Yine sporsuz günlerden birini daha geride bırakıyoruz. Oldukça uzun zmandan beri yeşil sahalarda futbol topunun oradan oraya zıplayan, peşinde 22 genç adamın koşuşturduğu, stadyumlarda, dolu tribünlerin olduğu görüntülere hasret kalmıştık.

      Bir süre once Türkiye Futbol Federasyonu’nun açıkladığı karar hala yürülükte ve kulüplerle yapılan toplantılar sonrasında kesinleşen karara göre, futbolumuz 12-13-14 Haziran’da topbaşı yapacak.

     Açıklananlara göre; 1 Haziran’da koronoviriüs salgınında normalleşme sürecine ilk adımımızı attık. Birçok yer, kontrollü, belirlenen kuralların eksiksiz uygulanacağı şekline dönüştü. Şehirler arası seyahat kısıtlamaları neredeyse tamamen kaldırıldı. Uzun süredir kapalı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı ve toplantılarına başladı. İstanbul’da hayat normale doğru yol alıyor.

     Kısacası; 18 yaş altı ve 65 yaş üstü bizlerin dışındakiler nerdeyse normal hayatlarına döndüler kısıtlamalar gevşetildi. Görünen o ki, bu pandemi dönemini sırtına alıp bir süre daha taşıyacak olan biz 65 yaş üstüler kaldık. Sorumluluğu taşıyacaklar bizleriz yani!

     Biz gene konumuza dönelim..

     Gelecek hafta cuma günü, Süper Lig ve 1. Ligde kalan maçlar oynanmaya başlanacak. Bu karşılaşmalarda taraftar sesi olmayacak, çünkü; bu karşılaşmaların tümü seyircisiz oynanacak.

     Salgın süresince sürekli dile getiren önlemlerin en önemlilerinde olan; “sosyal mesafe” ve “yakın temas” konusu nasıl halledilecek, futbolseverlerin kafalarında iyice büyüyen bir soru halinde hala duruyor. Futbol oyunu; “sosyal mesafe” ve “yakın temas”ın en çok yaşanabileceği sporlardan biridir. Liglerin seyircisiz oynanmasının yanı sıra, bu yakın temas konusu nasıl çözülecek bilinmez. Ancak bu kararları verenler, bu konuda enine boyuna düşünmüş, gereken önlemleri almışlardır.

      Umarım oynanacak bu 8 hafta umduğumuz gibi geçer ve risksiz ortamlarda lig karşılaşmalarımızı tamamlarız.

      Ancak; unutulmaması gereken, bunun ne sonuçlar doğurabileceğini net olarak görebilmemiz için ilk haftadan sonra 14 gün geçmesinin gerektiğidir..

      Temennimiz; yapılan hesaplar dosdoğru gider ve kazasız, belasız, hayırlısıyla, kalan sekiz hafta maçlarımızı tamamlarız, şampiyonumuzu belirleriz, Avrupa kupalarına katılan takımlarımızı yolunu açarız.

      Bu arada, şu hatırlatmayı yapmak da yanlış olmaz. Futbol Liglerimiz başlıyorken, ülkemiz için önemli tanıtım markası haline gelen basketbolumuzda; hem Türkiye Basketbol Liglerini, hem de; başta Turkish Airlanes EuroLeague olmak üzere, uluslararası turnuvaların tümünü iptal ettik ve karşılaşmaları yeni döneme öteledik..Bu konuda böylesi radikal bir karar almışken futbol liglerini devam ettirme riskini kolay geçebiliriz.  

      Ülkemizde bu konudaki gelişmeleri bir hatırlayalım. Geçtiğimz haftalarda şunu yazmıştık;    

      “Futbol dışında takım sporları ve tüm spor olaylarının sonlandırılması kararı alınmışken, TFF’nin nasıl bir yol izleyeceği önümüzdeki günlerde mutlaka belli olacaktır.

      Bugün gelinen noktada verilen o karar artık kesinleşmiştir...

      “TFF tarafından açıklanan futbol liglerinin başlamasına, daha bir aylık zaman var. Mayıs sonuna kadar geçecek süre ile haziranın ilk haftası arasında salgının göstereceği  gidişat oldukça farklı olabilir..

      Şimdilik bu ayın sonuna ulaşalım. Salgının o zamanki gidişatına göre TFF yeni bir durum değerlendirmesi yapacaktır.”   

      Evet böyle yazmıştık ve hala o risk ortada duruyor. Risk sorununu aşmak, karşılaşmaları seyircisiz oynatmakla olmuyor. Futbolun nasıl oynanması gerektiğini bilenlerin merak ettiği; bu şartlarda olması gereken en az bir buçuk metrelik “sosyal mesafe”nin korunması, dışarıda mutlaka maske takılması ve “yakın temas”ın olmaması konusunun maçlar sırasında nasıl sağlanabileceğidir.

      Bakalım, neler olacak. TFF bu soru işaretlerini hala ortada olduğu durumda nasıl bir kararla yola devam edecek.

      Bekleyelim göreceğiz.”

      Tüm bunları bir ay önce yazmıştık. Mayıs bitti, bugün haziranın 5’i. Ve gelecek hafta Futbol Süper Ligimiz ve 1. Lig karşılaşmalarımız başlayacak.

      Geride, hayırlısı olsun demekten başka bir şey kalmadı.