KENDİNİ TERK ETME!

Funda ÖZKALYONCU
Koskoca bir ömrü savaşarak, mutlu bir kadın olarak yaşamışım.

Bu ay doğum günüm var.

Koskoca bir ömrü savaşarak, mutlu bir kadın olarak yaşamışım.
Savaşarak mutlu olunur mu, olunur canım, öğrettim kendime.
Ben bunu hak ettim mi demedim, hak ettiklerimi, nasıl yaşayacağımı, nasıl başaracağımı anlayarak yaşadım.
Doğum günlerimiz ormanda işaretli ağaçlar gibidir.
İster istemez.
Yolun bir bölümü yaşadıklarlarımızı, bir bölümü daha tamamlamadığımızı hatırlatır.
Başını bir çeviriyorsun gecmiş seneye, hatta daha gerilere.
Bugün sabah erken aynaya yüzüme baktım.
Kendime konuştum.
Seni kutlarım Funda dedim.
Siz de kendinizi kutlayın.
Hayat çok zor, bu yolculukta hayatta kalmak bile çok büyük başarı.
Sağlıklı olmak, çalışmak, paranı kazanmak, iş hayatı ev hayatı, çocuk büyütmek, sevdiklerin için mücadele etmek büyük başarı.
Madalyalar hak eden yaşanmışlıklarımız var.
Funda'cım.
Kimsenin kötülüğünü istemeyen.
Merhamet eden.
Cebinde kendinden iyi insan yaratma çaban oldu.
Funda.
Iyi bir insan oldun.
Bu benim kendime doğum günü hediyem olsun.
Eğer Funda'nın size söylemesi gereken birşeyleri varsa;
Buyrun!
En önemli şey aşk, doya doya yaşayın.
Ne yapmayı seviyorsanız onu bulun, eğer bulamıyorsanız yaptığınız işi sevin.
Sevdiğin insanlar olsun.
Seni seven insanlar olsun.
Güvendiğin insanlar olsun.
Sana güvenen insanlar olsun.
Kimse ile yarışma.
Senin yolun başka, senin yokuşların başka.
Her gün hareket et.
Erken kalk.
Erken kalkmak kulağa kötü geliyor ama, hayatımda bildiğim, yaşadığım en doğru şey.
Kimsenin senin ağzını, ruhunu, evini korkutmasına izin verme.
Kendi paranızı kendiniz kazanın ve bu parayı şakır şakır harcayın.
Kaybetme korkunuzu dengeleyin, kaybetme korkusu ile avucunuzu sıkarak kimseyi orada tutamayacağınızı bilin.
Bazen düşeceksin, ama oradan kalkmayı bileceksin ve daha gücleneceksin.
Yalnız kal.
Arada ağla.
O yalnızlığında kendinle buluş, deniz kabuğu gibi kendini dinle, hayatının aslı o.
Korkmaktan korkma, en insani duygudur, bazen ödün patlasın yok ziyanı.
Sonra bas karanlığına, bir şey olmayacağını gör.
Yalnızlığını kimselere verme.
Sevdiklerine her gün seni seviyorum de.
Her gün şükret.
Hayal et, her hayalin bir meyali var.
Kendini hiç terk etme.
Hiç bahis oynama, ama kendin üzerine kendinle iddiaya gir.
Böbürlenme.
Kibirlenme.
Aşağılama.
Ve bütün bunların sonunda sen büyük kahramansın.
Hepimizin kahramanlık hikayeleri ile dolu hayat yolculuğu kutlu olsun.
Kendime sevgilerimle.
Size sevgilerimle.

Funda'nın aklındakiler…

... Oyuncunun hası Esra Dermancıoğlu sosyal medya hesabından açıklama yapıyor.
Tükenmişlik sendromu yaşıyorum, psikiyatrlardan yardım istiyorum.
Dedi.
Hatırlarsanız 2013 yılında Meryem Uzerli de aynı açıklamayı yaparak, o zamanın en popüler en seyredilen dizisini bırakmıştı.
Bu konunun arkasından, ünlü isimler açıklama yapıyor.
Tuba Büyüküstün, herşeyi bırakıp gitme duygusunu ben de yaşadım, çok yoruldum, zaman zaman oyuncuların başına geliyor.
Sarp Apak, insanlar bunu şımarıklık olarak algılıyor olabilirler, ama tempo gerçekten çok ağır. Her şe insanların gözü önünde. Bu da insanda büyük stres yaratıyor.
Valla hiç kusura bakmayın.
Bölüm başı alınan paraları herkes biliyor.
Para çok önemli kardeşim.
Ekonomi darda, mutfaklarda yangın var, insanlar halk ekmekten ekmek alamaz hale gelmişken, eti vitrinde seyrederken, çoluğunu çocuğuna bir çikolata alamazken.
Çalışmalarınızın çok ağır oldugunu kimseye anlatamazsınız.
Ağır çalışma ne olur biliyor musunuz?.
Maden işçilerine bir bakın, yerin kaç metre altında simsiyah yüz göz ile nefes alamadan çalışıyorlar.
Ne kadar geçinebiliyorlar Allah bilir.
Mekanlardan çıkarken bindiğiniz arabalarınız ortada.
Evleriniz, sahip olduklarınız bu dünyada rahat rahat yaşamanızı sağlarken.
İnanın bana, sizin tükenmişlik sendromu şımarıklıktan başka bir şey değil.
En iyisi susalım.


Funda'nın aklındakiler…

… Kimsenin kendi tırnağı yokmuş da, haberimiz yokmuş.
Her sokakta, her caddede sayıları çoğalan protez tırnak, nail bilmem neler ne kadar çok açılmış.
Dükkan kirası var, personel masrafı var, vergisi var, malzemeleri var.
Var da var.
Gerçekten çok şaşırıyorum.
Bir tırnak için ne kadar ödeniyor bilmiyorum ama, 1 günde kaç protez tırnak yapılıyor ki bu insanlar bu yükü taşıyabiliyorlar.
Ya tırnakçılara koşanlar.
Sahneye çıkan şarkıcıları anlarım, aynı zamanda gorsel bir iş yapıyorlar.
Ama!
Metroda kızlar görüyorum, ev kadınları görüyorum, tırnakları rengarenk kazma gibi.
Annesi evlere temizliğe gidiyor, kızı protez tırnak taktırmış öyle dolaşıyor.
Otobüs durağında protez tırnakları ile saatlerce otobüs bekliyorlar.
Bu ne özenti.
Bu ne aymazlık.
Sakin olun.
Daha güzel değilsiniz.