SAĞLIKLI YAŞAYARAK YAŞAM KALİTENİZİ ARTIRIN!

DYT. Damla ARSLAN
Tüm Yazıları
Sağlıklı yaşlanmak ve yaşa bağlı kronik sağlık risklerini en aza indirebilmek için sağlıklı beslenmenin önemi gün geçtikçe artmaktadır.

Sağlıklı yaşlanmak ve yaşa bağlı kronik sağlık risklerini en aza indirebilmek için sağlıklı beslenmenin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Son zamanlarda yaşam kalitesini yükselterek yaşamanın uzun yaşamak kadar önemli bir konu olduğu benimsenmektedir. Sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam sonucu düşen yaşam kalitesi günlük hayatınızı olumsuz etkilemektedir. Yapılan araştırmalar sonucu ulaşılan verilerde dünyada 1.9 milyon kişinin ölüm nedeni hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenmeden dolayı oluşan kanser, diyabet, kalp ve damar hastalıkları gibi kronik sağlık sorunları olarak belirlenmiştir. 

Sadece hastalandığınızda veya sakatlığınızda sağlığınızın bozulduğunu düşünmeniz yanlış olacaktır. Sağlıklı bireyim demek için ruhen, bedenen ve sosyal yönden de tam bir iyilik durumunda olmanız gerekir. Örneğin, aslında fazla bir kilo probleminiz olmayabilir ancak aynaya baktığınızda bu durum sizi mutsuz ediyorsa veya kilo probleminiz hiç yok diyelim ancak gün içinde kendinizi halsiz, yorgun hissediyorsanız bir yerlerde problem var demektir. Bunun bilincine varıp kendinizi gözlemleyerek vücudunuzun size verdiği sinyaller doğrultusunda yaşam kalitenizi artırmaya yönelik çözümler üretmelisiniz. Nasıl bir yol izlemeniz gerektiğinden aşağıda sizlere bahsetmek istedim.

Rutin olarak kan tahlillerinizi yaptırın 

Siz farkına varmadan vücudunuz aslında size sinyalleri veriyor. Biz uzmanlar için kan tahlili bu yüzden en önemli ölçüdür. Hormon dengeniz, demir, folat, d vitamini gibi vitamin ve mineral düzeyiniz gün içinde kaliteli yaşamınızı etkileyen en önemli ölçütlerdir. Demir eksikliğinden dolayı kendinizi sürekli yorgun, halsiz ve uyku durumunda hissedebilirsiniz aynı şekilde insülin hormonlarınızın da anormal olması bu semptomları gözlemlemenize sebep olabilir. D vitamini düzeyinin düşük olması ise diyabet, kanser, kemik hastalıklarına ve kilo verememeye neden olmaktadır. Bu yüzden 3 ayda 1 kere uzman kontrolünde kan tahlilinizi yaptırın.

Günde 3 ana öğün ve 3 ara öğün yapmaya özen gösterin

Kan şekerinin sürekli dalgalanması gün boyunca enerjinizin düşmesine neden olacaktır. Kan şekerinizi dengeli tutmaya önem verin. Bunu en güzel olarak ara öğünler ile gerçekleştirebilirsiniz. Aralarda yoğurt/süt/ayran/kefir gibi bir protein kaynağı yanında meyve gibi bir karbonhidrat alabilirsiniz. Böylece kan şekeriniz dengelenecektir.

Glisemik indeksi düşük besinlerle beslenin

Glisemik indeks aslında bir şeker ölçüm sistemidir. Yani bir gıdada ne kadar şeker varsa bu ölçümün değeri o kadar yüksektir. Mesela saf şekerin glisemik indeksi 100’dür, yani zirve 100 olarak kabul edilir. Diğer besinlerde ise bu değer 100’e yaklaştıkça saf şeker olmaya o kadar yakındır demektir. Örneğin patatesi haşladıktan sonra glisemik indeks değeri tam olarak 85 olmaktadır. Bu demek oluyorki siz yediğiniz patatesin yüzde 85’i kadar şeker yemişsiniz demektir. Beyaz unla yapılan ekmek, makarna yerine kepekli, çavdar, yulaf gibi tam tahıllı besinler tercih ediniz. Bu sizin daha fazla posa almanıza ve kan şekerinizi dengede tutmanıza yardımcı olacaktır.

Su içiminiz dikkat edin

Vücudumuzun yüzde 50-60’ı sudan oluşmaktadır. Su yaşamsal faaliyetlerimizin devam etmesini sağlayan en önemli besin öğesidir. Vücudumuzdaki bütün mekanizmalara katılarak yaşamımızın sürdürülmesini sağlar. Günde en az 2.5 litre su içmelisiniz.

Rafine şekerden uzak durun

Son zamanlarda uzmanların üzerinde durduğu konu rafine şekerdir. Şekerin işlevi vücuda hızlı bir şekilde enerji vermesidir. Şekerin vücutta sindirimi yoktur, direkt ağızda sindirilir. Tükürükteki enzimlerle kana karışır. Açlık kan şekeri birden yükselir ve pankreasta insülin birden salgılanır. Fazla miktarda alınan şeker fazla miktarda insülin hormonu üretilmesine neden olur. İçerisinde protein, yağ, vitamin ve mineraller içermez. Bu nedenle şeker, ‘boş kalori kaynağıdır’. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 2015 yılında yayınladığı kılavuzda basit şekerden gelen enerjinin günlük alınan toplam enerjinin yüzde 5’inden az olmasının sağlık açısından yararlı olduğunu belirtmiştir. Örneğin; günde 1600 kkal enerji gereksinimi olan bir birey 80 kkal’den daha az basit şeker tüketmelidir. 1 gr şeker = 4 kkal olduğundan 20 gr şeker demektir. Amerikan Kalp Birliği (American Heart Association -AHA) günlük şeker tüketiminin kadınlarda 100 kkal (24 gr), erkeklerde 150 kkal (36 gr) ile sınırlandırılmasını öneriyor.

Fiziksel aktivitenizi artırın

Hareketsiz yaşam, tüm dünyada giderek artan bir boyuta ulaştı. Dünya nüfusunun yüzde 60’ı fiziksel olarak inaktif durumdadır. Fiziksel aktivitenin artmasıyla kişinin yağ dokusunda azalma ve yağsız doku oranında (kas) artması, kardiyovasküler hastalıkların azalması, tansiyon ve kalp atım hızının yavaşlaması gibi pek çok yararları bulunmaktadır. Sağlık ve mutluluk için günde 45 dk tempolu yürüyüş veya haftada 3 gün spor yapabilir veya dans edebilirsiniz.

Uzmanına danışın

Ben tek başıma bu sorunları halledemiyorum, nasıl başlayacağımı bilemiyorum diyorsanız işin uzmanı olan diyetisyenlere başvurunuz. 

Sağlıklı yaşam bir seçenektir. 50 yaşımdayken 40 yaşımda görüneyim ve gün içinde enerjim sürekli yüksek olsun diyorsanız sağlıklı beslenmeyi ve fiziksel aktiviteyi yaşam tarzınız haline getirin. İnsanoğlu genelde hastalıklara yakalandıktan sonra tedavi olmayı seçer ancak hastalıklara yakalanmadan önce bunları engelleyebilmek varken neden hasta olmayı bekleyelim ki?