Tüm sektörü sekteye uğratan korona, sinema sektörünü de durma noktasına getirdi. Askıya alınıp, ötelenen işlerden olumlu haberler gelmeye başladı. En son 2015 yılında Delibal filminde izlediğimiz Çağatay Ulusoy’u 5 yıl aradan sonra “Mücadele Çıkmazı” filmi ile izleyeceğiz. Filmin senaryosunu Behzat Ç. olarak tanıdığımız, Ercan Mehmet Erdem yazmış. Kamera arkasında, Ayla ve Müslüm'ün yönetmeni Can Ulkay var. Mücadele Çıkmazı'nın çekimleri başladı. Vizyon tarihi şimdilik net değil. Koronanın durdurduğu diğer bir film ise Aslı Kızmaz'ın yazdığı “Benden Ne Olur” kitabından sinemaya uyarlandı. Başrolde Hazal Kaya'nın olacağı filmde partneri de netleşmiş. Hazal’ın partneri FOX TV'nin dizisi Mucize Doktor'da rol alan Onur Tuna olmuş. Garibim Hazal Kaya’nın kaderi de 1.90’lık partnerler. Ülkemizde sinema sektörün hareketlenmesini bekleyenler emekçi arkadaşlarım, gözümüz aydın… 

Aklımı seveyim

Hiçbir fenomeni, takip edecek kadar sevmedim. Çok zevkli, snop veya entel bir kadın olduğum için değil. Sadece sevmedim! Ama çoğunun üç aşağı beş yukarı ne paylaştığını bilirim. Kendimde onları iyi veya kötü eleştirecek hakkı görmedim. Olaya hep “arz ve talep” diye baktım. En kötüsünün milyon takipçisi var. Eee bu kadar kişi cahil, aptal da bir ben mi akıllıyım? Bu milyon takipçili fenomenlerden biri de Murat Övüç. Son zamanlarda bilir kişi edasında yaptığı açıklamalarla başına büyük iş aldı. Bir anda fenomen Murat Övüç’ü yerin dibine soktular. Ve “Kadın Düşmanı Murat” etiketini yapıştırdılar. “Lama Murat”, “Tükürüklü Murat” deyip dalga geçtiler. Hiç acımadılar, devam ettiler… “Cinsiyetsiz” de dediler. Cehaletimden, merakımdan soruyorum… Bu adamın cinsiyetsiz hali daha düne kadar kimseyi rahatsız etmiyordu. Zaten yıllardır kadınları aşağılayıp, hakaret ediyordu. Ama o yine sizin sevgili fenomeninizdi. Yüzünüze tükürme ihtimalini umursamadan, çıktığı mekanlara da gidiyordunuz. Şimdi değişen ne oldu? Yeşim Salkım’a küfür etmesi mi size aydınlanma getirdi? Yoksa “Kadınlar dilinizi tutun! Yoksa taciz de ölüm de dayak da hakkınız.” demesi mi? Ülkemde hala bu adamı takip eden 2 milyonu aşkın cahil ve aptal var. Umarım fenomeniniz her birinizin yüzüne ayrı ayrı tükürür.  

Olduk…

Oysa ki her şey ne kadar da masum başlamıştı… Gezip gördüğümüz, sevip tattığımız, çekip beğendiğimiz bir iki güzel anı bırakacaktık. En kötü milletin “Ne kadar da zayıflamışsın!” diyeceği birkaç fotoğrafı paylaşıp, moral bulacaktık. Her geçen gün işler ciddileşip, boyut değiştirdi. Sanal dediğimiz gerçeğimiz, gerçek dediğimiz hayatı ise sanalda boy göstermek için yaşar olduk. Güzel çıkmadığımız her fotoğraf, depresyona girme sebebimiz. Herkesin gittiği popüler mekanda çekilecek fotoğraf hayatta ilk hedefimiz oldu. Arabamızın markası, gittiğimiz tatil, kullandığımız saatin, çantanın amacı değişiti. Onlar için gereken paraya atılan taklalar normal sayılır oldu. Dam bulmak için şekilden şekile giren adamcıklar sarınca etrafı, çatal gösterip dudak büzen kadınlar türedi. İşin aslı astarı; alıcısı satıcısından bol, en sanalından muhteşem bir gerçeklik yarattık. Soytarı dediklerimize özenir, taklit eder olduk.