"KÜRT SORUNU" MESELESİ YA DA "KÜRT MESELESİ" SORUNU

Faruk AKTAŞ 14 Tem 2020

Faruk AKTAŞ
HDP, "Kürt sorunu Türkiye'nin en önemli sorunu", diğer muhalefet partileri de "en önemli sorunlarından birisi" diyor.

Başlıktaki “sorun” ve “mesele” kavramları her ne kadar genellikle eş anlamlı olarak kullanılıyorsa da bizim kullandığımız “mesele”nin “konu” anlamında olduğunu belirterek başlayalım.

 “Kürt sorunu” meselesi, bugünlerde iç politik tartışmaların önemli gündem maddelerinden birisi.

Malum, varlık nedenini bu mesele üzerine inşa eden bir parti var; HDP.

Ana muhalefet partisi CHP de geçtiğimiz yerel seçimler öncesinden başlayarak bu meseleyle yakından ilgilenmeye başladı.

Aynı dönemden itibaren Millet İttifakı’nın küçük ortağı Saadet Partisi de bu minvalde söylemlerde bulunuyor.

Şimdilerde aynı ittifak içinde yer alabilirlikleri tartışma konusu olan iki yeni parti Genç Parti ve DEVA da konuyla yakından ilgili.

Milliyetçi partiler MHP ve İYİ Parti genel anlamda “Kürt sorunu yoktur, terör sorunu vardır” yaklaşımı sergilerken iktidardaki AK Parti ise “Kürt sorunu vardı, çözdük. Terör sorunu kaldı onu da çözeceğiz” diyor.

Partilerin yaklaşımı üç aşağı beş yukarı böyle.

HDP, “Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunu”, diğer muhalefet partileri de “en önemli sorunlarından birisi” diyor.

Lakin, bugüne kadar bu partilerin hiçbirinden her gün sokaklarda, basın toplantılarında, televizyon ekranlarında bangır bangır bağırıp dile getirdikleri “Kürt sorunu”nun ne olduğuna dair dürüst bir tek kelime işitmiş değiliz.

Tamam da kardeşim “Kürt sorunu” dediğiniz şey nedir?

Madde madde sıralayın da bilelim.

Bu yasal bir sorun mudur, anayasal bir sorun mudur?

Öyle ise hangi yasanın hangi maddesinden ya da anayasanın hangi maddesinden doğan bir sorundur açıklayın.

Deyiverin ki, “Şu yasanın şu maddesi ve/veya anayasanın şu maddesi sorunludur, bunlar Kürt sorunu diye bir sorunun doğmasına yol açmıştır, biz bunları şu, şu, şu şekilde değiştireceğiz.”

Anayasa ve yasalarda sorun yok da uygulamada ve yönetiminde mi sorun var?

O halde çıkın onları açıklayın, deyin ki “Biz şu şu uygulamaları şöyle şöyle değiştireceğiz.”

Yoksa her ikisinde mi sorun var?

Onları açıklayın ve neyi nasıl değiştireceğinizi söyleyin.

Söz konusu partiler ne olduğunu açıklamadıkları bu sorunu sürekli “demokrasi, barış ve özgürlükler ekseninde çözeceğiz” diyor.

İyi de arkadaş sorunun mahiyetini söylemiyorsunuz bari şu “demokrasi, barış ve özgürlük” dediğiniz şeyi biraz açın, izah edin.

O da yok.

Gelelim PKK ve terör meselesine.

HDP diyor ki, “PKK, Kürt sorunun bir sonucudur. PKK ile mücadele edilmesin. Kürt sorunu çözülünce PKK meselesi de hallolur.”

Dikkat edin, “PKK sorunu da hallolur” demiyor, çünkü bırakın PKK’yı bir terör örgütü olarak görmeyi, “sorun” olarak da görmüyor.

Aksine PKK’yı kendi varlık nedeni sayıyor ki bu konuda haklılar zira onun legal alandaki siyasi temsilciliğini yapıyorlar.

Diğer muhalefet partileri ise genel anlamda PKK’yı terör örgütü olarak gördüklerini ve terörle mücadelenin devam etmesi gerektiğini söylüyor ve de “Kürt sorunu çözülünce PKK ve terör sorunu da çözülür” diyor.

İyi de nasıl?

Yani sen o içeriğini açıklamadığın sorunun, ne şekilde olacağını belirtmediğin çözümün gerçekleştiğinde PKK, “Oh, sorun çözüldü, tamam ben silah bırakıyorum” mu diyecek?

HDP ne olduğunu açıklamadığı Kürt sorununa dair arada sırada bazı baklaları ağzından çıkarıyor ve diyor ki “Kürtlerin kazanımları, Kürtlerin statüsü.”

Bir yandan “Türkiye partisiyiz” diyorsunuz diğer yandan “kazanım”, “statü” istiyorsunuz.

Açıklayın “statü”, “kazanım” dediğiniz şey nedir?

Mesela Türkiye’de federal bir yapı mı, otonomi mi, ayrılık mı istiyorsunuz?

Eveleyip gevelemeyin açık açık söyleyin.

“Suriye’deki kazanımlar” diyorsunuz.

Kast ettiğiniz nedir?

PYD’nin, ABD’nin desteğiyle işgal ettiği alanlardaki hâkimiyetinin tanınması mı?

Mesela o bölgeden PYD sökülüp çıkarılsa orada ENKS’nin egemenliği olsa bu sizi keser mi?

Ee onlar da Kürt.

Daha önce onlar vardı o bölgede.

PYD, hepsinin bürolarını kapatarak, üye ve yöneticilerini kılıçtan geçirerek, 500 binini Türkiye’ye, 300 binini Kuzey Irak’a sürerek oraları ele geçirdi.

Niye o zaman gıkınız çıkmadı?

Mesele Kürtler, hakları ve kazanımları mı yoksa sizin bağlı olduğunuz PKK ve sırtınızı dayadığınız onun uzantısı PYD/YPG ve onun kazanımları mı?

“Kuzey Irak’a operasyon yapmayın” diyorsunuz, niye?

PKK’ya dokunulmasın diye mi?

Ee ordan her gün içeriye sızıp haklarını savunduğunuzu iddia ettiğiniz Kürtleri öldürüyorlar.

Bırakılsın, öldürsünler mi?

Şimdi dönüp yeniden, ölesiye nefret ettikleri AK Parti iktidarından kurtulma uğruna 40 yılı aşkın süredir bu ülkeye kan kusturan terör örgütünün siyasi uzantısı bu HDP ile ittifak kurmakta herhangi bir beis görmeyen muhalefet partilerine soralım…

Siz gerçekten bu parti ile ittifak yaparak sözünü ettiğiniz “Kürt sorunu”nun çözüleceğini mi düşünüyorsunuz yoksa bu politikalarınızla “Kürt meselesini” bir soruna mı dönüştürmüş oluyorsunuz?

Kanaatimce ikincisini yapmış oluyorsunuz…

Ha, tüm bu söylediklerimiz “Kürt meselesi” konusunda da hiçbir sorun olmadığı anlamına gelmiyor elbet.

Cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlerin kimliklerinin reddedilmesi, asimile edilmeye çalışılmaları ve fiili baskılar Türkiye’de bir “Kürt sorunu” yarattı.

Ancak son 15 yıl içinde AK Parti iktidarı döneminde atılan adımlarla sorunun varlık nedenleri önemli ölçüde ortadan kaldırıldı.

Kuşkusuz ülkede birçok alanda yaşanan kimi sorunlar gibi bu konuda da hâlâ kimi sorunlar vardır.

Ancak bunlar da diğer sorunlar gibi demokratikleşme çıtasının yükseltilmesiyle çözülebilecek sorunlardır.

Lakin bunları “Kürt sorunu” ambalajı altında siyasi gündeme sokmak abartıdır ve “mesele” boyutundaki sorunların derinleşmesinden, karmaşıklaşmasından ve büyümesinden başka bir işe yaramamaktadır.