Öncelikle, Karşıyaka Spor Kulübü’nün başkanlığına gelen Sayın Turgay Büyükkarcı’yı tebrik eder, görevinde başarılar dilerim. Kendisi, 2014-2015 sezonunda şampiyon olan Pınar Karşıyaka’nın basketbol şube sorumlusuydu aynı zamanda.

Turgay Büyükkarcı’nın başkan seçildiği kongrede, Karşıyaka’nın 57 milyon 612 bin 541 TL borcu olduğu açıklandı. Ne yaptınız siz bu 57 milyon TL  ile? Nasıl oldu da, 105 yıllık dev çınar, böyle bir borç batağına saplandı? Cevabı çok basit; geçmişteki koltuk sevdalıları.

Öncelikle, bu krizin patlak verdiği 2015-2016 sezonuna gitmek gerekiyor. Futbolda hedef Süper Lig’e çıkmaktı. Ancak o dönemin başkanı Ali Erten, öyle yanlış politikalar uyguladı ki, Erdal Acar’ın maddi desteği çöpe gitti. Kağıt üzerinde şampiyon olup Süper Lig’e çıkacak takım, 1. Lig’in dibine demir attı. Ali Erten’in başkanlıktaki ömrü uzun sürmedi. Ligin ikinci yarısında birçok oyuncu değişti. Takımı diplerden kurtarmaya çalıştılar; ama olmadı. 

Turgay Büyükkarcı’dan önceki son başkan Mutlu Altuğ için ne demeli peki? En azından iyi giden bir basketbol şubesi vardı. Sezon başında basketbolun maddi kaynaklarını futbolla birleştirince, ortaya büyük bir kaos çıktı. Basketbol takımı da, ligin başlarında alt sıralardaydı. En azından Yaşar Holding’in desteğiyle, arada iki yeni transfer yapıldı da, Pınar Karşıyaka bir nebze olsa rahatladı. Ama futbol daha da kötüye gitti. Borçlardan gelen puan cezaları, takımı düşme hattına soktu. Bazı borçları kapatmak için taraftarlar büyük bir çabada harcadı. Yanlış yönetimler takımı bu noktaya getirdi. 

Turgay Büyükkarcı, ilk açıklamasında, sportif başarının yanı sıra, mali disiplinin de şart olduğunu söyledi. Bu da, son zamanlarda konuşulan şirketleşmeyle olacak. Normalde şirketleşmeye karşıyım. Fakat bu kadar borcun altından kalkmak ve endüstriyelleşen spor dünyasında ayakta durmak için şirketleşmek şarttır. Bu şirketleşme doğru bir şekilde gerçekleştirilir, hizmet için sıkı bir şekilde çalışılırsa, Karşıyaka ilerleyen yıllarda yükselişe geçecektir. Zaman her şeyin ilacıdır.