​MENBİÇ'TE REJİM-PKK/YPG İŞBİRLİĞİ:

Abdullah AĞAR 04 Mar 2017

Abdullah AĞAR
Tüm Yazıları
Bab'ın bitmesinden sonra Türkiye açısından üç temel alan ve bu alanlara yapılabilecek harekatlar gündeme geldi.

Bab’ın bitmesinden sonra Türkiye açısından üç temel alan ve bu alanlara yapılabilecek harekatlar gündeme geldi. Rakka, Menbiç ve Afrin. Bunun dördüncü parçası ise Fırat’ın doğusu.

Sonuçta bu dört öncelikli alanda Türkiye’nin bekasını, güvenliğini ve üniter yapısını tehdit eden birincil terör örgütleri hüküm sürüyor.

ABD, Rakka operasyonunda Türkiye’yi YPG-PKK ile aynı safta görme ihtirasıyla yanıp tutuşurken bu doğrultuda Menbiç’i havuç-sopa arasında kullanmaya çalışıyor.

Rusya ise bu karambolde kendi nüfuz alanlarını geliştirmeye çalışıyor.

Rakka’yla ilgili Rejim’e dair hareketlilik iki alanda kendini gösterdi. Biri Halep ekseninden batıya yürüyerek Fırat’a kavuşmak. Böylece Türkiye’nin olası Rakka yollarından birini, buradan kapatmak. Bu akıllıca bir adım. Böylece Türkiye’ye YPG-PKK’nın hüküm sürdüğü (Tel Abyad gibi) alanlara angaje olmasının tasarlandığı anlaşılıyor. (Kerhen de olsa Türkiye’ye verdiği yolla YPG-PKK’yı ‘Türkiye nezdinde’ meşrulaştırma sonucu üretecek.)

Diğeri ise; ‘müşterek bir karar çerçevesinde kendisine verilen’ Menbiç’in batısında ÖSO ve TSK’yı domine etmek. Bu bir şekilde Rusya ile Türkiye’yi Menbiç cebinde karşı karşıya bırakma niyeti de taşıyor.

İkinci başlıkta, yani Menbiç’in batısının Rejim’e bırakılmasıyla ilgili niyette, Rejim güçleri ile YPG-PKK işbirliği ‘bir kez daha’ kendini gösteriyor. Bunun için en başta şunu söylemek gerek. Bu sadece Rejim-YPG/PKK işbirliği değil. Gerçekleşirse ABD ve Rusya’nın bu denklem üzerinden ortak bir paydaları söz konusu.

Bu da Rusya üzerine çok önemli bir kurgu.

Rejim-PKK/YPG işbirliği için ise “yeni” kelimesini kullanmak mümkün değil. Çünkü bu işbirliği Suriye İç Savaşı kadar eski. Hatta bu işbirliğini baba Esat’tan başlayıp, Türkiye’deki PKK terörünün ilk evrelerine kadar taşımak mümkün.

Burada öncelikle Rejim/PKK-YPG işbirliğini vurgulayalım.

-   Başta Bab harekatı sırasında Tel Rıfat-Umm Hoş bölgelerinde yaşanan toprak değişimleri. Böylece PKK’nın Afrin ünitelerinin hattı birleştirme çabasına Rejim katkısı.

-   Tel Rıfat’ın güneyinde kalan Rejim alanında PKK-YPG kestirmelerinin alınması.

-   Haseke’yi Rejim ve YPG-PKK’nın birlikte yönetmeleri.

-   Kamışlı’daki havaalanının halen Rejim’in elinde olması.

-   Türkiye’de faaliyet gösteren yasadışı silahlı sol terör örgütlerinin hem Rejim hem de YPG-PKK ile birlikte hareket etmeleri. HBDH’nin Rejim bölgesinde şekillenmesi ve Kandil’de ilan edilmesi.

-   Rusların kontrolünde Rejim ve PKK-YPG başta Kürt menşeili grupların başta Hımeymim üssü olmak üzere pek çok kereler bir araya gelmesi.

-   Başta Salih Müslim olmak üzere YPG-PKK’nın ‘gerektiğinde!’ Rejim güçlerine katılmayla ilgili ortaya koydukları sayısız beyan ve irade.

-   Rejim güçlerinin kontrolünde olan, ama yakın zamana kadar Rejim’le bağı olmayan Nubbul ve Zehra’nın Afrin bölgesinden beslenmesi ve desteklenmesi.

-   Azez’in altındaki bazı köylerde gözüken birliktelik.

-   Afrin, Kamışlı, Tel Abyad ve Haseke’deki Rejim’e bağlı kamu kurumlarının halen faal olması, maaşlarını Rejim’den almaları, YPG-PKK denetimindeki noter tasdiklerinin bütün Suriye’de geçerli olması.

-   Rejim’in Halep op. odasındaki haritalarda YPG-PKK’nın dost unsur olarak gösterilmesi, Şeyh Maksut’taki YPG-PKK varlığının Türkmen ve Arap mahallerini ele geçirmesine ve göç almasına Rejim’in izin vermesi.

-   Bir de Deaşh (IŞİD)’in Türkiye toprak kaptırma konusunda ortaya koyduğu direnç ve toprak bırakma konusunda Rejim’den yana koyduğu tercih var.

-   Bütün bunlarla birlikte Rejim ile PKK-YPG arasında dönem dönem şarjlar yaşanıyor, çatışmalar çıkıyor ve YPG-PKK bunu ambalajlayarak istediği gibi tabanına pazarlıyor. Sonuçta Suriye’nin kuzeyindeki Kürt ve Türkmen varlığını yıllarca yok sayan, kimlik dahi vermeyen bir yönetimle iş birliği söz konusu.

*

Ve tam bu sırada, bugün Irak Sincar’da (Şengal) Barzani’ye bağlı Suriye Peşmergeleri ile PKK-HPG’ye bağlı yapılar arasında başlayan çatışmalar fotoğrafının bütününe gönderme yapıyor. Barzani’nin Türkiye ziyaretinde ‘tartışmalara da yol açan’ IBY’nin bayrağının göndere çekilmesinden sonra Centcom’un PKK-YPG’li körpelerin fotoğraflarını yayınlaması ise konuyla ilgili ilginç bir ayrıntı.

Bu temel görüntü bir şekilde oluşan eksenleri de kabaca tarif ediyor.

*

ABD’nin amacı ise açık. Türkiye’nin Rakka operasyonuna YPG-PKK ile aynı safta girmesini istiyor. Bunun karşılığında da “çoktan sözünü verdiği halde” Menbiç için Türkiye’ye göz kırpıyor. Sadece o kadar.

Rakka zaten çok büyük ve çok kanlı bedel. Ve karşılığı sadece Menbiç için bir göz kırpma. Bu çok ucuz!

ABD Rakka’yı Türkiye olmadan yapabilir mi? ABD açısından üç risk var.

1-   Başaramamak,

2-   Başarsa bile istikrar sağlayamamak,

3-   İstikrar sağlasa bile kalıcı kılamamak.

Aynı Irak’ta defaatle yaptığı ve başaramadığı gibi. Geride bıraktığı hiç bir alanda iddia ettiği istikrara, insan haklarına, özgürlüğe, adalete ve güvenliğe dair görülen bir başarı yok. Sonuçta her tarafta kaos ve karmaşa var. Bilinmez (!) belki de temel amacı ve arayışı bu. Yoksa bu kadar başarısızlık ve bu başarısızlıktan ders çıkartmamak nasıl açıklanır?

Rakka’yı müzakere masasında Türkiye’nin önüne koysa da, bırakın Rakka’yı, yolu bile kan ve tuzak dolu. Rakka Türkiye için sayısız muammayla dolu.

Hele hele Bab’ta olanları gördükten sonra.

Türkiye ne kazanacak? Bunun karşılığında ne kadar ve nasıl bir bedel ödeyecek? Fırat Kalkanında karşılaştığı doğrusal, asimetrik, provakatif ve tahrik saldırılarının kaç katını Rakka yolunda, önünde ve içinde yaşayacak?

ABD ve kıta Avrupası için birincil amaç PKK-YPG üzerinden kukla bir terör devletçiği kurmak iken, bunun bir benzerinin peşine Rejim üzerinden Hama-Hums-Lazkiye ve Şam’da Rusya düşmüş iken, Bab’ta yaşanmışlar ortada iken, Rakka?

Sadece Türkiye için değil, herkes için çok zor bir soru bu.

Ve bu denklemden İran, İsrail ve Körfez’i de hiç bir zaman ayıramazsınız. Kartların ve kozların Rakka’dan önce Menbiç’te havalarda uçuştuğunu söyleyebiliriz.

Karakozak, Afrin, Sincar, Tellafer...