Adamla sohbet ediyoruz.

Devamlı hayattan ve paradan alacaklı gibi konular bunun üzerinde dönüyor. 

Her yerde ev fiyatlarını biliyor, arsa fiyatlarını biliyor, araba fiyatlarını biliyor.

Oturduğu memleketine uzak, hiç bilmediği belki de hiç gitmeyeceği her yerin emlak danışmanı gibi biliyor.

Biliyor Allah! Biliyor.

Niye bilmem ama izin veriyorum.

Aslında biliyorum da, kim bilir bakalım "dünya malı dünyada kalır " diyecek mi istatistiğime alacağım.

Belki ondandır.

Neyse anlatan o her kim ise, genelde çat diye acayip keserim ve asla anlatmasına izin vermem.

Kursağına tıkarım, dinlemem anlayacağınız. 

Anlatıyor.  

Çocuklarımın hayatını garanti altına aldım, mal mülk tamam diyor.

Ne güzel, ne ala evlat işte.

Ama sonra bakıyor ki, karşısındakinin malı mülkü, parası ondan çok, canı sıkılıyor, hasetlik ve hissediyorsun ki acıtmak için "dünya malı dünyada kalır" diyor.

"Çat diye öbür dünya" diye ölümü tanımlıyor.  

Hahahaha.

Yahu, DÜNYA MALI DÜNYADA KALACAKSA.

Sen neden? Ne nerede parsel parsel fiyat biliyorsun ve çocuklarına mal mülk yapıyorsun.

Çocuklar, herkes, hepimiz ölümlü öyle değil mi?

Adam çok yaşlı.

Mal mülk gani.

Ömrü boyunca para biriktirmiş, ev mal mülk yapmış, her yerden toplamış.

Para gani.

Çocuklar mirasçılar nanay.

O da bana diyor ki "dünya malı dünya da kalır", sonuç 2 metre kefen falan.

Ah be beyefendi, o zaman sen niye ömür boyu ev biriktirdin ve para biriktirdin.

Tavsiyeniz varsa kendinize saklayın.

Ölüm varsa kendinize tanımlayın. 

Hemen derhal aynaya bakın, kendinize bağıra çağıra  "dünya malı dünyada kalır " deyin.

Sen adam ve sen yaşlı adam, sen mal mülkçü, sen paracı, sen hesapçı adam, sizin gibilerin ortak noktası var.

Kimse 10 TL ısmarlayacağız kahvenizi içememiştir.

Evinize misafir geldiğinde, 6 kişilik misafir sofrasına 1 havuç, 1 turpu ayrı ayrı rendeleyip ayrı ayrı koyar, 2 çeşit salatanız varmış ayağına yatarsınız.

Misafir gittiniz, o eve boş el gidersiniz, yer içersiniz, kısa günün karı sayarsınız.

Dahası varsa, utanıyorum anlatmaya.

Ya, böyle işte.

Sonra, herkese "dünya malı dünya da kalır" demeyin sakın.

O sözleri sadece ama sadece kendinize söyleyiniz.

Sonrası size baka baka büyüyen çocuklarınız çakallığın, menfaatin, paranın, hesabın alasını öğrenecekler;

Ve sizin çocuklarınıza büyünce ne olacaksın, diye sorulduğunda;

Diyecekler ki; 

Babamın yaptıklarının aynısı yapacağım, 

Büyüyünce babam gibi olacağım, kimseye zırnık koklatmayacağım, ama daima başkalarının zırnığının peşinde koşacağım. 

Büyünce arkeolog olacağım her taşın altından ben çıkacağım, bütün taşlar, evler, mal mülk, arsa, ne varsa dünya benim olacak,

Ya da;

Büyüyünce kukla olacağım, ipim kuşağım umurum değil, ama ben parayı bulacağım,

Ve herkese “DÜNYA MALI DÜNYADA KALIR" diyeceğim.

Ahhhh babacıklar büyüyünce, sen dahil neler edeceğim, neler yapacağım neler.

Sonra da! 

Herkese! 

"Dünya malı dünyada kalır" diyeceğim.

Bakın ben size ne diyeceğim! 

Kör kuyularda merdivensiz kalmışsınız da haberiniz yok 

Malınız mülkünüz kimsenin umuru değil de, çok mutsuzsunuz. 

O ne olacak? 

İşte o! Dünyada yanınızda olmayan ve olamayacak huzur ve mutluluk olacak.

Funda'nın aklındakiler…

... Pandemi nedeniyle kapalı olan bütün şirketler çeşitli kampanyalarla reklamlara girdiler.

Arçelik'te yeni çok ilginç reklam kampanyası yapıyor.

1 Mayıs-30 Mayıs arası Arçelik mağazalarından 50 inç üzeri 4K televizyonundan satın alırsanız, eğer milli takımımız Avrupa Futbol Şampiyonasında finale kalırsa paralarını geri alacaklarmış.

Valla bu kampanya, fakire, az gelirli insana yaramaz.

50 inç üzeri televizyonlar çok pahalı, onu zaten parası olan alacak.

Bir başka durum, milli takım bu kadar ümitsiz mi ki, aldığın parayı geri vereceksin.

Neyse.

Ben Arçelik reklamcılarına bir öneri de bulunayım. 

Siz şöyle bir kampanya yapın, erkekleri bilmem, biz Türk kadınları her sabah kahve içeriz. 

Kahve makinalarınız çok pahalı.

Yarı fiyatına indirin.

Ve.

Bozulan cezvelerin yenisini almak lazım, çok pahalı onları 4/1 fiyatına indirin. 

Bize ne 50 inç üzeri televizyondaki geri dönüşlü kampanyanızdan.

Ben hiç beğenmedim.

… Tüm gazetelerin life sayfalarında Bodrum'da lüks yazlık ev kiraları 2 milyon TL’ye buldu diye.

Valla dahası var.

Aylık 66 bin Euro’ya kiralanan evler var.

Ülkenin ne kadar çok zengini varmış haberimiz yokmuş. 

Forbes dergisinde yılın en zenginleri listesine inanmayın siz, onu yüz katı, bin katı zengin var emin olun.

Sanırım vergi ödemiyorlar, listede adları sanları olmuyor. 

Bunlar kim? Bu ülkenin ne kadar çok zengini varmış! Vay arkadaş diye, zenginin parasını konuşa konuşa ömür geçiyor.

Züğürdün çenesini yormaktan başka da bir şey olmuyor.

Bu zenginler, evde yağ kavanozunu kıran kızın elini tokatlarken, kendine Makro'dan, hizmetçisine BiM'den peynir aldırırken, başka kimseye beş kuruş faydaları olmaz.

Emin olun bundan.

Böyle o kadar çok hikayem var ki! İnanamazsınız.

Sokağa çıkın kafeye gidin, üzerlerinde bozuk para taşımazlar, nakit zaten hiç yok, o kadar pişkinler ki kahveyi siz ısmarlarsınız. 

Dahası var da..