Vakıf Katılım web

ŞARKILAR ŞİDDETE, PARAYA, KUMARA VE LÜKS TÜKETİME ÖZENDİRİYOR

Micheal KUYUCU 31 May 2020

Micheal KUYUCU
Tüm Yazıları
Barış'la korona salgını günlerini ve 2020 yılında yayınlanan "Hayır Hayır" adlı şarkısını konuştuk.

Müzik dünyası onu Popstar yarışmasında “Popstar Barış” adıyla tanıdı. Yaklaşık on yedi yıl geçti. O dönemden, o yarışmadan ve benzeri yarışmalardan akılda kimse kalmadı. Barış ise Popstar Barış’tan Barış Kömürcüoğlu’na geçiş yaptı ve çok sevdiği müzik sektörüne hizmet etmeye devam etti. Son yıllarda ardı ardına teklilerini yayınladı. Barış’la korona salgını günlerini ve 2020 yılında yayınlanan “Hayır Hayır” adlı şarkısını konuştuk.

“Karantina sürecini faydaya çevirdim”

İki aydır evdeyim hiç çıkmadım. Market alışverişlerini bile apartman görevlisi hallediyor, ben hiç çıkmadım iki aya yakındır evdeyim. Ben bu süreci daha ziyade hep ertelediğim şeylerle değerlendirdim diyebilirim. Yani kendi adıma bir bakıma faydaya çevirdim. Çünkü sosyal medyayı efektif kullanma konusunda eksiklerim vardı ve müzik adına bazı araştırmalar ve yeni repertuvar yeni tarzlar üzerine birtakım denemeler yapmak istiyordum. Evi bu anlamda hem bir stüdyo hem de bir kütüphane gibi kullandım iki aydır. Bu arada zaten hani tam o karantina dönemine girmeden önce çektiğim bir klip vardı. En azından herkesin evde geçirmek zorunda olduğu zamanını böyle kullanıp belki daha fazla insana ulaştırabilirim diye düşünüp bu dönemde çıkarttım.

“Sosyal medyanın tanınırlığıma ve bilinirliğime katkısı oluyor”

Her gün canlı yayın yapıyorum. Bir kısmını Instagram’dan yapıyorum bir kısmını da Bigo diye bir uygulama var, Bigo üzerinden yapıyorum. Daha fazla insana ulaşabilmek için iki farklı platform kullanıyorum. Ve çok da dönüşlerini alıyorum açıkçası. Sosyal medyanın tanınırlığıma ve bilinirliğime de katkısı oluyor. Her anlamda ben kendi adıma elimden geldiğince verimli geçirdiğimi düşünüyorum bu süreci.

“Hayır Hayır isimli şarkım, yaşadığım şeyleri anlatıyor”

Yeni şarkım “Hayır Hayır”, benim arşivimde iki yıldır duran bir şarkıydı, tamamlanmış bir haldeydi ve sadece klibi yoktu. Ben bu şarkıya niyetlendim. Bu karantina günleri için uygun olabilecek bir şarkı diye hissettim ve son Almanya konserim için oraya gittiğimde bunu da bir fırsata çevirip orada değerli bir yönetmen arkadaşımla hemen böyle hızlı bir şekilde hücum kayıt gibi bir şey diyebileceğim bir klip çektik Almanya’da. Türkiye’ye geldiğimde bunun kurgusunu vs. tamamlayıp bu şarkıyı kliplendirerek piyasaya sürdüm. Çok da içime sinen bir şarkı benim çok sevdiğim bir şarkımdı. Dönüşleri de şu ana kadar hiçbir şarkımda olmadığı kadar pozitif oldu diyebilirim. “Hayır Hayır” bir ayrılık şarkısı. Ben burada terk edilen bir roldeyim. Aslında rol de demeyelim zaten bu benim hayatımda yaşadığım şeylerden esinlendiğim bir şarkıydı.

“YouTube’da parlayanların çoğunu tanımıyorum”

Youtube’da parlayanların çoğu bizim yeni nesil diyebileceğimiz sanatçılar. Birçoğunu ben tanımıyorum. Tesadüfen mesela denk geldiğimde veya birisi bak şöyle bir şarkı var dinle dediğinde bir bakıyorum 50 milyon, 100 milyon izlenmiş işlerle karşılaşıyorum ve ismini ilk defa duymuşum, oysaki biraz geçmişine baktığımda adamın iki üç sene önceki klibi de 50-100 milyonu bulmuş. Yani o an daha parlamamış ben hiç duymamışım neredeyse. Bu şunu gösteriyor. Artık yeni neslin bizden farklı bir mantıkla ve akımla müziğini dinlediğimiz kendi starlarını yarattığını oluşturduğunu gösteriyor bana. Yani biz halen radyo ve televizyon nesliyiz. Bir şarkıyı radyoda veya televizyonda keşfediyoruz ya da orada parlayan orada bizim önümüze sunulan şeyleri takip ediyoruz. Oysaki gençlik tamamen bağımsız. İnternet ortamında duymak istediği müziğin peşinden gidiyor, araştırıyor ve işte belli isimlerde kümeleniyor ki o isimler parlayabiliyor.

“Türkiye’de romantizm can çekişiyor”

Bence dünyada zaten romantizm öldü, Türkiye’de de can çekişiyor. Türkiye’de halen bir potansiyel var, çünkü biz duygusal bir milletiz. Bizim davranışlarımıza duygularımız çok yön veriyor halen çok yön veriyor. Ama dünyaya baktığımızda dünya müziğinde romantizm kaldı mı? Ben hiç öyle düşünmüyorum. Ama güdülerimize, dürtülerimize, zaaflarımıza, nefsimize hitap eden şeyler ön plana çıkartılıyor dünya müziğine baktığımızda. Sürekli ya belden aşağıya işliyor şarkılar ya şiddete, paraya, kumara ya da lüks tüketime özendiriyor, romantizmden eser yok. Hem romantizmi hem de çağdaş müziği üzerinde taşıyabilen, ikisini de kendine yakıştırabilen Türkiye’de bence çok nadir insan var. Buna örnek olarak Tarkan’ı söyleyebilirim. Tarkan nasıl ki gündem yaratan hızlı şarkılar, hit yaratan gündem şarkılarını sesinin güzelliğiyle ve o romantizmiyle yaptı.

Evliliğin yeni görücü platformu dijital medya

Bekarların çevrimiçi tanışma uygulaması Hawaya, Match Group’un İngiltere, Fransa, Almanya ve Türkiye’de 10 bin kişi ile gerçekleştirdiği araştırma da ilginç bir konuyu gündeme getirdi. Araştırmaya göre her beş kişiden biri, ideal partnerini artık çevrimiçi platformlar üzerinden buluyor. Yani evlenenlerin yüzde yirmisi evlenecekleri kişiyi internetten buluyor.

Araştırmanın Türkiye ayağında, 2000 kişiye yöneltilen ‘Eşinizle / Partnerinizle Nerede Tanıştınız?’ sorusuna, 18-40 yaş arası çiftlerde her beş kişiden birinin çevrimiçi platformda tanıştığı görülürken, görücü usulü evlenmelerin oranı yüzde 7’de kalıyor. Araştırma sonuçları, geleneksel tanışma yöntemlerinin değiştiğini, daha yenilikçi çevrimiçi tanışma platformlarının tercih edildiğini gösterdi.

Avrupa’da ise ciddi ilişkilerin yüzde 26’sı çevrimiçi uygulamalar üzerinden kuruluyor. Sıralamayı yüzde 18’lik bir oranla iş veya okul çevresi, yüzde 16 ile arkadaş çevreleri takip etmekte. İngiltere’de ilişki içerisinde olan çiftlerin yüzde 24’ü aşkı çevrimiçi platformlarda bulurken, yüzde 17’si arkadaşları sayesinde buluyor. Fransa’da çevrimiçi ciddi ilişki uygulamaları üzerinden kurulan ilişki oranı yüzde 24 iken, Almanya yüzde 26. Özetle insanlar artık aşklarını, evlenecekleri kişileri de internetten buluyor.

TRT Belgesel’den bir kaliteli yapım daha

TRT, hafta sonu evde kalanlar için belgesel şöleni hazırladı. Doğal afet ve pandemi alanlarında kullanılmak amacıyla 184 bin m2 alan üzerine temelleri atılan Yeşilköy Prof. Dr.

Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin yapım hikayesi, hastanenin açılış günü olan 31

Mayıs Pazar günü(bugün) ekrana gelecek. TRT’nin ses getiren bir diğer yapımı Küresel Tehdit Covid- 19 belgeseli ise yeni bölümüyle hafta sonu izleyiciyle buluşacak.

Hastanenin yapım hikayesi TRT Belgesel’de

Sağlık Bakanlığı tarafından çalışmaları yürütülen hastanenin temelinden açılışına yapımı 45 gün planlanan ve tüm bu aşamalarını gece gündüz kayıt altına alan TRT Belgesel, çekimlerde

3 aktüel, 3 aksiyon ve 1 hava kamerası kullandı. 184 bin m2 alan üzerine kurulan hastanenin bilinmeyen özellikleri, tüm aşamaları, özel röportaj ve görüntüleri 31 Mayıs Pazar saat

21.00’de ilk kez TRT Belgesel’de ekrana gelecek. Bence bu belgesel izlenir.

Mazhar Alanson, Burcu Güneş'e neyi emanet etti?

 ''Bir Kadın'' isimli teklisi ile müzik listelerinin zirvesinde bir kez daha yerleşmeyi başaran Burcu Güneş, konserlerin sekteye uğradığı ve üretimin yavaşladığı bu süreçte hiç hız kesmeden üretmeye devam ederek sevenlerini yeni bir projeyle buluşturdu.

Mazhar Alanson'un "Benim Hala Umudum Var'' ve '' Ah Bu Ben'' adlı şarkılarını yeniden yorumlayan Burcu Güneş: "Benim için çok özel bir emanet, aylardır evde olduğumuz süreçte, tamamen amatör bir ruhla yola çıktığımız Serkan Ölçer ile ikimizin de pop tarihindeki en sevdiğimiz eserlerin başında yer alan bu şarkıların kayıtlarının kendiliğinden böyle güzel bir boyuta gelmesi beni çok heyecanlandırdı. Mazhar abiye dinlemesi için gönderdiğimde çok beğendi. Bu şarkıların onun göz bebekleri olduğunu biliyorum, umarım benim yorumumla da ayrıyeten sevilip, beğenilir." diyerek bu iki cover hakkındaki duygularını anlattı.