​"KENDİ MAHSULÜNÜ YETİŞTİREN BİR OTEL"

Gülay YÜCEL 11 Eki 2017

Gülay YÜCEL
Tüm Yazıları
"6. Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonası"na ev sahibi Bodrum Yalıçiftlik'te yer alan Hapimag Sea Garden Resort oldu.

“6. Uluslararası Arena Aquamasters Yüzme Şampiyonası”na ev sahibi Bodrum Yalıçiftlik’te yer alan Hapimag Sea Garden Resort oldu. 

Avrupa'nın başlıca şehirlerinde yer alan 60'dan fazla modern tatil köyü ve rezidanslarıyla ünlü İsviçre merkezli Hapimag grubunun en büyük tesisi olan Bodrum Hapimag Sea Garden Resort, Ege'nin masmavi ve berrak sularına uzanan çam ağaçlarının arasında yer alıyor. Bodrum’un cennet köşelerinden Yalıçiftlik’te, 191 dönüm arazi üzerine kurulu, mavi bayraklı üç koya sahip olan Hapimag Sea Garden Resort, konuklarına unutamayacakları bir tatil deneyimi yaşatıyor.

Yarışma süresince ev sahipliğimizi yapan tesiste, sezonun sonu olması nedeniyle giremiyor olsak da, mavi bayraklı koyları ve etrafını çevreleyen çam ormanlarıyla doğanın tüm güzelliklerini bir arada görebiliyorsunuz.. Yazın ağırlanan konuklar için, su sporlarına merakları varsa; dalış, su kayağı, wakeboard, mono ski, yelken, sörf ve katamaran gibi su sporlarını sunuyor. Otel ayrıca dünyada deniz üzerinde slalom parkuru bulunan sayılı yerlerden biri…

Yarışmalardan fırsat bulduğumuz ikinci gün sohbet imkanı yakaladığımız Hapimag Sea Garden Resort Genel Müdürü Kerem Demirkol, yüzme sporu konusunda geniş kitleler üzerinde farkındalık yaratabilecek, bu önemli şampiyonaya ev sahipliği yapmaktan dolayı çok mutlu olduklarını dile getiriyor ve bu tarz uluslararası etkinliklerin, özellikle gastronomi ve su sporlarının Bodrum’da sezonu uzatabilmek adına önemli fırsatlar olduğunu söylüyor.. Kerem Demirkol, biraz yarışma, biraz otel derken turizm ve sektör konusunda kısa bir ufuk turu yapmamıza vesile oluyor. 

“Turizmde hem lokasyon ve doğal güzellikler hem de tesisler açısından çok büyük avantajlara sahibiz.” ifadelerini kullanan Demirkol, Türkiye’nin her kesime uygun fiyat ve kalitede tatil seçenekleriyle de birçok rakip ülkeden ayrıştığına vurgu yapıyor. 

Demirkol’la sohbetimizin en can alıcı noktası şüphesiz “mevsimsel turizm dışı aktiviteler” konusu oldu. 

Biliyoruz ki, hem sektör temsilcileri, hem yerel yönetimler, hem de yöre halkları 12 aya yayılmış turizm isteklerini her fırsatta dile getirirler. 

Kerem Demirkol’la bu konuda ne düşündüğü ve ne yapılması gerektiğini soruyorum. Aldığım cevap son derece tatmin edici:

“Sadece mevsimsel turizmde ısrar edersek hem yetişmiş elemanların devamlılığını sağlayamayız hem de bu kadar büyük bir potansiyelin hakkını veremeyiz. Özellikle Bodrum farklı tatil anlayışlarını karşılayabilen, misafirlerimizin her türlü eğlence ve dinlenceye kolaylıkla erişebildiği bir destinasyon. Bu da Bodrum’u yurtdışında da gözde tatil beldelerinden biri haline getiriyor. Özellikle Bodrum gibi önemli destinasyonları 12 ay hizmet veren merkezler haline getirmeliyiz.” 

“Ancak..” diyerek araya girmeye çalışsak da Demirkol bizden hızlı davranarak, “Güney kesimlerde 12 ay turizm olup olmayacağı sektörde hep konuşulan bir konudur. Bence Bodrum’da 12 ay turizm olması öncelikle sezonun 6 aya sonra da 8 aya uzamasıyla mümkün olur. İlk etapta 4-5 aylık sezonu hemen 12 aya çıkarmayı hedeflemek doğru olmaz. Şu an biz sezona 1 Mayıs’ta başlayıp 31 Ekim’de bitirdiğimiz kendimizi iyi bir sezon geçirmiş olarak kabul ediyoruz. Ancak tatil yaklaşımını değiştirirsek bu süreyi daha da uzatabiliriz.” diyor ve ekliyor:

“Bizim ülkemizde tatil, okulların kapanmasıyla başlar. Ancak biz o zaman aralığıyla kısıtlı kalamayız. Burada da yabancı turistin önemi devreye giriyor. Çünkü her ülkedeki özellikle ara tatiller farklı döneme denk geliyor. Mesela şu an Almanya’da ara okul tatili var. Bu sebeple yoğun olarak Alman turist ağırlıyoruz. İtalyanlar ağustos ayında, Hollandalılar ise nisan ayında ülkemizi ziyaret ediyorlar. Sadece bu tabloya baktığımızda bile Türkiye’deki sezonu uzatabilmenin dış turizmle doğru orantılı olduğunu görüyoruz.

Bunun dışında nisan-mayıs ve eylül-ekim aylarındaki doluluk oranını artırabilmek ve sezonu uzatabilmek; konferans toplantıları, gastronomi etkinlikleri ve 6-8 Ekim arasında bizim de ev sahipliği yaptığımız Aquamasters gibi uluslararası su sporu müsabakalarıyla mümkün olabilir. Örneğin bu sene otelimizde eylül ayını durgun geçirmiştik. Ancak Aquamasters’ın burada gerçekleşmesi hem Bodrum’u hem de Hapimag Sea Garden Resort’ü canlandırdı.”

“Kendi mahsulünü yetiştiren bir otel”

Sea Garden'ın kurumsal şefi Orhan Demirok, yeni dönemde mutfağın çok daha yenilikçi, modern ve lezzetli olduğunu belirterek, tüm büfe temalarını ve menüde iddialı olduklarını söylüyor. 

Mutfağı en büyük tutkusu olarak tanımlayan Şef Orhan Demirok, Sea Garden’ın artık geleneksel hale getirdiği kendi yaptığı ürünlere ağırlık verme özelliğinin devam ettiğini söylüyor. Örnekler çok, gördüğüm kadarıyla, otelin belli bölümlerinde kurulan baharat bahçeleri, yetiştirilen sebze-meyve gibi.. Tesis çok geniş bir yeşil alana sahip ve bunu değerlendirmek istediklerini her fırsatta dile getiriyorlar.. Henüz tüm tesisin ihtiyacını karşılayacak ürün elde edemeselerde, yetiştirilen ürünleri butik restoranlarda kullanıyorlar. Benim olduğu gibi, sizin de mutlaka ilginizi çekecektir diye düşündüğüm nokta ise, kendi zeytin bahçelerinden zeytinyağı üretip kullanıyor olmaları..