İSTANBUL'UN BİTMEYEN DERDİ TAKSİLER! (1)

Fehmi KETENCİ 01 Tem 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bir çok kez yazdım, yüzlerce haber yayımlandı gazetelerde, televizyon haber bültenlerinde bu konuda bir çok haber yer aldı. Konu, zaman zaman olan münferit olaylarla gündeme geldi ama daha sonra unutuldu ve bu sorunlar kaderiyle başbaşa bırakıldı.

      Aslında İstanbul için öylesine boşverilecek, önemsenmeyecek bir konu değil İstanbul’da taksi sorunu. Sorun en çok ne zamanlar gündemdedir, şöyle bir hatırlayalım. Yakıt zamları sonrasında taksicilerin yükselen zam şikayetleriyle gündeme gelir ve bir süre sonra yapılan bir miktar zam ile bu şikayetler, homurdanmalar kesilir, taksiciler normal yaşamlarına dönerler.

      İstanbul’da taksicilik altın değerinde bir meslektir. Taksiler üzerindeki taksi plakaları altından çok daha değerli. Yeni taksi plakası almak artık yok. Olan taksi plakalarından birilerini, ya kiralayabiliyorsunuz ya da telaffuzu bile zor bir rakamla satın alabiliyorsunuz. Elinde taksi plakası olan birisi İstanbul’da zengin, iyi bir mal varlığı olan sayılıyor.

      İstanbul’da çalışan taksilerin her biri sahibini geçindirdiği gibi, o takside vardiyalı çalışan sürücüsünün de geçimini sağlıyor.

      Eski İstanbullu olarak, ellili altmışlı yılların o damalı taksilerinin ve sürücülerinin, geleneksel taksicilik kültürüyle bu günün taksicilik kültürünü kıyaslamak hiç mümkün değil. Taksi plaka borsasının uçmaya başladığı dönemden itibaren taksicilik kültürü de ortadan kalktı. Bugünün taksilerinden şikayetçi olmayana hemen hemen hiç rastlayamazsınız.

      Taksicilik konusunda nereye bakıp nasıl bir değerlendirme yapmak lazım, kafalar olabildiğince karışık. Yapılan araştırmalara ve gazete sayfalarına yansıyanlara göre; “İstanbul sokaklarında yaklaşık 18 binin üzerinde yasal ticari taksi çalışıyor. Bunun yanı sıra korsan taksi sayısının ise 10 bini geçtiği tahmin ediliyor.

      1991 yılından bu yana yeni plaka dağıtılmadığından plaka fiyatları bir milyon gibi rakamlarla telaffuz ediliyor. Şehirde plaka kiralayarak taksicilik yapmak oldukça yaygın bir yöntem. Günlük plaka kirası ortalama 170-230 TL civarında. Basit bir hesapla plaka sahipleri ayda en az 5 bin TL, yılda 60 bin TL gelir elde ediyor. Kazançlar basit usulde vergilendirildiğinden araç sahipleri nerdeyse bir asgari ücretli kadar vergi veriyor, yanlarında çalışan kişileri sigorta yapmıyorlar”. Bu kiralama sırasında kiralayan da bu araç üzerinden evini geçindirecek kadar para kazanıyor.

      Edinilen bilgilere göre; araç sahipleri ile sürücüler arasında hizmet sözleşmesi de yapılmıyor. Gerek plaka kiralanmasından gerekse satışından elde edilen gelirler ticari kazanç olduğu halde fatura düzenlenip KDV de tahakkuk ettirilmiyor.
      Durduğu yerde, büyük bir değer olan, kayıt dışı bu büyük rant, her ne kadar korsan araçları özendirmekte ise de, İstanbul’da korsan araçların artmasının en önemli nedeni arz-talep dengesizliğidir. On beş milyonluk bir mega kentte, yaklaşık rakamla 830 kişiye bir taksi düşüyorsa, yüksek cezalar da uygulasanız, korsan taksicilik engellenemez. Doğal olarak da taksiler, sürücülerini tam olarak kontrol altına almak iyice güçleşiyor.

      İşte yukarıda dile getirdiğimiz o eski kültüre de özlem duyarsınız. Hele akşam saatlerinden sonra İstanbul’da kayıt dışı çalışan taksiler iyice kontrol edilemez durumdalar. O nedenle de taksi müşterileri durak taksileri genelde tercih ediyorlar.

      Taksicilerin kontrolu ve denetlenmesi Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor olsa da, asıl sorumluluğu üstlenmesi gereken; İstanbul Taksiciler Esnaf Odası/İTEO’dır. Onlar da sadece zam konusu gündeme geldiğinde ortalıkta görünürler ama, sorunların çözümünde neredeyse yoklar.

      Bu konu çok önemle ele alıması gereken bir konu ama, nedense yaşananlar pek önemsenmiyor gibi.

      Son zamanlarda bu konuda yaşanan bambaşka bir sorun var ki, iş iyice içinden çıkılamaz durumdadır. Bu konuda yazacak çok şey var. Yarın devam edeceğiz.