GÜNEŞ MOTEL GERÇEĞİ

Alican DEĞER 24 Nis 2018

Alican DEĞER
Tüm Yazıları
CHP'nin İyi Parti'ye 15 milletvekili "ödünç" vermesiyle başlayan tartışmada sürekli bir "Güneş Motel" lafı geçiyor. Aslında belki de Güneş Motel'i hiç görmemişlerin anlatımıyla. Size orada doğmuş büyümüş biri olarak gerçek, Güneş Motel gerçeğini anlatmak istedim.

Olağanüstü bir sahil düşünün. İnce kumlu. Değil İstanbul’da, belki Türkiye’de örneği yok. Ve bu sahilin suyla buluştuğu içinde yaklaşık 100 metre gitsen de suyun dizlerini geçmediği bir deniz kıyısı.

En batıda Menekşe’den başlıyor. Küçükçekmece Gölünün denizle bağlantısı olan kanal ile. Kanalın tam denize kavuştuğu yer de haylayf. Bu bizim söyleyiş şeklimizdi. Gerçekte İngilizce High Life. Yani “kaliteli hayat” gibi. Denize çakılmış iğreti ahşap kazıklar ve onların üzerine inşa edilmiş ahşap barakalar. Şimdilerde örneği Uzak Doğu’nun bazı ıssız yerlerinde görülen bir yapı tarzı. Pek bir derme çatma. Üfleseniz yıkılacak gibi. Ama tıklım tıklım. Sezonluk kiralayan da var, aylık kiralayan da. Düşük gelirlilerin tercihi. İşletmecisi, sonraları yakın arkadaşım olan Ahmet’in babası Ardeşenli Osman Kulaberoğlu.

Ve sahile doğru durup kafanızı hafif sola çevirdiğinizde göreceğiniz Atatürk’ün deniz köşkü. Hani o Atatürk’ün denize girerken gördüğünüz fotoğrafların hepsinin çekildiği yer. Kazıklarla denizin üzerinde duruyor. Haylayf ne kadar derme çatma ise, deniz köşk o kadar zarif, sağlam ve güzel.

Hemen üst tarafta içeride Atatürk’ün, köşkün rüzgarını kesmesi için kurulmasını emrettiği Florya Ormanı. 1938’de emretmiş. Fidanların büyüdüğünü görememiş anlayacağınız. Şimdilerde ağaçlar kocaman.

Kıyıda Atatürk Köşkünün güvenlik sınırı geçilince başlıyor belki sadece 10 metrelik özel ayrılmış sahili ile “Florya Güzelleştirme Derneği.” Belli ki o zamanlar kumar oynanıyor oyun masalarında.

Ve Güneş Plajı. Özellikle hafta sonları banliyö trenleri Florya İstasyonu’nda boşalıyor. On binlerce insan. Ellerinde plaj çantaları, piknik sepetleri ile. Kadınlı erkekli, çoluklu çocuklu. Hepsinin hedefi Güneş Plajının müthiş sahili. Kumsalın derinliği belki 150 metre. İncecik kum. Deniz ise tam tadında. Sığ olduğu için bolca kovalamaca ve voleybol oynanıyor dizleri geçmeyen suyun içinde.

İşte biraz daha doğuya yöneldiğinizde başlıyor Türk siyasi hayatına iz bırakan Güneş Motel. İstanbul henüz Büyükşehir olmamış. Tek bir belediye. 1977’de CHP’nin elinde. Güneş Motel aslında üç katlı uzun mu uzun, birer göz otel odasından oluşmuş binalar bütünü. Yan duran kibrit kutuları gibi. Sahile paralel uzanıyorlar. Odalar şimdi aklımda kaldığı kadarıyla yaklaşık 30 metrekare civarında. Belediye çalışanları kura ile burada oturma hakkı kazanıyor. Çeyrek maaş karşılığı 4 aylığına. Ufak bir de gelir kapısı olmuş belediyecilere. Kurada kazanıp gitmeyenler hakkını satıyorlar dışardakilere. Haa unutmadan belediye müdürlerinin ise özel durumları var. Kuraya girmiyorlar.

Onun yanı dinlenme evleri. Bunlar lüks. İhale ile kiralanıyor. Parası olanlar sahile çok yakın olan bu “lüks” evlerde oturuyor.

Mahalle çocuklarını buralara almıyorlar. Beyaza boyalı demir parmaklıklarla çevrili. Kapılarında ise güvenlik var. Eğer Şenlikköylü iseniz giremiyorsunuz. Yaz aylarında mahalle çocuklarının günlük aktivitesi iki metreyi aşan bu demir parmaklıkların üzerine tırmanmak ve bekçilerden kaçmakla başlıyor. İki adım ötenizde bir cazibe merkezi var ve siz ulaşamıyorsunuz. Üstelik burada oturduğunuz halde. Kötü bir örselenme duygusu.

Sonrası, turistlerin gelip çadır kurduğu turist kampı, onun yanında moteller denilen yine dinlenme evi tarzı ama daha ufak odaların bulunduğu alan ve çadırlı kamping. Şimdilerde yerinde dev bir alışveriş merkezinin bulunduğu belediyecilerin ve vatandaşların çadırlar içinde yaşadığı kocaman bir mahalle. Çadırlar demir direklerle neredeyse normal evlere döndürülmüş. Tuvalet ortak. Bu bölgenin denizi daha kötü. Kayalık. O yüzden ucuz. Kayıkların çekilebildiği küçük bir de limanı var. Ama herkes birbirini tanıyor. Yıllardır aynı mevsim gelip, aynı mevsim gidiyorlar. Akşamları açılan bir açıkhava sineması bile var.

Biraz daha doğuda kampingler. Belediyenin elindeki bir başka alan. Güneş Motel için olan kurallar burası için de aynı. Ve artık Florya’nın bitimine doğru Yeşilköy girişinde başlıyor itfaiyecilerin ve zabıtanın çadırlı kampı. O yılların modası her kurumun kendi yazlığı ve hastanesi olması. Buralarda da çadırlar kuruluyor. Ama denizi, Güneş plajı ile kıyas kabul etmeyecek kadar kayalık. İşte 1977’nin Florya’sı ve Güneş Motel gerçeği bu. 

MOTELİN BİR KİLOMETRE UZAĞINDA

Güneş Motel’in bir kilometre uzağındaki evimizde o yıllardan aklımda kalan, babamın önüne bir deste kâğıt alıp ekranda izlediği ve seçim sonuçlarını gayet düzenli bir şekilde kayda geçirdiği. Koyu bir Menderesçi ve ardından Demirelci olan babam bu konuda çok titiz. İster belediye ister genel seçim olsun bu düzeni hiç değiştirmiyor. Öncelikle Şenlikköy’ün sandıklarının sayımına nezaret ediyor, ardından seçim sonuçlarını izlemek için televizyon başına geçiyor. Kötü zamanlar. Anarşi var, siyasi gerilim had safhada, Milliyetçi Cephe hükümetleri falan. Ve her belediye seçimlerinde üzülüyor. Çünkü partisi kaybediyor. Sonrasında hayat yine akıp gidiyor. Şimdiki zamanlarda siyasi gerilim yaşanıyor zannediyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü ağa babası o günler. Üç yıl sonra gerçekleşecek darbenin ayak sesleri duyuluyor. Ama ünlü fıkradaki gibi “Kedidir o kedi” deyip uykuya devam ediliyor. Siyasilerin aklı havada. Bir türlü dikiş tutturamıyorlar. Mahalleler bölüşülmüş. Hangi gazeteyi okuduğun bile cinayet sebebi. Kanlı bir mayısın üzerinden sadece 35 gün geçmiş.

İşte benim 12 yaşıma denk gelen Güneş Motel olayı yani CHP’nin AP’den 11 bakanlık karşılığı 11 milletvekili transfer ettiği 1977 böyle yaşanıyor.