PRENSES LEIA'NIN UMUDUYLA 2016

Gizem ŞENYURT 02 Oca 2017

Gizem ŞENYURT
Tüm Yazıları
2016'da bize gelecek için umut verecek neler olduğuna bir bakalım.

2017’nin ilk pazartesi gününe ülkece yeni bir üzüntüyle başladık. 2016 yılı için de oldukça zor bir yıl oldu dersek epey hafif ama isabetli bir tabirde bulunuruz. Yeni yılın ilk saatlerinde Reina’da meydana gelen hain saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına sabırlar diliyoruz. Kaybettiklerimiz, ülkece hepimizin kaybıdır. 2016 yılının son günlerinde kalp krizi sonucu hayata veda eden Yıldız Savaşları serisinin Prenses Leia’sı ve aynı zamanda General Organa’sı Carrie Fisher’ın serinin son filmi Rogue One’ın son sahnesinde söylediği unutulmaz replikle geride bıraktığımız yıla bugün yeniden bakalım. Filmin son sahnesinde isyancılar Prenses Leia’ya kendisine ulaştırılan şeyin ne olduğunu sorar. Leia’nın söylediği tek sözcük ise “umut”tur. 2016’da bize gelecek için umut verecek neler olduğuna bir bakalım.

prenses leia

BİLİMDE...

Geçen yılın başlarında bilimde çığır açan buluşların ilkini yaşadık. Einstein’ın yerçekimi dalgalarının var olması gerektiğini ortaya atmasından tam 100 yıl sonra yerçekimi dalgalarının varlığı ispatlandı. Albert Einstein matematik ve hayal gücünün yardımıyla var olması gerektiğini ortaya atıp tarif ettiği yerçekimsel dalgaları o zamanın teknolojisi ile ispatlayamamıştı. Bu hipotezin 100 yıl sonrasında pek çok farklı milletten bilim insanın oluşturduğu bir araştırma grubu günümüz teknolojisi ile uzay-zamanın dokusunda bir protonun genişliğinden 10 bin kat daha küçük boyutta oluşan yerçekimsel dalgaların hareketliliğini tespit etmeyi başardı.

bilim

einstein-3Periyodik tablomuza dört yeni element daha eklendi. Aslında bu elementlerin keşfi 2016 yılında değil 2003 yılında olmuştu ama element olduklarının ispat edilmesi ve özelliklerine göre isimlendirilmeleri 2016 yılında oldu. Yeni elementlerimiz periyodik tabloda 113, 115, 117 ve 118. numaralarda. İsimleri; nihonyum (Nh), moskovyum (Mc), tennesin (Ts) ve oganeson (Og)… Elementlerin keşifleri, periyodik tablonun tamamlanmasına yolunda çok önemli adımlar. Periyodik tablonun tamamlanması sadece doğadaki elementlerin keşfi için değil maddenin sonunun keşfi için de çok önemli.

UZAY ARAŞTIRMALARINDA...

NASA’nın uzay aracı Juno, 2011 yılında Cape Carnaval Hava Üssü’nden fırlatılarak Güneş Sistemimizin dev gezegeni Jüpiter’e doğru keşif yolculuğuna başlamıştı. Juno, hakkında çok az şey bildiğimiz bu dev gaz küresinin yörüngesine 2016 yılında ulaştı. Keşif uçuşlarını yapan Juno sayesinde gizemli dev komşumuz Jüpiter’i tanımada insanlık tarihinin en önemli adımını attık.

uzay

2016 yılı dünya dışı araştırmalarda çok önemli başarılar yakaladığımız bir yıl oldu. Dünyanın ikizi olarak tanımlanan bir komşu gezegen keşfettik. Yeni Dünya, güneşimize en yakın yıldız olan Proxima Centauri’nin yörüngesinde ve adını Proxima b koyduk. Bizden sadece 4.24 ışık yılı uzaklıkta yani 40.113.000.000.000 km ediyor. Galaktik standartlarda düşündüğümüzde seyahate çıkmayı düşünmeye değecek kadar yakın sayılır.

HAYVANLAR ALEMİNDE...

hayvan-1

Öncelikle yeni keşiflerden ziyade var olan türlerden bahsedelim. Soyu tükenme tehlikesi altındaki bazı hayvanlar, koruma önlemleri sayesinde bu listeden çıkabildi. Örneğin vahşi kaplanları sayısı son 100 yılda ilk defa olarak arttı. Ayrıca dev pandalar artık soyu tükenme tehlikesi altında türlerden değil! Kambur balinalar, yeşil deniz kaplumbağaları da artık soyu tükenme tehlikesi altında olanlar listesinden çıktı.

hayvan-3

Geçen yılın en ilginç hayvan türü keşiflerinden de kısaca bahsedelim. Örneğin Ziggy Yılanı… geçen yıl kaybettiğimiz David Bowie’nin anısına, pulları disko topu gibi her renkten parlayan ve Güneydoğu Asya’da Laos’ta keşfedilen bir yılan türüne Ziggy yılanı adı verildi. Geçtiğimiz haftalarda YeniBirlik’te de haberini yaptığımız Harry Potter dünyasındaki Seçmen Şapka’dan esinlenen Gryffindor Örümceğini de unutmayalım. Başka bir ilginç örümcek türü keşfi de balık yiyen bir örümcekle oldu. Avustralya’da keşfedilen bu yeni tür, kendi boyutundan beş kat büyük balıkları bile zehirleyip avlayabiliyor. 

hayvan-2

Başka bir keşif ise oldukça sevimli, dünyanın en küçük semender türlerinden biri Meksika’da keşfedildi. Thorius cinsi semenderlerin alt türü olarak sınıflandırılan üç tür semender Meksika’nın Oaxaca bölgesindeki ormanlarda yaşıyor. Bir acayip dostumuz da kırkayaklar dünyasından bize merhaba dedi. Yeni dostumuz illacme tobini 414 bacaklı, gözleri yok, 200 adet zehirli dokunacı ve dört adet penisi var. 

SAĞLIKTA...

Geçen yıl 2013’te başlayan ve özellikle Afrika kıtasını kırıp geçiren çok bulaşıcı Ebola hastalığı için uzun dönemli başarı sağlayan bir aşı geliştirildi. Dünya Sağlık Örgütü’nün geliştirdiği aşı, Sierra Leone ve Gine gibi hala ebola salgını olan bölgeler başta olmak üzere kullanılıyor. Önceki aşılar 3 hafta gibi kısa bir dönem için koruma sağlıyordu fakat ebolanın temas ettikten çok uzun zaman sonra bile ortaya çıkabildiğinin keşfedilmesi ile bu aşılar yetersiz kalmıştı. Yeni aşı uzun dönemli koruma sağlıyor. Ebola sadece insanları değil maymun ve goril türlerini de etkiliyor. Ebola virüsü kapan hayvanların yüzde 90 gibi yüksek bir oranı ise ölüyor. Hayvanların da kurtulması için yeni geliştirilen bu tedavi yöntemi oldukça umut verici…

saglik

2014 yılında ortaya çıkan bir sosyal fenomeni “ALS Buzlu Kova Kampanyası”nı hatırlıyor musunuz? Ünlü isimler ALS hastalığına dikkat çekmek için başlarından aşağı bir kova buzlu su döküp ALS araştırmalarına bağış yapıyor ve 3 kişiyi daha kampanyaya davet ediyorlardı. Sadece ünlüler değil pek çok isim sosyal medyada buzlu kova kampanyasına katılmıştı. Kampanya sayesinde toplanan bağışlar ALS Derneği’nin araştırmalarına yatırıldı. Sonuç bu sene kendini gösterdi ve ALS hastalığından sorumlu gen keşfedildi. Genin ismi NEK1 ve sonuçlar gösteriyor ki ALS hastalığı sadece yüzde 10 kalıtsal yani aileden geçerken ALS hastalığının yüzde 90 sebebi ise ailesel etmenlerden bağımsız gelişiyor.

ÇEVRESEL GELİŞMELERDE

Küresel ısınmaya bağlı iklim değişimlerinin alarm verici sonuçları tüm dünyada ürkütücü şekilde yaşamakla birlikte çevresel konularda da bazı güzel gelişmeler meydana geldi. En önemlisi ozon tabakasındaki yırtılma, Antarktika üzerinde iyileşmenin ilk adımlarını göstermeye başladı. ABD ve İngiltere’den bir grup bilim insanın ozon tabakası üzerinde yaptığı araştırmalar ozon koruma tedbirlerinin ilk adımı sayılabilecek belirtilerin Antarktika gökyüzünde kendini göstermeye başladığını ortaya koydu. Bunlar henüz bebek adımları olarak nitelendiriliyor fakat bu şekilde giderse 2050 yılında ozon tabakası kendini iyileştirmiş olabilir.

cevre-1

Küresel ısınmaya karşı önlemlerin en güzellerinden birisi Hindistan’da yaşandı. 800 binden fazla gönüllü bir araya geldi. Gönüllüler Hindistan’ın Allahabad bölgesinde 24 saatte 50 milyona yakın ağaç dikti. 

cevre-2

Dünyanın ucuz ve çevre koruma kontrolsüz üretim merkezi Çin, hava kirliliğinde insanlık tarihinin en korkunç seviyelerini yaşıyor. Özellikle başkent Pekin’de durum çok kritik. Gittikçe sıklaşan aralıklarla hükümet, Pekin’de hava kirliliği sebebiyle dışarı çıkmayı yasaklıyor ve insanlar dışarı çıkarken sürekli maske takmak zorundalar. Çin devleti bu duruma dur diyecek en önemli yenilenebilir ve temiz enerji adımlarından birini attı. 2020 yılı itibariyle ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 27’sini yenilebilir enerji kaynaklarından karşılayacak. 2050 yılına gelindiğinde bu oranı yüzde 80’e çıkartacak. Önümüzdeki 30 yıl içinde güneş, rüzgar, hidroelektrik gibi yenilebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının enerji üretimindeki paylarının tüm dünyada giderek genişleyeceğini görmekten mutlu olacağız.