SİZ LÖW'UN YERİNDE OLSANIZ TÜRKİYE SÜPER LİGİNE GELİR MİYDİNİZ?

Micheal KUYUCU 14 Oca 2022

Micheal KUYUCU
Bu yıl futbol dünyasında çok hareketli günler yaşanıyor.

Üç büyüklerin “Vah Vah” dedirten teknik direktör stratejisi

Bu yıl futbol dünyasında çok hareketli günler yaşanıyor. Özellikle İstanbul’un üç büyüklerinin patır patır döküldüğü bir yıl oluyor. Üç büyük takım da daha sezon ortasına gelmeden teknik direktörlerini değiştirdi. Bu değişim her ne kadar yenilik gibi gözükse de “günü kurtarma”dan başka bir şey değil. Kulüp başkanları zaman kazanmak adına hemen teknik direktörlerine tekmeyi basıyorlar. Bu bana samimiyetsiz geliyor. Taraftarı anlık susturmadan başka bir şey değil.

Ben Löw olsam gelir miyim?

Şöyle bir düşünün. F.B. son yılların en başarısız sportif sezonlarını yaşıyor. Her başarısızlığın faturası teknik direktörlere kesiliyor. En son kesinlikle yanlış bulduğum bir davranışla Victor Pereira’nın görevine son verildi. Koç takımda ciddi bir başarısızlık yaşıyor. Ben başkanın samimiyetine güveniyorum ama o da günü kurtarmadan başka bir şey yapmıyor.

Başarısızlık = Teknik direktör değişikliği

Pereira’yı gönderdiler. Sonrasında “takımın başına kim gelecek sorusu” sorulmaya başlandı. Sezon ortası, pandemi, döviz krizi gibi pek çok faktörün paydasında teknik direktör aramaya başladılar.

Biliç ön plana geldi. Çin’de başarısız bir sezon geçiren Biliç Fenerbahçe’ye gelse ne olur gelmese ne olur?

İsmi konuşulan bir diğer isimde Löw oldu. Joachim Löw’un Fenerbahçe’ye gelmesi gündeme geldi. F.B. Kulübü başkanı bu konuyla bizzat kendisi ilgilendi. İddialı bir ismin Türkiye’ye gelmesi hepimizi heyecanlandırır. Biz Türkiye olarak bu Löw’u 1998-1999 yıllarında Fenerbahçe’de, 2000-2001 yıllarında da Adanaspor’da bir güzel hırpaladık. Adama başarısız damgasını vurup memleketine postaladık. Sonra Löw harikalar yarattı ve Alman Milli Takımında Derwal’dan sonra uzun zamandır kimsenin yapamadığı şeyi yaptı. Almanya’yı adeta diriltti ve Alman futbolunu tekrar dünyada önemli bir yere getirdi.. Löw’un başarılarını adım adım takip ettim. Çok seviyorum onu, Türkiye’ye gelse samimi söylüyorum hangi takım olursa olsun o takımın başarılı olmasını isterim. Ama bir soru işaretim var. Siz Löw’un yerinde olsanız Türkiye’ye gelir misiniz? Benim cevabım çok net “HAYIR”!

Türkiye olarak en kolay teknik direktör harcayan ülkelerden biri haline geldi. Yönetimler başarısızlıklarının faturasını teknik direktörlere kese kese Süper Lig adeta bir teknik direktör mezarcılığına döndü. Şimdi siz dünyada zirveye çıkmışsınız. Tüm dünya sizi konuşuyor. Yaşınız 61’e gelmiş. Tam zirvedeyken böyle bir riske girer misiniz? Geleceğiniz ülkede döviz sorunu nedeniyle her geçen gün maliyetiniz artacak. Geleceğiniz takım sezon ortasında papazı bulmuş, tüm kupalardan elenmiş. Takım sizin değil başkasının kurduğu bir takım. Bu takımda sadece Mesut Özil’i tanıyorsunuz. Gerisi hikâye. Bu sezon gelip de ne yapacaksınız? Gelince de krediniz hemen bitmeye başlayacak.

Löw Türkiye’ye gelirse en az üç yıllık bir anlaşma ve bir yapılanma planı ile gelir. Ona da bu ülkenin sabrı olmaz. Bir de adam geçmişte bir acı deneyim de yaşamış. Valla, kimse kırılmasın. Çok ama çok isterim gelmesini Türkiye’ye ama ben Löw’un yerinde olsam gelmem.

Sergen Yalçın’ın harcanmasına göz yumuldu

Bu sene Beşiktaş’a da bir haller oldu. Beşiktaş, üç kupalık bir alt yapı kuran Sergen Yalçın’ı  biraz işler kötü diye bozuk para gibi harcadı. Ya adam kısa vadede sizi şampiyon yapmış. Daha geçen hafta onun size sağladığı iki kupa sayesinde üçüncü kupayı aldınız. Şampiyonlar Liginde sıfır çektiyse ne oldu? Bir sonraki sezon şampiyon olmazsa ne olur? Hatta ligden bile düşse ne olur? Böyle bir nankörlük var mı hayatta? Her sene şampiyonluk istiyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Bir şampiyonluğun kredisi bu kadar mı? Demek ki bu kadarmış. Beşiktaş, resmen ona üç kupa getiren adamı bir sonraki sezon yarım sezonluk kredi biçerek gitmesine izin veriyor (kimse hayır demesin son gelen süper kupada da Sergen’in payı var). Bunun adı adam harcamak değil de başka ne? Şimdi Löw olsanız “Ulan bunlara bak şampiyonluk getiren kendi yerli teknik direktörlerine bile yarım sezonluk kredi veriyorlar” diye düşünüp ürkmez misiniz?

Fatih Terim Vak’ası

Son teknik direktörlük faciası da Fatih Terim’de yaşandı. Galatasaray yönetimi Terim’le yolları ayırırken diğer iki büyük kulübe göre daha nazik davrandı. Dürüst olmak lazım. Terim eski Terim değil. Ayrıca çok da agresif. Eleştiriye tahammülü kalmadı, biraz da haklı egosu var. Hala ondan sonra yirmi yıldır Avrupa’dan kupa getiren bir teknik adam çıkmadı. Bunlar güzel ama egosunu biraz fazla yukarı çıkarttı. İletişimlerinde biraz daha agresif olmaya başladı. Başkan Burak Elmas da “bir yere kadar” dedi.

Benim tahminin Terim Avrupa’dan bir kupa daha getirmek istiyordu. Ondan biraz Türkiye’deki kupaları sallamadı. İkinci bir Avrupa kupası içinde 6-7 maçlık bir maraton kalmıştı. Olabilir miydi zor da olsa olma ihtimali vardı.

Galatasaray başkanı Terim’i biraz memuriyetteki terimle kızağa çekmek istedi ve ona Sportif AŞ’nin Başkan yardımcısı veya Sportif direktörlük görevini teklif etti. Bence bu gayet vefalı ve güzel bir teklifti. En azından diğerleri gibi ona kapıyı göstermediler. Ama Fatih Terim egosunu konuşturdu ve bu teklifi “şaka mı yapıyorsunuz…… duymamış olayım” diyerek kabul etmedi. Oysa kabul etseydi belki daha pasif gibi gözükse de Galatasaray’a daha üst bir kıdemle yine katkılarda bulunabilirdi. Ama Terim “Siz şaka mı yapıyorsunuz?” dedi. Üstüne de ekledi “Günlerdir bana Mobbing uyguladınız”.

Sportif A.Ş.’yi kabul etmeliydi

Terim’in bu davranışı biraz koltuk sevdalısı müdürlerin davranışına benzedi. İki adım ileri atmak için önce bir adım geri atabilirdi. Başkanın samimi olup olmadığını test edebilirdi ve inanın Terim daha başarılı da olabilirdi. Hep sahada başarılı olacaksın diye bir şey yok, bazen mutfakta da başarılı olabilirsin. Kaldı ki Türkiye’nin futboldaki sıkıntıları biraz da bu Sportif AŞ.’lerin yönetiminden de kaynaklanıyor. Herkes göz önünde olma derdinde. Terim takımı yönetme sevdasından vazgeçip takımı yönetecek adamı ve hatta kulübü de yönetmeyi  deneyebilirdi. Ama kabul etmedi.

İşte üç büyüklerin hali böyle vahim bir durumda bu sene.

Şimdi Allah aşkına siz Löw olursanız aklın, mantığın gittiği, duyguların ve günü kurtarmanın ön planda olduğu bir lige gelir misiniz?

Ha gelirse de ya “adam çok cesaretli” derdim ya da “adamı iyi kandırdılar” derdim.

Koç’a da tavsiyem ne yap ne et Löw’ü bir yıl içinde getir ve ona bir dünya takımı kurması için tüm imkanları sağla. Gerekirse cebinden harca. Olmazsa da “kısmet” deyip gidebilirsin. En azından “denedim olmadı” dersin.