OKUL FOBİSİ

Esra TANRIVERDİ 19 Eyl 2022

Esra TANRIVERDİ
Tüm Yazıları
İlk gün kimi çocuk için kolay geçer kimisi için travmatik olabilir.

Geçtiğimiz hafta okullar açıldı. İlköğretim hazırlık ve birinci sınıflar şimdi okullu oldu, sınıfları doldurdu. Sevinçliler mi bilinmez!

İlk gün kimi çocuk için kolay geçer kimisi için travmatik olabilir. Bazen çok ufacık nedenler, okul hayatı boyunca soruna dönüşebilir.

Çocuk için en büyük kabus, anneden ayrılmaktır. Şöyle bir hatırlayalım hemen hepimizin ilk okul günü anıları vardır. Okula başladığımız ilk gün annemizin eteğinin dibinden ayrılmak istemezdik, yemek yiyemezdik, tuvalete gidemezdik hatta içimizde altına kaçıran bile olmuştur. Velhasıl zor bir gündür o gün; heyecan, çekingenlik hatta korkunun eşlik ettiği unutulmayacak bir gündür.

Okul şüphesiz çocukların sosyalleşmeye başladıkları ilk yerlerden biridir. Dolayısıyla aileden sonra girdikleri bu alanda kaygılanmaları, korkmaları çok normal. Orada anneanne yok, dede, teyze, dayı yok. Peki kimler var? Öğretmenler ve hayatında görmediği çocuklar. Ev ortamı gibi rahat bir hayattan, kurallarla dolu okul hayatına adım atmaya hazırlanmak, her çocuk için problem teşkil etmektedir. Farklı elbiseler, yeni arkadaşlar, çeşit çeşit defterler, rengârenk kalemler, türlü oyunlar, çocuklar için yeni bir dünyaya adım atmak anlamına gelmektedir. Çocuklarından önce anne ve babaların bu duruma hazır olmaları gerekmektedir.

Okul korkusu nedir?

Okul korkusu, çocuğun okula gitmeme yönünde direnmesi, arkadaşlarını kabul etmemesi ve ağlamak gibi tepkiler geliştirmesidir. Bu korku, çocuğun eğitim alacağı ortama uyum sağlamasını engellemektedir. Bu dönemde aileler gibi öğretmenlerin de duyarlı olmaları gerekmektedir. Öğretileni yapamıyor olmasının çocukta kaygı uyandıracağı unutulmamalı ve öncelikli olarak öğretmek kaygısı taşınmamalıdır. Önce çocuğun sıkıntısının ne olduğu sorulmalı ve bu konuda yardım edilebileceği anlatılmalıdır. Katı tutum, bu sorunları artırmaktadır. Öğretmen, çocuğa okula gelmesi gerektiğini ve onun öğrenmesini önemsediğini anlatmalıdır. 

Bu dönemde çocuğun bireysel gelişimine de önem vermek gerekir. Anne–çocuk ilişkisi doğru organize edilirse tekrar ortaya çıkmayabilir. Ancak çocuğun eve bağımlılığı, okula gitmeme ile ilgili istekleri desteklenirse tekrar bu sorunlar yaşanabilmektedir.

Anne-babalar, önce çocuğa kaygı ve endişelerini sormalı. Onu dinledikten sonra korkularının çok normal olduğunu, sadece onun değil her çocuğun bu tür kaygılar yaşayabileceğini anlatıp, çocuğu okula gitmesi için cesaretlendirmeliler. Zaten bu adaptasyon döneminde kaygıları yüzünden ağlayan çocukların ailelerine bu sürede yanlarında olmaları için izin verilir. Bu zorlu süreçte onun yanına gitmeli ve çocuğunuz sizi görmelidir. ‘Okuldayım, korkunç bir yerde değilim. Ailem de beni yalnız bırakmıyor’ diye hissetmeli çocuk. Onun kaygısını giderecek, korkularını, heyecanını, paniğini bastıracak olan yine ailesidir. Bunun için önce anne ve babanın çok sakin olması gerekiyor.

İlkokul çağındaki çocuğun model aldığı kişi yine anne ve babasıdır. Onları panik halinde gören çocuk daha da panikler. Eğer anne-baba gayet soğukkanlı ve rahat bir şekilde okula hazırlıyorsa çocuğunu, sorun da olmayacaktır. Anne-babaların tepkilerini kontrol etmeleri gerekir. Çocuklarını başkalarının çocuklarıyla kıyaslamamalı. ‘Bak Kaan ağlıyor mu?’ veya ‘Bak Burcu ne kadar uslu duruyor, sen de uslu dur’ demek çocuklarda değersizlik, aşağılanmışlık, kendisini yetersiz hissetme gibi duyguların yer etmesine neden olur. ‘Ben değersizim, ailem onu daha çok beğeniyor’ gibi bir his baskın çıkabilir. Bu yüzden kesinlikle aşağılayıcı ve küçük düşürücü tarzda konuşulmamalıdır. Çocuğunuza ‘Artık büyüdün’ deyip cesaretlendirin. Her zaman için aileler çocuğunu desteklemesi gerekir. Çocuğa güven vermeliler. ‘Bak biz senin arkandayız, sana destek oluyoruz’ demeliler. ‘Bak ben kapıda seni bekliyorum. Yalnız değilsin!’ gibi güven verici örneklerle kendi okula başladıkları günden de bahsedebilirl Okulun güzel bir yer olduğunu, öğretmenlerin ona çok güzel şeyler öğreteceğini anlatabilirler. Önemli olan yapılacak bu konuşmaların samimi, güven verici ve cesaretlendirici olmasıdır. “Seni seviyoruz. Yalnız kalmayacaksın’ demeleri ve bunu hissetirmeleri de çok önemli.

Çocuğunuzun okula başlamasının üzerinden günler geçmesine rağmen korkuları ve okula sürecine uyumsuzluğu devam ediyor ve durumunda herhangi bir değişiklik olmuyorsa uzman bir psikoloğa danışmanızda fayda var.