​MOTORCULAR TERÖRİST DEĞİLDİR!

Vehbi BAYSAN 06 Ağu 2017

Vehbi BAYSAN
Tüm Yazıları
Yaz aylarının başlangıcı itibariyle motosiklet kaza haberleri de ister istemez ilgi çekmeye, tartışma programlarına konu olmaya hatta motosikletten uzak yaşam sürdüğü aşikar bazı köşe yazarlarının infial yaratan yazılarına konu olmaya başladı.

Yaz aylarının başlangıcı itibariyle motosiklet kaza haberleri de ister istemez ilgi çekmeye, tartışma programlarına konu olmaya hatta motosikletten uzak yaşam sürdüğü aşikar bazı köşe yazarlarının infial yaratan yazılarına konu olmaya başladı.

Geçenlerde, Rıza Zelyut’un köşesinde yayınladığı ‘Motosikletçi Terörü’ başlıklı yazısı motorcular dünyasında hem üzüntüye hem de kızgınlığa neden oldu ve tartışmalar günler geçmesine rağmen dinmedi, sosyal medyada hala devam ediyor. Zira, yazıda anlatılanlar motor kullananlar içinde çok ciddi bir azınlığa özgüdür ve tümüne şamil edilemez.

Oradan buradan derlenen bilgi kırıntılarıyla binlerce kişiyi itham etmek, hele hele kamuoyunda motora binenler hakkında ‘terörist’ imgesi yaratmak hakka, hukuka ve en önemlisi ahlaka asla yakışmayan bir davranıştır. Pek çok masum insanın hayatını tehlikeye atmaktır!

Bu tür ithamlar, motosikleti zaten herhangi bir motorlu araçtan saymayan, önlerinde normal şeridinde giden motorları sıkıştıran; motorun üzerindekileri koruyacak herhangi bir kaportanın olmadığını bilmeyen; şerit değiştirirken, kapılarını açarken, aniden fren yaparken asla aynalarını kontrol etmeyen… Otomobil, kamyon, TIR sürücülerini çoklukla bulunduğu ülkemizde bu tür söylemler binlerce insanın hayatını çok daha fazla tehlikeye atmaktır.

Oysa o motosikletin üzerinde olanlar, birilerinin annesi, babası, halası, teyzesi, amcası, abisi, kardeşi, arkadaşı, akrabası… Hatta, güvenliğimizi sağlayan, suçluların peşinden hayatı pahasına koşan Yunuslar… 

Onlar ki, acil durumlarda, birilerinin hayatını kurtarmak için koşan bir cerrah, doktor, hemşire, röntgen uzmanı, yada kan yetiştirmek, ilaç ulaştırmak için koşturan bir güzel insan…

Onlar ki, davasına yetişmeye çalışan hakim, avukat…. Yada toplantısına yetişmeye çabalayan mühendis, finans uzmanı, şirket elemanı…

Onlar ki, benim gibi motoru bir yaşam biçim haline getirmiş, üniversitesine gitmek, dersine zamanında ulaşmak sürmek isteyen bir akademisyen… 

Onlar ki, kargoları yetiştirmek, yiyecekleri ulaştırmak ve en önemlisi çoluğunun çocuğunun rızkını temin etmek için bütün gün trafikte dolaşan kardeşlerimiz… 

Tümünün en büyük ortak özelliği günlük hayatını sürdürürken ayrıca rüzgarın, yağmurun, soğuğun, sıcağın keyfini de çıkaran doğa tutkunu, özgürlük aşığı olmaları.

Motorcular, bir yere gitmek için motora binmezler! Motora binmek için bir yere giderler!

Motosiklet piyasadaki en ekonomik arabadan çok daha doğa dostudur, trafik sorunu yaratmaz, park sorun hiç yaratmaz. Dünyamızın git gide azalan kaynaklarına ve içinden çıkılmaz hale gelen çevre sorunlarına bisiklet ve motosiklet iyi bir alternatiftir. Hatta, bu iki ulaşım aracı için pahalı özel otobanlar dahi inşa etmenize gerek yok.

Motosiklet kullanmak sağlığınız için de çok yararlıdır - park halinden sürüş moduna geçene değin pek çok fiziksel aktiviteyi barındırır. O yüzden, iyi bir kondisyona sahip olmak ve bunu devam ettirmek zorundasınız. Dolayısıyla, sadece sağlıklı olduğunuz için motosiklete binmeye devam etmezsiniz, motosiklete binmeye devam ettiğiniz için sağlıklı kalırsınız.

Motosiklet kullanmak devamlı olarak dikkatli olmayı gerektirir. Beyniniz her daim uyanık, melekeleriniz her daim sağlam, konsantre gücünüz her daim yerinde olmalıdır. Motor kullandığınız için doğrudan beynin fonksiyonlarını etkileyen hastalıklardan göreceli olarak uzak kalırsınız.

Tüm bu yukarıda anlatılanlar dikkate alındığında, aslında kamuoyunda detaylarıyla tartışılması gereken ve doğrudan motosikletler ile kullanımı içeren pek çok konu var. Bunların başında, araç kullananların pek çoğunun ‘motosiklet’ konusunda asla bilinçli olmaması geliyor; otomobil sürücü kurslarına mutlaka bu unsur eklenmeli. Aynı şekilde, pek çok motosiklet sürücüsü özellikle genç arkadaş, daha önce araba kullanmadığı için kimi yerde araçların yapabileceği olası hareketleri göremiyor.

Ayrıca, motosikletler için “Güvenli Sürüş” akademileri/okulları teşvik edilmeli, sayıları artırılmalı. Hatta, finansal destek vererek motorcuların bu tür eğitim kurumlarından daha yaygın şekilde yararlanması sağlanmalı.

En önemlisini en sona sakladım: Motor sürücülerinin yegane güvenliğini sağlayan, öncelikle ve özellikle kask, ardından ceket, pantolon, bot, eldiven vb gibi ekipmandan KDV, ÖTV gibi vergiler alınmamalı ve mümkün olduğu ölçüde sübvansiyon da dahil fiyatları düşük tutulmalı. 

Emin olunuz, yapılacak bu indirimler ve teşvikler devlet açısından binlerce insanın ortaya çıkabilecek kalp, damar, yüksek tansiyon, obezite, Alzheimer gibi hastalıkları ve dahi, kaza sonucu ekipman eksikliğinden ve/veya kalitesinden ortaya çıkacak hastane masraflarından çok daha az olacaktır.

Güvenli sürüşler, tekerinize taş değmesin!