Ferdi Tayfur’un kızı Tuğçe Tayfur gündemde… Maalesef ne güzel sesi ne yeni albümü ne de klibi konuşuluyor. Konuşulan tek şey Tuğçe’nin yaşadığı yasak aşk! Evli ve 1 çocuk babası Tolga Bayar ile yaşadığı aşkın, çirkin detayları bir bir ortaya çıkıyor. Tabi ki Tolga da Tuğçe de dibine kadar inkardalar.  Bir kadın olarak Tuğçe’nin yaptıklarına akıl sır ermiyor. Tolga Bayar eşini tokatlıyor, karakolluk oluyor. Sanki kadının yaşadığı yetmezmiş gibi, Tuğçe Hanım kadını hedefleyen mesajlar paylaşıyor. Aşağılayıp, kışkırtıyor, kadına “yapışkan” diyor. Evli adama yapışan kendi değilmiş gibi. Tuğçe unuttun galiba, sen de evliydin boşandın. Senin de çocuğun var. Üstelik neden boşandığın da muamma… Ki bence benzer bir sebepten boşanma olasılığın çok yüksek. Şu kadınlar biraz sorgulayıp, düşünse ya… Bu adam acaba beni kandırıyor mu? Hem eşini hem beni yalanlarla idare mi ediyor? Sevmediği kadınla, neden aynı evde yaşıyor? Zaten gerçekten seven “adam” bahaneler sunmaz, çoktan ne yapar eder boşanmaz mıydı? Ahh Tuğçe aah yoksa sen de “Eşimi sevmiyorum. Ayrı yataklarda yatıyoruz.” yalanına inanan salaklardan mısın?

Kim inanır?

"Vurun ulan vurun, ben kolay ölmem!" bu cümleyi Mazhar Alanson’un söylediğini duyunca içim bi cız etti. Mazhar Abimiz, MFÖ’nün M’si, şapkasız çıkmayan, Ele Güne Karşı Yapayalnız, Sarı Laleleri tek ağızdan söyleten adam. Yüzünden gülücük eksik olmayan Mazhar Alanson “vurun vurun” diyor. Sebebi mi? Komik, hem de çok komik… MFÖ’nün Bodrum'da yapılması planlanan konseri iptal ediliyor. Sosyal medya bilirkişileri; bu iptali kendi akıllarınca yorumluyorlar. Konser biletleri satılmamış! Ama hele bi sorun, o biletler neden satılmamış? Mazhar Alanson’un 2018 de bir röportajında söylediklerine insanlar tepki vermiş miş. Ondan kimse bilet almamış mıışşş… Tabi ki o bilirkişilerin söyledikleri gibi açıklama yok. Yani var da o söylenenlerle hiiççç alakası yok. Ayrıca satılan bilet sayısı da hiç az değil. Mazhar değil kim olsa “vurun vurun” der. Allah çarpar! Böyle dayanağı olmadan, çarpıtıp, saptırıp, acıtıp, kanatıp, iftira atarsanız. Bu kadar kolay olmamalı… Adam satmak, yalan söylemek, ekmekle oynamak.

Severim eylülü…

Hele bir de Bodrum’daysan, eylül bayram olur. Sonbaharın o hüznü kaybolur. “Son” bahar, son olmaz. Güneş kızgınlığını bir tarafa bırakır, daha öfkesiz ısıtır. Bodrum sıcağından söylenmeden, güneş saatlerce altında oturmana izin verir. Eylülde deniz ürkütmez, girdiğin gibi sarıp sarmalar tüm vücudunu. Öyle kolay kolay içinden çıkmana izin vermez. Kuru gürültü yerini daha anlamlı seslere bırakır. İster istemez usul usul dinlersin kendini, etrafı, Bodrum’u... Sakinleşir, biraz da gamsızlaşırsın. Yavaşlayan dünyanın tadını çıkarırsın. Doğa seninle senkronize olur. İstemsiz bir tebessüm yüzüne yerleşir. Eylülde, esas ehli keyiflerle keyif yaparsın. Bu tadı bilen, müptezeller sarar etrafını. Aynı tatlardan aynı dilden konuşursun. İçin hep usul usul aynı Sezen şarkısını söyler. İşin aslını astarı Bodrum eylüle, eylül de Bodrum’a aşık, seni de aşklarına aşık ederler.