SEVGİLİLER GÜNÜ KAPİTALİZMİN OYUNU

Alican DEĞER 12 Şub 2018

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
Bu Kapitalizm büyük sistem! Komünizmin neden başarılı olamadığını düşünmeye gerek bile yok.

Çünkü biri insan doğasından, aç gözlülüğünden beslenirken, diğeri kağıt üzerinde çok iyi görünen ancak pratikte uygulanması mümkün olmayan bir dünya vaat ediyor. Doğal olarak da kısa vadede 'ihtiyaçların' karşılanmasına güdülenmiş insanlara hitap eden kazanıyor bu yarışı.

Mesela, Sevgililer Günü. İşte bu kapitalizmin bir oyunu. Buna bir çok başka özel anma gününü de ekleyebilirsiniz. Bu yıl içine serpiştirilmiş günlerin birbirine hediye alınmayan şekli yok mu arkadaş? Niye her anma gününde birileri birilerine hediye almak zorunda? Neden illa insanlar zaten sevdikleri insanlara bu gün ayrıca bir kez daha sevdiklerini hatırlatmak ve bunu da onlar adına bir şeyler satın alarak yapmak zorunda? 

İşte bu noktada kadınlar devreye giriyor. Kapitalizmin en büyük dayanaklarından olan kitle. İşte bu yüzden 14 Şubat Sevgililer Günü, erkekler için bir tür sevgi sınamasına dönüşüyor. Ve inanın her erkek bu baskıyı üzerinde hissediyor. Çünkü kadınlar bu gün ve benzerlerini kutlamaya formatlı olarak doğuyorlar. Ama erkeklerin mayasında bu durum eksik. Onlara göre sevgiyi ifade etmenin başka yöntemleri var. Zaten kadınların başka yöntemlerden şikayet ettiği de yok. Onlar hem o yöntemleri, hem de bu özel günün özel bir şekilde kutlanmasını istiyorlar.

Erkeğin doğasında maalesef romantizm yok. Öyle bir gen bulunmuyor bizlerde. Bu öğretilmeye çalışılıyor. Aileden, daha sonra arkadaş çevremizden ve elini tuttuğumuz kadınlardan sürekli eğitim alıyoruz. 

İyi ve kötü, kibar ve "Ayı", cimri ve bonkör, "Odun" ve nazik hep bu kritere göre belirleniyor. Ya birisinizdir ya da diğeri. Hele yaşam kavgasından ödevlerinizden birini atlayın, hemen tasnif edildiğiniz sınıf değişiverir.

Erkeğe göre ailesi için çalışmak görevdir. Onların geçimini sağlamak, elektrik-su faturasını ödemek. Kış geldiğinde oğlana alınacak içi kürklü botun parasını düşününce görevini yaptığını bilir. Ancak bu onları tam bir erkek yapmaya yetmez. Kira ödemek tamam. Okul taksiti tamam. Ama ya Sevgililer Gününde alınacak hediye unutulursa? İşte o zaman eksik erkek olursunuz. İnanmıyorsanız bir deneyin de görün.

Sevgililer günü çok yaklaştı.  Dikkat edin. Gazete sayfalarına, sokaklarda tabelalara, hatta televizyon reklamlarına bir göz atın. Ortalığın pırlanta reklamından geçilmediğini göreceksiniz. Ne yani Şubat Ayı pırlantaların göç mevsimi mi? Tüm bu reklamlar sevgililer gününde sevdiğiniz kadına pırlanta almaya ikna etmek için sizin beyninizi yıkamaya çalışıyor. Dedikleri şey çok net. "Eğer sevgiliniz, yani sevdiğiniz biri varsa ona mutlaka pırlanta almalısınız. Yoksa siz eksik bir erkeksiniz."

Pekiyi bu kadar reklam içinde erkeğe alınacak tek bir ürün görüyor musunuz? Öyle ya, kadın sevgililiğin bir parçası ise diğer parçası da erkek.. Erkeğe de pırlanta yüzük mü alınacak yani?

İşte kapitalizmin oyunu dediğim de tam olarak bu. Önce hiç ihtiyaç olmayan bir şeyi ihtiyaçmış gibi algılatıyor. Bunu toplumsal kabule zorluyor. Sonra yine bir tasnifle sınıflıyor. Eğer bu sınıfın içine girmezseniz aşağılıyor. Sonra da "Niye komünizm çöktü?". İşte bu yüzden.