Vakıf Katılım web

SANDIĞA DOĞRU PARTİLER VE KÜRTLER ANALİZİ

Yaşar İÇEN 01 Nis 2022

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Vatandaşı vaatlerle seçime götürmekle her şey biter mi?

Vatandaşı vaatlerle seçime götürmekle her şey biter mi? Elbette bitmez çünkü hep söylediğimi yine söylüyorum; iletişim çağı tüm tahtları ve bahtları en çok da siyasi figürlere olan güveni tarumar etti… Toplumlar son beş yıldır “siyaset fesadından” komada haberimiz ola… En ağır siyasi travmalar da Ortadoğu’da… Yapılan tüm anketlerde “çok mutsuzum çoookkk” başlığının öne çıkmasını sağlayan en asli sebepte siyasete, adalete, eşitliğe, etik değerlere olan inancın ve güvenin minimuma inmesi… Türkiye dahil Ortadoğu genelinde seçmenin sandığa ve siyasete katılım oranı da giderek düşüyor… Özetle ey cemaati siyaset; gösterişten, protokolden, kibirden sıyrılıp samimiyetle halktan olmadığınız sürece ve tüm söylem ve hareketleriniz kendi kalenize gol olur… Ve tavsiyemdir; samimiyet işini beceremiyorsanız sakın sahaya inmeyin derim çünkü “deveye cilve yap demişler ortalığı birbirine katıp yakıp yıkmış her şeyi” misali tablolar ortaya çıkıyor…

Bu kadar siyasetten söz etmişken birkaç cümle ile siyasi partilerin süzgecimdeki özetini aktarmak istiyorum sizlere…

İYİ Parti’de sular durulmuyor… Ve Meral Akşener’in son görev dağılım listesindeki isimleri görünce üç yıl öncesine gitti hafızam… 2019’da kaleme aldığım “İYİ Parti’de merkez sağ tamamdır” başlıklı köşe yazımda “İYİ Parti milliyetçi isimlerle yola çıksa da asıl çizgisinin bu olmadığını ve zamanla milliyetçi çizgiden çıkıp merkez sağdan yana tercihini yapacak…” dediğim yerdeyim halâ…2023’e doğru bu eğilim hız kesmeden devam edecek… Hemen ekleyeyim İYİ Parti’nin merkez sağa yanaşacağını ilk yazan kişi olmakla birlikte hemen sonrasında ekran ve basın yorumcularına ilham kaynağı da oldum… Sağ olsunlar hiçbir şekilde kaynak belirtmeden her şeyi kendi hanelerine yazıp konuşmayı çok severler…

CHP’de de sancılar var hem de fazlasıyla çünkü Kılıçdaroğlu ısrarla “helalleşelim” dese de kemik ulusalcılar geçmişten hiç ama hiç şikayetçi değil… Doğu ve Güneydoğu’da CHP’nin oy oranı bir kaç puanlık artış gösterse de Kürtler halâ popülist hovarda CHP’ye tam olarak gü-ve-ne-mi-yor… Yıllardır sıklıkla dile getirdiğim “aslında Kürt sorunu yok, Kürtlerin geçmişe yönelik  ağır devlet travması var” cümlemin özünde yatan gerçek CHP’nin geçmiş zihniyeti… Marjinal Kürtleri bir kenara koyarsak (çünkü onlar Kürt kültüründen bihaber tek ideoloji olarak  sadece şiddetli söylemlerle muhalefet olmayı seviyor) Doğu ve Güneydoğulu Kürtler her ne kadar AK Parti’nin eksikleri ve HDP’nin kararsızlığı sebebiyle CHP’ye doğru yanaşmış olarak görünse de tablonun tamamını ve yürekten bir güven duygusunu yansıtmıyor bu yakınlık… Özetle Kürtler, geçmişin acı tecrübeleriyle halâ CHP’ye tam olarak güvenemiyor… Hatta geçtiğimiz günlerde büyük ihtimalle Kılıçdaroğlu da baktı ki olmuyor teşkilatlarına aleni ayar verdi; “Kibiri, gösterişi, sert söylemleri, geçmişin zihniyetini bir kenara bırakıp kucaklayıcı ve mütevazi olun” dercesine…

Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışını takdir etmekle birlikte CHP içinde ne kadar karşılık bulacağını da çok merak ediyorum…

HDP ise kan kaybetmeye devam ediyor… Kararsız, hedefsiz, güncel politikasız üç beş cümlelik klişe gel git söylemler HDP’li seçmeni oldukça yormuş durumda… Bunun üstüne son yıllarda milletvekili adayı olarak Kürtlerin önüne sürülen vizyonsuz isimlerin vatandaşta yarattığı büyük hayal kırıklığı “Kürtler bu vizyonsuzluğu hak etmiyor” sitemlerinin su yüzüne çıkmasını sağladı… Şimdi HDP; AK Parti’nin geçmişine özlem CHP’nin verdiği kadrolara hayran duygularla ARAF’ta…

AK Parti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sahaya çıkın” talimatıyla hızlı ve sıkı bir maratona başladı… Tüm eski teşkilatlarını da davet eden AK Parti “yarın seçim olacakmış” gibi son virajı firesiz almaya çalışıyor… AK Parti’den beklenen önemli bir hamle daha var; aidiyet duygularıyla Türkiyeli Ruhu’nu güçlendirmesi… Çünkü sen-ben-o değil BİZ olmak mantığıdır bizi düze çıkaracak olan… Basit bir mantık yürütelim dersek; Türkiye’nin etnik kültürler grafiğine bakarsak en fazla nüfusa sahip olan kültür hangisi? Cevap çok net; Kürtler… Net bir rakam zikredemezsem de Türkiye nüfusunun yaklaşık üçte birini Kürtler oluşturuyor… Lütfen bu rakam birilerinin şiddetli ret söylemlerine vesile olmasın… Ve şu asla unutulmasın; Kürtlerin varlığını, nüfus çoğunluğunu, gücünü ve etkisini kabul edilince Türkiye bölünmez! Ayrıca Kürtlerin bölünmek gibi bir isteği de yok… Çünkü Kürtlerin sosyolojik göç tablosuna bakınca Türkiye ile birlikte Suriye, Irak ve İran’da yaşayan Kürtlerin de “bağlanmak-yaşamak-vatandaşı olmak istediği“  ülke Türkiye… Yani Kürtler; bırakın Türkiye’den ayrılmayı tam aksine komple Ortadoğu’daki Kürtler Türkiye’ye bağlanmak istiyor…