KIYMAYALIM ORMANLARIMIZA!

Fehmi KETENCİ 18 Mar 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Ormanın ne olduğunu oralarda yaşamayanlar ve orman alanlarının çok olduğu bölgelerde olup o orman alanlarının görüntüsünü, güzelliğini ve en önemlisi, yarattığı jeolojik etkiyi pek hayal edemezler.

Ormanlar ve o ormanları kaplayan ağaçlar yaşamımızda çok önemli bir yer kapladığı gibi bir bölgenin, ülkenin en önemli ve mutlaka korunması gereken alanlarındandır.

      Geçtiğimiz günlerde basında da yer alan ve kulağımıza gelen haberlere göre; Devlet ormanlarında tomruğun dışında ilk kez canlı dikili ağaçların da satılmasını öngören Torba Tasarı, Tarım ve Köy İşleri Komisyonundaki görüşmelerde ilginç tartışmalara yol açmış.

      Bu tartışmalar gündeme gelince aynı komisyonda söz verilen OR-KOP Başkanı’nın tasarı ile ilgili dikkat çektiği çok önemli bir konu sonrasında, bu düzenlemenin, özellikle orman köylüleri açısından çok mağduriyet yaratacağını dile getirince aceleye getirilerek hazırlanan bu tasarıdaki bazı konuların yeniden gözden geçirileceği ve düzenleneceği söylendi.

      Çocukluğumdan hatırlarım; Rize’de 500 adet civarında, dağa kadar uzayan, oldukça görkemli, gürgen ağaçlarından oluşan ormanımız vardı ve rahmetli babam; tüm gözlerin üzerinde olduğu bu gürgenleri gelen tüm astronomik tekliflere rağmen ölünceye kadar asla satmadığı ve sattırmadığıydı. O gürgenleri asla unutamam. Göğe doğru yükselen ve ortalama 50 metre boyutlarındaki bu gürgenlerin altında yürümenin, onlara bakmanın keyfini asla unutamamışımdır. Hatırladığım o zamanlar ve yıllarca; yakacak odun ihtiyaçlarımızı; eskimiş, kurumaya başlamış çok yaşlı diğer ağaçlardan karşıladığımız ve o muhteşem gürgenlere kıyamadığımızdır. Gürgen, Kızılağaç, Doğu Karadeniz’in en önemli orman ürünlerindendir.

      Şimdi gündeme gelen, canlı ağaçların satılacağına dair hazırlandığı söylenen bu tasarının nelere mal olacağını bir kez daha düşünmek, gözden geçirmek ve satın alanların o ağaçları öyle bırakmayıp kesebileceklerini, onlara kıyabileceklerini asla unutmayalım.

      Acele hazırlandığı söylenen bu tasarının, ülkemizdeki orman örtüsünü oluşturan canlı ağaçlara ve en önemlisi ormanlarımızdaki canlı ağaçlara ve onların oluşturduğu, gerçekten, doğal yeşil alanlara kıyılmasın.

      Orman Genel Müdürlüğü’nün web Sitesinde Orman ve Köyişleri Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nun yazdığı yazıdan bir bölümünü buraya aktarmak istiyorum.    

      “... Ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan büyük öneme sahip olan ormanlar günümüzde küresel bir nitelik kazanmış ve ormanların korunması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi için uluslararası iş birliği kaçınılmaz olmuştur. ... Ormansızlaşmanın; gerek iklim değişikliği açısından, gerekse biyolojik çeşitlilik açısından çevre tehdidi oluşturduğu açıkça ortaya konmuş, ormanların insanlık için bir ‘Hayat Destek Sistemi’ olduğu kabul edilmiştir...”

      “... Gerek Anayasamızın ilgili maddesi, gerekse yürürlükteki “Ormancılık Mevzuatı” incelendiğinde Bakanlığımızın en önceliklerinden biri ormanların korunması ve ağaçlandırılması olduğu açıkça görülecektir. 2008-2012 yıllarını kapsayan ağaçlandırma ve erozyon kontrolü seferberliği eylem planı uygulamaları sonucunda, Trakya büyüklüğünde bir sahada ormanlaştırma ve rehabilitasyon çalışmaları yapılmıştır. Orman sahamız 1972 yılında 20,2 milyon hektar iken, 2015 yılı itibariyle 22,3 milyon hektara ulaşmıştır. Buna paralel olarak ormanlarımızdaki odun servetimiz 1972 yılında 0,9 milyar m3 , 2003 yılında 1,2 milyar m3 iken 2015 yılında 1,6 milyar m3 ’e yükselmiştir. Bütün bu uygulamalar neticesinde ülkemiz, dünyada orman varlığını arttıran ender ülkelerden biri konumuna ulaşmıştır...”

      İlgili Bakanın sözlerinden canlı ağaçların ne kadar önem arz ettiği, ülkemiz için olmazsa olmazlardan, özellikle; dünyamızda giderek değişen ekolojik yapısındaki yeri itibarı ile ormanlarımızın ve o ormanları meydana getiren canlı ağaçlarımızın korunmasını, onları değerini bilmeyip sadece maddiyata dönüştüreceklerin ellerine bırakılmamasının gereğini bir kez daha düşünelim.

      Unutmayalım ki; bu yanlış uygulama, 7,5 milyon orman köylümüzü yürekten etkileyecektir.

      Bu tasarıdaki yanlışların düzeltileceğine, canlı ağaçlara kıyılamayacağına inanıyorum.