​İNCİ TANESİ

Aslıhan AKDAĞ TÜRKER
Tüm Yazıları
Aralık ayının ikinci pazarından hepinize merhaba...

Aralık ayının ikinci pazarından hepinize merhaba... Bugün benim için ayrı bir heyecan ve mutluluk verici, yarın büyük yeğenim Azra 7 yaşına basıyor. Aramızda çok uzun mesafeler olsada gazetemiz aracılığı ile unutmayacağı bir anı bırakıp “Doğum günün kutlu olsun Azra, seni çok seviyorum” demek istiyorum... 

İki gün önce Bostancı Gösteri Merkezinde Event34&Diamond Medya organizasyonu olan Deniz Seki’nin 20. Sanat yılı konserlerinden birine daha katıldım. Açık hava konserinde açıkçası ağlamaktan konsere adapte olamamıştım. Hiç bitmesin o akşam istemiştim ama sanırım bu sefer birazcık daha sahne bilir gözlerle izleme imkanı buldum, tabi arada süzüldü yine göz yaşlarım. 

Deniz Seki’nin zorda olsa artık eski hayatına dönmeye başladığını, adapte olduğunu düşünüyorum. O kadar çok seveni var ki öncelikli olarak Bostancı Gösteri Merkezi’de Açık hava konseri gibi ağzına kadar doluydu, bu beni de çok mutlu etti. Perde açıldığında Deniz Seki yukarıdan sarkıtılan salıncak asansör ile aşşağıya indi. Bunu kimin düşündüğünü çok merak ettim, birazcık sahne tekniği eğitimi olan profesyonel bir göz o sahnede öyle bir sarkıtmanın hiç hoş durmadığını küçük ve basit göründüğünü dile getirmeliydi. Giriş benim aldığım eğitimlerce açıkçası olmadı, ama tabii sahneninde etkisi var bunda Deniz Seki orkestranın arkasından yürüyerek gelmemeli. Ama salıncak asansörde pek olmadı. 

İlk yarıda siyah püsküllü uzun elbisesi, kalın siyah çorapları; dirseğine kadar uzun siyah eldivenleri. İkinci yarıda ise denizkızını anımsatan elbisesi. Kıyafetleri tabiki Gülşah Saraçoğlu imzası taşıyordu. Kendisinin çizgilerine kıyafetlerine ben de bayılıyorum fakat sayın Saraçoğlu bu sefer kıyafetten sınıfta kaldı. Kıyafet dikerken sahnedeki sanatçı yada performans sergileyecek kişinin hareket alanı ile davete katılan bir kişinin kıyafet tarzı aynı olmamalı. Gözüme çarpan ilk eksik Deniz Seki repertuar dosyasının sayfalarını eldivenlerinden dolayı bir türlü çeviremedi. Hatta bir ara baktı olmuyor çıkardı eldivenini ve seslendi Gülşah çıkarıyorum eldivenimi, Gülşah Saraçoğlu nerdesin ama ses yok sanırım o an orda değildi. Dosyayı çevirdikten sonra tekrar giydi. Şimdilerde normal soğuktan korunmak için aldığımız eldivenlerde bile sayfa çevirme, dokunmatik ekrana temas etme gibi özellikler var. İkinci yarıdaki kıyafet ise, televizyon programlarından öğrendiğim üzere Deniz Seki’nin proporsiyonuna hiç uymamıştı. Yürürken yırtmacı açılsın diye sürekli çekiştirip durdu, bir de dekoltenin içinden görünen siyah çamaşır mı yoksa kıyafetinin bir parçasımı ne olduğu anlaşılamayıp hiç güzel görünmeyen göğüs dekoltesi. Lütfen yanlış anlamayın ben moda uzmanı değil sadece konservatuar eğitimim içerisinde sahne kostümü eğitimi almış, ehh birazda o bizi sonsuz boğan televizyonda gözlemlediğim programlardan öğrendiğim kadarı ile yorum yapabilen biriyim. Yani ben zaten hiçbirşey bilmiyor olsamda o kıyafetlerin o sahneye hiç uymadığını dış göz olarak söylerdim. Bu kadar başarılı bir modacı neden bu ayrıntıları gözden kaçırdı anlaşılır değil. 

Konserin ikinci yarısında ise Deniz Seki kapalı bir istiridye kabuğunun içinde şarkısına başladı ve açıldığında ise yukarıda da bahsettiğim gibi deniz kızı görünümlü kıyafeti ile seyircinin karşısındaydı. İki tane kuvvetli yağız delikanlı kollarından tutup çıkardılar Seki’yi. Bir gün kendi sahnem olursa aynısını ben de yapmayı planlıyorum gerçekten çok keyifli görünüyordu. Ve dedi ki; “Bütün kadınlar istiridyenin içinden çıkan inci tanesi kadar özeldir. Ben de özelim o yüzden bu şekilde karşınıza çıkmak istedim ve en çok alkışı beylerden istiyorum.” 

Gelelim müzik kısmına; emin olun Deniz Seki eşofmanlarını giyip bir taburede oturarak şarkılarını söylese yine değişen hiç birşey olmazdı. O kadar güzel ve büyüleyici bir sesi var ki ve o sesi gerçekten o kadar özlemişiz ki bir kaç konser daha üst üste gitsem yine sıkılmadan hem ağlar hem oynarım. Serkan Seki’nin hazırladığı repertuar ile muhteşem orkestrası birleştiğinde inanılmaz bir müzik ziyafeti yaşattılar. Ve bu güzelliğe dış etkenlerin gölge düşürmemesi için biran önce başarılı bir ekip ile iyi bir sahne&kostüm ikilisinin tasarlanması gerektiği fikrindeyim. Hepinize iyi haftalar dilerim....

Sevgi ve Müzikle kalın.