OKUYAN VE KILIÇDAROĞLU UNUTMUŞ OLANLARA HATIRLATMA

Okan SARIKAYA 23 Şub 2023

Okan SARIKAYA
Tüm Yazıları
"'Kemal Kılıçdaroğlu'na Meral Hanım'la ilgili bir dosya verdim" sözleri tartışma yaratan Yaşar Okuyan CHP'den "ihraç edildi."

Haber, siyaset gündemine bomba gibi düştü.

“'Kemal Kılıçdaroğlu'na Meral Hanım'la ilgili bir dosya verdim” sözleri tartışma yaratan Yaşar Okuyan CHP'den "ihraç edildi."

Üstelik "ilişik kesildi" duyurusu -Türk siyasetinin çok da alışık olmadığı şekilde- partinin sosyal medya hesabından tek bir cümle ile yapıldı.

CHP'ye yakın mecralar da haberi, "İhraç edildi", "Atıldı" başlıklarıyla verdiler.

OKUYAN'IN PAYLAŞIMINDAKİ FOTOĞRAFLAR

Oysa sadece bir gün önce Okuyan ve CHP lideri, Meclis Grubu'nda bir araya gelerek, baş başa bir görüşme gerçekleştirmiş, hayli samimi göründükleri fotoğraflar da vermişlerdi.

Görüşmenin ardından iki kare ile görüşmeyi sosyal medyadan duyuran Okuyan, "Kılıçdaroğlu ile yarım saati aşan bir süre TBMM'deki CHP Grup odasında görüştük. Deprem ve seçimleri ele aldık." paylaşımını yaptı.

İlk bakışta normal görünse de, mesajdaki, "Kılıçdaroğlu" ifadesi hemen dikkati çekiyordu.

Ayrıca fotoğrafların beden dili de çok şey anlatır türdendi.

Ayakta çekilen ilk kare de dikkati çeken detay, Yaşar Okuyan'ın elindeki zarftı.

Dün CHP açıklamasının ardından Yaşar Okuyan'ın istifa mektubunun ortaya çıkması ile zarfın mahiyetini anlamış olduk gerçi ama belli ki, istifa mektubunu veren Okuyan kabul edileceğini pek de aklından geçirmemişti.

Oturur vaziyetteki ikinci karedeki, "beden dilleri"ne gelirsek...

Uzmanları yorumlayacaklardır gerçi ama, Kılıçdaroğlu'nun oturma pozisyonu ve eller, biraz tedirginlik, biraz da mahcubiyet içindeki birini resmeder gibiydi.

Süreci düşünürken aklıma ilk gelen, üç yıl önce TBMM CHP Grup Toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu’nun, "Aramızda Sayın Yaşar Okuyan var, sosyal güvenlik konusunda en güzel çalışmaları yapan da Sayın Bakandır, hakkını teslim edelim." sözleri geldi.

Tarih, 19 Kasım 2019'du...

AH, O 1999 YOK MU?

 Sonra biraz daha geriye gittim, 1999 yılına... Ah o 1999 yok mu? Bir kalemle silinebilse…

Daha önce de yazmıştım; 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan ve TBMM 21. Dönem Milletvekillerinin belirlendiği genel seçimde aday olmak isteyen Kemal Kılıçdaroğlu, 11 Ocak 1999'da SSK Genel Müdürlüğü görevinden istifa etti.

Kocaeli'nden Milletvekili Adayı olabilmek için yaptığı başvurusu Bülent Ecevit tarafından veto edildi.

Vetonun sebebi sonradan ortaya çıktı;

Kılıçdaroğlu'nun 1992 – 1999 arasında Genel Müdürlüğünü yaptığı SSK'nın içler acısı durumu.

OKUYAN'I DA UYKUSUZ BIRAKMIŞTI

Seçimler geçmiş, 57. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 28 Mayıs 1999 günü dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından onaylanmıştı.

Görevinin henüz birinci ayı dahi dolmayan dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan, "Vallahi de, billahi de tam yirmi gündür doğru, dürüst uyku uyuyamıyorum... Keşke bu tabloyu... Bu rakamları hiç bilmeseydim." sözleriyle ‘SSK'daki çöküşü’ özetliyordu.

Sabah Gazetesinin manşetten verdiği makalesinde 23 Haziran 1999'da sohbeti aktaran, Yavuz Donat'tan başkası değildi, Okuyan'ın dert yandığı...

Başka neler mi söylemişti Donat'a, Okuyan?

"Salı, sabah 09.00... Bakanlıktayız.

Yaşar Okuyan önümüze "tabloları" koyuyor.

Tablolar "bir iflasın göstergesi."

İflas eden "sosyal güvenlik sistemi."

Bakan:

- Artık dağdaki çoban bile bu çöküşü biliyor... Ama Bakan olup, şu koltuğa oturana kadar çöküşün boyutunu ben bile bilmiyordum.

- Nedir boyutu?

- Çöken, Türk ekonomisi... Çöken, bütçe... Çöken, Türkiye'nin geleceği. 

* * *

 Sadece SSK'nın bu yılki açığı "kağıt üzerinde" bir katrilyon.

Bakan:

- Gerçekleşme 1.2 katrilyon olur... Faizi de ekle, ikibuçuk katrilyon...

Sonra "yıllar itibariyle açık" tablosunu çıkarıyor.

Örneğin 25 yıl sonra "25.4 milyar dolar açık."

Bakan:

- Zaten bu iş o noktaya varmadan, kapitülasyonlar gelir... Dayanamazsın... Düyun-u umumiye gelir... Batarsın..."

Hep derim, “arşiv unutmaz” diye…

Neyse ki...