Koskoca gazete ana sayfasında koca puntolarla girmiş.

"Komedyen ile aşıya ikna edemezsiniz."

Aşı konusunda ülkem insanı şöyle tam bir ağız tadı ile kavga edemeden yangınlar çıktı.

Hay Allah ya.

Yangın kavgasına herkes yana yana tutuşmuşken, fidan ekilir mi, ekilmez mi kavgasına girdik.

Ağaçların çam kozalakların kavgasına ve diğer kavgalara girmeyeceğim.

Şahan kendi evinin kurtarmak istiyor fesatlığına da hiç girmeyeceğim.

Demem o ki aşı kavgası kalakaldı.

Son aşı durumumuz şöyle.

Türkiye'de aşı karşıtı olan yüzde 5 insan varmış.

Aşıya duyarsızlar yüzde 40’mış.

Diğer kalan yüzde 45 aşıya inanıyormuş.

Mesele duyarsız yüzde 40 yakalamak.

Televizyonlarda, komedyenler, oyuncular, şarkıcılar insanları aşıya davet ediyorlar.

Aşı olun toplum bağışıklığı yakalayalım kurtulalım diyorlar.

Ve hiç para almadan kamu spotları çekmişler. 

Ne ala ne güzel değil mi?

Yok öyle değilmiş.

Komedyenler aşıya ikna edemezler görüşü hakimmiş.

Hay komedyenler kadar başınıza taş düşsün.

Yahu zaten eli topu kaç kişiler, bu ülkenin güldüren kaç komedyeni var ki.

İki elin parmak sayısı kadar var mı ben bilmiyorum.

Epi topu 10 kişi sayamazsınız.

Bu insanları halk seviyor, filmleri, işleri gişe rekorları kırıyor.

Recep İvedik gişe rakamlarına bak anlamak çok kolay.

Adamlar ellerinden geleni yapıyorlar. 

Normal olarak halkın sevdiği insanlar daha kolay ikna ederler öyle değil mi?

Daha ne yapsınlar.

Bu kadar çok sevilen insanlar ikna edemezse, kim ikna edecek?

İkna edemezlermiş, bu duygu hakimmiş, kimler bunlar, neredeler, hangi topluluk belli değil.

Aşı konusunda bıçak sırtı durumumuz var mı, ben onu bilmiyorum.

Ben kendi adıa bir bulaş var ise, aşı ile kurtulabiliriz diye düşünürüm.

Ve aşımı olurum.

Bize çip takacaklar, kısırlaştıracaklar diye düşünenler var.

Ya da aşırı muhafazakâr ve aşıya karşı bambaşka şeyler düşünen insanlar var.

Öyle ise.

Tam tersi.

Bu iki grupta, sevilen komedyenler ve oyuncular tarafından ikna olabilirler.

Zararın neresinden dönülürse kardır.

İnsan canı bu.

Ama aşı olmayana sınırlandırılmış hayat, nasıl olacak orası karışık.

Aşı olana "pozitif ayrımcılık" adını koyarak, kafelere, AVM'lere, giremezsin demek kolay olur mu?

Benim de insan haklarım var diyecekler.

Ankara'da Kahveciler ve Kıraathaneler Derneği Federasyonu, kahvelere aşısı olmayanların alınmaması ile ilgili tavsiye kararında bulunuyor.

Bazı kahveler uygulamaya başlıyor. 

Napalım bizim ekmek paramız, artık kapanmak istemiyoruz diyorlar.

Eh ekmek parası bu, çok önemli ve haklılar tabi ki.

Ama bak sadece tavsiye yazabiliyorsun, uymayan uymayacaktır anlamına geliyor.

O nedenler bırakın komedyenleri, aşı konusunda ikna etsinler, yangın söndürmek için alanlara insinler, ormanlara dalsınlar, canlı yayın yapsınlar, anlatsınlar.

Bir komedyenin Instagram hesabı üzerin den yaptığı canlı yayını, milyonlar izliyorsa ve ülkesine faydalı bir şey yapıyorsa.

Çok ayıp.

Susmak.

Ve teşekkür etmek lazım.

Funda'nın aklındakiler…

... Olay 2015 yılı.

Hülya hanım ile kocası doktor Mustafa evlerinde tartışıyorlar.

Tartışmadan sonra, adam evden çıkıp hastanesine gidiyor.

Karı koca tartışmaya WhatsApp üzerinden devam ediyorlar.

Kadın 04.00 civarı salonda uyuyakaldığını söylüyor.

04.30 bir uyanıyor ki, üvey oğlunun balkondan düştüğünü görüyor.

Çocuk yaralı, ama kurtaramıyorlar ve ölüyor.

Baba üvey anne hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

O mahkeme, bu mahkeme derken, "çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan müebbet hapsi istiyorlar.

Sonunda kadına 2 yıl 6 ay ceza veriyorlar.

O mahkeme bu mahkeme diyorum, o kadar mahkeme adı var ki, o mahkeme karar veriyor, bu mahkeme bozuyor..

Sonunda Yargıtay "delil yok" diyor ve kadın tahliye oluyor. 

Bu arada;  

Yerel mahkemenin verdiği karardan sonra kadın sosyal medyasında;

"Arkadaşlarımmmm beni soran olursa tereyağından kıl çeker dersiniz" yazarak paylaşıyor.

Koyduğu emojilere tek tek bakmak lazımdı.. 

Dosyada delil yokmuş.

Tereyağı ne, 

Kıl çekmek ne.

Kadın sen bunları neden yazdın diye.

Soran yok sanırım.

Ya baba.

Sen kavga edip evden çıkarken, neden oğlunu yanına almadın?

Suç duyurusunda bulunduğuna göre anladığın, bildiğin, öngördüğün bir şeyler olmalı. 

Çok yazık olmuş masum çocuğa.

Funda'nın aklındakiler...

... Masterchef.

Bu ülkenin en şahane yarışmasıdır.

Yarışmacılara bakın, gencecik aslan gibi genç kızlar ve erkekler ne yemekler ne tabaklar hazırlıyorlar.

Adam 25 yaşında, 15 senedir mutfaktayım şefim diyor.

Gencecik yaşta ömrünü mutfakta geçirmiş çocuklar. 

Yemek siparişi ver, gelen yemeği ye, bu yemeği kim yaptı diye aklımıza gelmeyen her şeyi bize düşündürdüler. 

Aşçılar ne kadar saygın insanlar.

Aşçılar birbirlerine, ustalarına ne kadar saygı duyuyorlar.

Aşçılar ne kadar zor bir iş yapıyorlar.

Hiç bilmiyorduk.

Mutfakta ne kadar emek varmış farkında değilmişiz.. 

Ne kadar şahane çocuklar var.

Hepsi çok terbiyeli.

Hepsi çok masum.

Ve hepsi çok kabiliyetli.

Tebrik ederim.