İBB, HAVA ARACI FİLOSU KURMALI!

Musa ALİOĞLU 27 Kas 2022

Musa ALİOĞLU
İnsan hayatında yaşanan sorunların çok büyük bir kısmının çözümü belediyelerin yani yerel yönetimlerin ilgi alanındadır.

İnsan hayatında yaşanan sorunların çok büyük bir kısmının çözümü belediyelerin yani yerel yönetimlerin ilgi alanındadır.

Kent içi ulaşımdan tutun da, deprem, sel ve yangın gibi afetlerde belediyelerin de çok önemli bir sorumluluk üstlendiği de ortadadır. Düzce depremi göstermiştir ki

yerel yönetimler olmadan ilk yardım, acil müdahale ve kurtarma gibi çalışmaların yürütülmesi çok da kolay olmamaktadır.

Afetlerde kara ve denizden müdahalenin yanı sıra havadan da müdahale etmek gerektiği kesin bir gerçek. Başta orman yangınları olmak üzere, diğer afetlerde havadan müdahalenin ne kadar önemli olduğunu yaşayarak görebiliyoruz.

O halde özellikle büyük belediyelerin bu konularda çözüm üretecek hava araçları

filosu kurması gerekli bir adım olacaktır.

Geçmişte bu konuda adım atan ve elinde iki adet yangın söndürme uçağı bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yazık ki talihsiz olay bir yaşamıştı. İBB’nin orman yangınları için kiraladığı ISRM tescil kodlu, CL-2P tipi yangın söndürme uçağı 4 Ekim 2007’de Çatalca Durusu’da düşmüştü. Yıllarca sonra, 2013’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi yangın söndürmek için bir yıllığına Sikorsky S-64 tipi bir helikopter kiraladı. Alev Kartalı adı verilen 10 ton kapasiteli helikopter için zamanın Belediye Başkanı Kadir Topbaş “New York itfaiyesi ile eş değer bir itfaiye ekibi ortaya çıktı" diye konuşmuştu.

2015 yılına gelindiğinde İBB, 24 aylık bir süre için bir adet Hava Müdahale (Yangın Söndürme Helikopteri) Aracı Kiralama hizmet alımı için ihale açar.

33 milyon 480 bin dolar karşılığında imzalanan yangın helikopteri kiralama sözleşmesi 31 Aralık 2017'de sona erer.

İBB, 2018 Ocak başında yeniden yangın söndürme helikopteri kiralamak üzere ihaleye çıkar. 20 ay-800 saat gibi bir süreyle kiralanacak olan helikopter ihalesi nedendir bilinmez 20 gün sonraya ertelenir. İBB, 22 Şubat 2018 tarihinde “geçerli teklif veren istekli çıkmaması” nedeniyle bu ihaleyi iptal ettiğini duyurur ve konu da kapanır.

İhale ilerleyen dönemlerde de yapılmaz ve İstanbul'da çıkacak olası bir yangına müdahale etmek için İBB’nin elinde yangın söndürme helikopteri de kalmaz.

27 Haziran 2019’de Ekrem İmamoğlu iş başına geldikten sonra da hava aracı alımı için herhangi bir ihale yapılmadı.

Oysa İstanbul’da bugüne kadar çıkan bazı yangınları hava araçları söndürdü.

Bundan sonra da yine çıkması muhtemel bina ve orman yangınları için helikopter ve uçaklara gereksinim duyulacaktır.

Orman yangınlarının söndürülmesi her ne kadar Orman Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi Başkanlığı’nın olsa da, İstanbul gibi devasa bir şehrin ormanlık alanlarda ve farklı yerlerde çıkan büyük yangınların söndürülmesi işi de İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi’nin görevidir. Daha önce kullanılan uçak ve helikopterler kiralık olduğu için itfaiyeye Daire Başkanlığı’na bağlı çalışmaktaydı.

Şimdi yapılacak iş tıpkı Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi gibi İBB Havacılık Dairesi’ni kurmak olmalıdır.

Satın alma veya kiralamayla İBB’nin kendi havacılık filosunu oluşturulmalı.

Bu hava araçları yangın başta olmak üzere sağlık, sel ve deprem gibi olaylar için kullanılabilir. Nasıl ki, DHMİ’nin ve Tapu Kadastro’nun kullandığı uçakları varsa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi 20 milyon insana hizmet götüren dev bir kurumun neden çok amaçlı uçak ve helikopterleri olmasın. Bu görüşlerimi aylar önce davet edildiğim İBB İstanbul Planlama Ajansı’nın havacılık ve kent konulu panelinde de dile getirmiştim.

Kurulacak bir şirketle bu uçaklar kamu hizmetlerinin yanı sıra başka kurum ve kişilere de ara sıra da olsa kiralanabilir. Merkezi idare bütün yetkiler bende olsun diyerek karşı çıkabilir. Ama yine kararlı bir tavır takınılırsa çıkış yolu bulunur.

Birçok ülkeden büyük coğrafi konumu nedeniyle, İstanbul için havacılık önemli bir sektördür. Bu nedenle daha önce helikopter inişleri için heliportlar kurarak öncü olan İBB’nin eğitim ve sportif amaçlı küçük ölçekte bir havaalanı kurması da önemli bir adım olacaktır.

Avrupa’da bazı ülkelerde havalimanları yönetimi belediye başkanlıklarına aittir.

İBB, yaptıracağı havaalanını işletebilir ve gelir de elde edebilir. Bizden söylemesi.

Mutlu yarınlar Türkiye’m.

musaalioglu@gmail.com

 

25’inci Olağan Genel Kurul başladı

TÜRSAB’da üç adaylı seçim bugün

Ülkemizin en büyük sivil toplum/ meslek kuruluşlarından olan ve 50’inci yılını kutlayan Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) 25.Olağan Genel Kurul Toplantısı çoğunluk aranmaksızın dün (26 Kasım 2022 Cumartesi) İstanbul Harbiye’deki Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde başladı. Sabahın erken saatlerinde bina önünde kurulan çadırdan giriş kartlarını alan delegeleri saflarına çekmek isteyen adaylar standlar kurmuş ve bol bol broşür dağıtılıyordu. Yol ve konaklama konusunda yaşanan sıkıntıya rağmen yoğun bir katılımın olacağı gözleniyordu. “Birlikte dünyanın yolunu aldık” sloganıyla tanıtım yapan Başkan Firuz Bağlıkaya yönetiminin faaliyet raporu kalınca bir kitap olarak her gelene dağıtılıyordu. CNN Türk’ten Semiha Şahin’in sunduğu kongrede gözüm bakan aradı ama, gergin geçen kongrede divan başkanlığını başarıyla yapan Turizm eski Bakanlarından Bahattin Yücel’den başkasını göremedim. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy kongrede yoktu. Kongreye İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da katılarak kapsamlı bir konuşma yaptı. Delegelerce alkışlanan İmamoğlu konuşmasında genel kurula CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katılmak istediğini ancak programının uymadığını söyledi.

Katılımcılar arasında TÜRSAB Onursal Başkanı Talha Çamaş, IATA Başkanı Mehmet Nane, bazı CHP milletvekilleri ile İYİ Parti ve Gelecek Partisi’nden yöneticiler vardı. Muhalefet vardı, fakat iktidar partisi AK Parti’den kimse yoktu.

Yanı sıra TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin de oradaydılar.

Şu anda 11 bin 570 üyesi olan TÜRSAB genel kurulu için ilk gün 2030 üyenin kayıt yaptırması kurum tarihinde bir ilk olarak nitelendi.

Profesyonelce hazırlanmış güzel bir görsel sunumdan sonra Bağlıkaya kısa fakat özlü bir açılış konuşması yaptı.

Genel Kurulda faaliyet raporunu Ceren Anadol akıcı bir üslupla sundu. Rapor üzerindeki ilk konuşmada hava gerildi, genel kurula 10 dk ara veridi ve oturum tekrar başladı. Konuşmalar bittikten sonra oylamalar yapılacak, bugün de sandığa gidilerek başkan ve yönetim kurulu ile Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı Temsilcisi için oy kullanılacak.

TÜRSAB Genel Kurulu’nda halen başkan olan ve eski yönetici Davut Günaydın’ın da desteklediği Firuz Bağlıkaya, Aydın Yaylacıklılar- Bilal Korkmaz ve Ali Bilir aday olarak katıldı konuşma yaptılar.

Seçim kararı alındıktan sonra aday olan Tamer Çicek bir süre sonra “Mevcut yönetimin demokratik olmayan uygulamalarından dolayı seçim adil olmaktan çıktı. Son 5 yılda kurulan 5 bin acentenin iletişim bilgilerini noter aracılığıyla resmi olarak istedik. Fakat ne bakanlık ne de TÜRSAB tarafından tarafımıza yanıt verilmedi.” diyerek aday olmaktan vaz geçmişti. Tamer Çicek’in çekilmesinden sonra TÜRSAB Yönetim Kurulu’nda Başkan Yardımcısı olan Ali Bilir, bu görevinden istifa ederek Yönetim Kurulu Üyesi olarak başkan adayı oldu.

AK Parti’ye yakın olan Ali Bilir “TÜRSAB’ı ortak akıl yönetecek” sloganıyla seçime hazırlandı.

Muhalefetin diğer adaylarından Aydın Yaylacıklılar da adaylık açıklamasını TÜRSAB Genel Merkezi’nde yapmak için başvurmuş, fakat isteği reddedilmişti.

Firuz Bağlıkaya’yı seçim toplantılarını TÜRSAB imkanlarıyla yapmakla itham etmiş, Bağlıkaya da bunu reddetmişti.

Seçim çalışmaları, Bölge Temsil Kurulları seçimleriyle daha bir yoğunluk kazandı ve 37 BTK başkanı ve yönetimi seçildi.

Bu seçimlerin sonucuna bakarak Başkan kim olur sorusuna cevap bulmak zor.

Seçim öncesi başta Cumhurbaşkanı olmak üzere 6’lı masada yer akan tüm siyasi parti liderlerini ziyaret eden Firuz Bağlıkaya’dan sonra seçime iki gün kala

Aydın Yaylacıklılar ve Bilal Korkmaz ikilisi Bakan Ersoy ile görüşüp destek aldıklarını açıkladılar.

Bu ziyaret üzerine Firuz Bağlıkaya seçime 48 saat kala “Sayın bakanımız genel kurulumuz ile ilgili yine fazla mesaiye başladı.” diyerek tepki gösterdi.

Daha önce, üyelerin yol ve konaklama giderleri konusuna karışmayan Bakan’ın bu kez tavsiye niteliğinde yazı yazmasını da eleştiren Firuz Bağlıkaya, Bakan’ın kendisine yönelttiği suçlamalara da bir gün önce verdiği cevabı, genel kurulda üstü kapalı mesajlarla tekrarladı.

Herkes söyleyeceğini söyledi, eteğindeki taşları döktü. Bugün üyeler konuşacak ve TÜRSAB’ın belki yeni başkanını, belki de aynı başkanı bir kez daha seçecekler.

Hayırlısı olsun, demokrasi kazansın.