İNSANLIKTAN 'İNSAN'LIĞA PERİBACALARI…

Mehtap DEMİR 17 Şub 2019

Mehtap DEMİR
Tüm Yazıları
Dünyanın en gizemli yerlerinden biri Kapadokya.

Doğanın, mucizevi yanını insanlığa armağan ettiği özel bir yer.

Öylesine efsanelerle dolu, öylesine gizemli… Öylesine derin…

Sakladığı nice sırlarla, nice rivayetlere konu olmuş milyonlarca yıllık bir serüvene sahip…

Önce platolar sıkışıyor,

Sonra yanardağlar faaliyete geçiyor,

Ardından lavlar püskürüyor,

Platoda biriken küller tüf tabakası oluşturuyor, tüf tabakaları erozyonla vadilere dönüşüyor,

insanlar da emeği ve duygusuyla harikalar diyarı, büyülü bir şehir ortaya çıkarıyor.

Şimdi o insanlardan başka insanlığa geçelim mi?

Daha doğrusu “sözde insan”lara…

Hani yukarıda anlattığım o büyülü coğrafyanın, peribacalarının, gözüne gözüne bina yapan o zihniyete geçelim mi?

Her yıl 2 milyona yakın turistin ziyaret ettiği UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan doğa harikasına nasıl oluyor da müdahale ettiriyorlar?

Otel yapılacak olan bina neredeyse bitmek üzereyken yakalandı!

Peribacalarına emeği ile duygusu ile hayat veren o insanoğlundan, otel adı altında katliam planlayan bu insanoğluna ne çok şey değişmiş…

Allah ıslah etsin…

***

YAŞAMAK YANMAKTIR YANASAN GEREK…

Milli olma ruhunu doğduğu toprakların ona öğrettiği mücadele gücünü kalemine yansıtan düşünür Bahtiyar Vahapzade…

Koy zaman ölçüsü zamanın olsun.

Bu ölçü ters düşer isteğimize.

Gün var ki yıldan da uzundur uzun,

Yıl var ki günden de kısadır bize…

Bahtiyar Vahapzade, zamansızlığın, derin bir felsefenin ve özgün bir ruhun bize mirası.

“Ya Nedir Allah” şiirini ilk okuduğumda nefesim kesilmişti…

Üzerine bir Tebriz melodisini donatarak Haleyli’yi kaydetmiştim…

Bugün Türkiye, Azerbaycan, İran başta olmak üzere birçok ülkede Vahapzade şiiri “Ya nedir Allah” Haleyli Türküsü olarak dilden dile dolaşıyor…

“Şark Meselesi”, bu toprakları “meseleye” çeviren 1816’da Rus çarının ilk defa söylediği sözdür… Kazan ve Kırım’dan sonra Osmanlı toprakları ve Türk yurtları birçok acıya göçe ve soykırıma sürüklenmiştir…

Bu toprakların çilesinin fark ederek büyüyen 1925 doğumlu Vahapzade ömrünü çalıştığı üniversitede edebiyat öğrencilerine öz Türklüğü ve yazdığı yazılarla Türk dünyasına kimliğini anlatmaya vakfetmiştir…

Hele torpağa da yalan ekdiler,

Yalan ekilmişdi, yalan derildi.

Dünyaya demirden perde çekdiler

Millet esareti seadet bildi.

Vahapzade’nin kalemi başta Azerbaycan’ın özgürlüğü olmak üzere Türk dünyasının birliği için de çağrı olmuştur…

Mehmet Emin Yurdakul ve Mehmet Akif Ersoy’u çok iyi tanıdığını demeçlerinden biliyoruz…

Türkiye’ye olan ilgisini 1999’da yaşanılan depremin ardından kaleme aldığı şiirle bir kez daha öğrenmiştik;

İşitince ata yurtta depremi,

 Aktı yaşım, döndü başım Türkiye.

 Her derdimin, her gamımın ortağı

 Can kardaşım, can kardaşım Türkiye.

Bu hayattaki en kıymetli ve erdemli tavırdır, düşüncenin arkasında durmak…

Fikrine sahip çıkmış,  bütün şiirlerinde, piyeslerinde ideolojisine sadık kalmış Vahapzade…

Bir yolla, totaliter rejime muhalefet olduğunu göstermiş... Vatanına milletine hizmet etmeyi gençleri yetiştirerek ve yazarak sürdürmüş…

Mesele kimlik meselesidir…

Ölüm yıldönümünde rahmetle anıyorum…