Soma'yı yeniden hatırladık. Akla hayale gelmeyecek bir acının gerçek olması ruhumu derinden etkiledi. Nereye baksam Soma'yı gördüm, ne düşünsem, ne yazsam Soma'ya çıktı hep o günlerde. Hala bu duygudan çıkabilmiş değilim.

Çünkü o günden bu yana değişmeyen kapitalist finans aynı acıları tekrar yaşatmak için gün sayıyor. 

Hatırlarsanız Soma faciasında şehit olan kardeşlerimizin bazılarının banka borcunu siliyoruz şeklinde bir kurumsal sosyal sorumluluk şovu yapılmıştı o dönemde.

Borcu silmek doğru fakat bunu bir kamuoyu oluşturma (PR) aracı olarak kullanmak doğru değildi. Üstelik işçinin canına mal olan (kusurlu olduğu iddia edilen) işletmeye finansman sağlayıp faciaya kapı aralayan kapitalist ikiyüzlülüğüyle hiç doğru değildi.

Kapitalist Finans öyle olsa da gerçekte finans kar etmek için her işletmeye her projeye kaynak aktarılacak bir iş değildir. İlkeli olmak gerektirir. Fakat tamah (kar) gözü bürüdü mü ilke varsa da kalmaz.

Dünyada kreditörlerin iş ve işçi güvenliği ve çevre duyarlılığı bulunmayan işletmelere kredi vermesini engellemeyi amaçlayan örgüt ve ilkeler geliştirilmiştir. Dünya genelinde birçok finansal kuruluş bu örgütlere üyedir. Örgütler üyelerinin belirlenen ilkelere uygun finansman sağlayıp sağlamadığını denetleme yetkisine sahiptir. Aynı zamanda bu konularda topluma bilgilendirme ve üyelikten çıkarma gibi tedbirler almaktadırlar.

Bizim öz kodlarımıza da uygun bir sosyal sorumluluk faaliyeti gerçekleştirirler. Artık Türkiye olarak ya bu tür ilkeler getirebilecek örgütlere sahip olmamız yahut finansal kurumların ilgili uluslararası örgütlere üye olmalarını beklemek hakkımızdır.

Ya da daha katı bir çözüm olarak düzenleyici ve denetleyici otoritelerin doğrudan veya dolaylı olarak zorlayıcı şartlar getirmeleri veya bu denetimleri gerçekleştirmelerini gündeme alabiliriz.

En kati çözümse İslami finanstan geçer. İslami finans zarar veren üretim süreçlerine katılmaz. Bir duruşu vardır. Duruşunu bozmaz. Bu haliyle kapitalizme bir başkaldırıdır.

Finansal sistem yapısal çözümlere muhtaçtır. Faizsiz finans ilkeleri etrafında sistem yeniden düzenlenebilir.

Gerçekten faiz kötülüklerin hem anası hem babası ve hem de danasıdır. Bu ifadenin salt bir anlayış biçimi olarak ele alınmaması gerekir. Bakmayın bankaların yasal olarak faizli işlem gerçekleştirdiklerine faizcilik tüm ekonomilerde yasaktır ve ortak kabul görmüş bir tanımı dahi yoktur. Soma’da da, Hindistan’da da, Afrika’da da ve her yerde bu yıkıcı hadiselerin failleri arasındadır.


Elbette her insan kıymetlidir hem bizim insanımız da çok kıymetlidir. Onların kaybına neden olabilecek dünya gerekçelerinin hiç bir kıymeti yoktur, olamaz.

Artık Soma’lar olmasın. Artık kapitalizmin büyüme uğruna esirgediği kalkınma insanımıza çok görülmesin.