Bir sezon biter ve parkede verdiğiniz mücadelenin seviyesini artırmak için başka bir mücadelenin içine girersiniz. Transfer mücadelelerine…

Hangi oyuncu nereye gidecek, dedikodular, duyumlar tahminler ve bir sürü strateji… Hatta bazı transferler, kazanılan maçlardan daha fazla heyecan veriyor. Önümüzdeki sezon için de bunlardan bir sürü var. 

Sinan Güler - Fenerbahçe Doğuş

Şüphesiz ki, Türkiye’de en önemli transfer kesinlikle Sinan Güler’in Galatasaray Odeabank’tan ezeli rakibi Fenerbahçe Doğuş’a transferi oldu. Kimi Galatasaraylı taraftarlar, katıklarından dolayı teşekkür edip arkasından üzülürken, kimileri de para için gittiğini düşünerek büyük tepki gösterdi. (Forma yakan bile oldu.) Şunu aklınıza iyi oturtun; Sinan Güler para için bir takım değiştirmez. O da Euroleague’i kazanmak ve başarılarını artırmak istiyor. Haklı da… Geçen hafta belirttiğim gibi, sen Galatasaray gibi koca bir camia, ezeli rakibine diş geçiremez ve küçülmeye gidersen, pek çok şeyi kaybedersin. Teknik kısmına bakacak olursak, Sinan Güler her zaman yaşı ilerlemesine karşın disiplini elden bırakmayan bir karakter. Oyununu her geçen gün geliştiriyor ve Obradovic’in olduğu bir takımda bu tarz bir oyuncu gayet verimli olur.

Nicolo Melli - Fenerbahçe Doğuş

NBA’deki gibi, THY Euroleague’de “En Çok Gelişme Kaydeden Oyuncu” ödülü verilseydi, kesinlikle bu sezon ödülün sahibi Nicolo Melli olurdu. Her ne kadar Brose Bamberg Playoff’a kalamasa da, hem THY Euroleague’in normal sezonunda, hem de Almanya Ligi şampiyonluğunda Bamberg’in başrol oyuncusu Melli idi. İtalyan uzun forvet, sadece Avrupa için değil, günümüzde oyun anlayışının değiştiği NBA için de, bir takım için önem arz eden parçalardan… Sırtı dönük oyunlarının yanı sıra dış atışlarda da etkili bir isim. Böyle bir oyuncuyu kim istemez ki? Atlanta Hawks istedi. Ancak Melli’nin kararı NBA değil, Zeljko Obradovic’in öğrencisi olmak oldu. Bu nadide parçanın Fenerbahçe Doğuş’a önemli katıklar vereceğini düşünüyorum.

Jon Diebler - Beşiktaş Sompo Japan

2014-2015 sezonunda Pınar Karşıyaka’nın şampiyonluğunda Bobby Dixon ile birlikte başrolü paylaşan isimdi Jon Diebler. Ancak, şampiyonluk sonrası ne keskin şutörlüğünü keyifle izleyebildik; ne de gittiği takımlarda istediği verimi verebildi. Anadolu Efes’te pek gözükmeyen Diebler, Galatasaray Odeabank’ta biraz olsun, oynadığı son maçlarda eskisi gibi olabileceğinin sinyallerini vermişti. Bazen şöyle bir durum oluyor; coach-oyuncu uyumu belli kişilerde dikkat çekiyor. Ufuk Sarıca-Jon Diebler ikilisinin kimyası da, bu duruma örnek verilir türden. Acaba Diebler, Beşiktaş Sompo Japan ile Pınar Karşıyaka’daki günlerine geri dönebilecek mi? 

Berk Uğurlu - Pınar Karşıyaka

Altyapıda ve özellikle Yıldız ve Genç Milli Takımları’nda önemli işlere imza atmasına karşın, profesyonel kariyerinde Fenerbahçe Doğuş formasıyla çok parlak işler çıkaramadı. (Sadece 1 maç etkili oynadığına şahit oldum.) Genelde Obradovic’in ona verdiği sürelerde pek kararlı hücum ettiği söylenemezdi. Bobby Dixon ve Kostas Sloukas’ın yanında kendini daha da güçlendirmeliydi; olmadı. Şimdi ise, geçen sezon genç oyuncularla Yeşil Giresun Belediye’de önemli galibiyetlere imza atan Trifunovic yönetimindeki Pınar Karşıyaka’da daha fazla süre bulacaktır. Genç guard, bir basketbol fabrikası olan Karşıyaka’da kendini nasıl geliştirecek? Hep birlikte göreceğiz.

BONUS: Davon Jefferson - Bahçeşehir Koleji

Geçen sezonun ikinci yarısında Gaziantep’i şahlandıran isimdi Davon Jefferson. Geleceğini merakla beklerken, kendisi bir alt kümeye transfer oldu. Basketbol Süper Ligi’nde tozu dumanı birbirine katan bu boyalı alan canavarının TBL’de neler yapacağını siz düşünün.