​FUTBOLSUZ GÜNLERİN TADI YOK!

Fehmi KETENCİ 04 Oca 2018

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Sahalarımız çok güzel, hemen hemen her ilimizde yemyeşil çim sahalarımız var.

      Hep söyleriz temaşa sporlarının en etkileyicilerinden, en güzellerinden biridir futbol. Gerçi, bu sözün bizim için söylenmediği apaçık belli. Futbol sahalarımızda ne güzel de temaşa ediyoruz bu güzelim spor dalını.

      Bir ara, futbol sahalarındaki kötü tezahüratlar, hakemlerin, sahada mücadele eden futbolcuların hatırlarını soran, o ağza alınmayacak küfürlerden, aykırılıklardan dolayı ceza kurulunun verdiği saha kapatma yerine kadın ve çocuklarım sahalara alınması konusunda oldukça başarılı bir vaziyet sergilemiştik. Bununla ilgili olarak, hala hafızalardan silinmeyen Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu’nu tıka basa dolduran kadın ve çocukların izledikleri futbol karşılaşmaları tarih sayfalarında bir işin ne kadar güzel yapılabileceğini gösteren dünyadaki nadir örneklerden biridir o günler. Futbolun bir temaşa sporu olduğunun en güzel yansıdığı o günleri özlemedik değil.

      Ne oldu, neden oldu bilinmez ama, bundan vazgeçtik, o güzelim kadınlar korosu bir anda silinip gitti sahalardan. Yerine yüklü para cezaları geldi bu uygunsuz davranışlar için. Ve bu konuda en çok ceza yiyen, daha doğrusu en çok ceza verilen saha Fenerbahçe’nin sahasıdır.

      Bunun dedikodusunu buralara taşımayacağım ama, başka sahalarda neler olduğuna, başka yerlerde Fenerbahçe aleyhine hatta hatta takım otobüsünün kurşunlanmasına, taşlanmasına sessiz kalanlar, faillerini hala bulamayanların ceza nasıl verilirin en etkin örneğini Fenerbahçe üzerinde denemelerini anlamak mümkün değil. 

      Herkes ve bu cezaları verenler de çok iyi biliyorlar ki, sahalardaki bu kötü tezahürat konusuyla en acımasızca mücadele eden de Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’dır. Bu konuda kantarın topuzunu öylesine kaçırmıştır ki, çoğunlukla, maçlarında tıklım tıklım dolan kendi stadyumunun on bin, on beş bin seyirciye kadar düşmesine neden olmuştur. Sahalardaki kötü tezahürat yapan seyircileri, Fenerbahçe seyircisine verilen yüklü cezalarla terbiye etmek doğru bir yöntem değildir. Herkes kendi kapısının önünü süpürmelidir. Bu konuda Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumu dışındaki bir çok stadyumlarda neler yaşandığı arşivlerdedir ve isteyen, isterse, bakıp görebilir.

      Evet futbol “bir temaşa sporu”dur ama, biz onu ite kaka nerelere kadar götürebildik. Avrupa sahalarındaki futbol karşılaşmalarını ben çok büyük keyif alarak izliyorum. 

      Sahalarımız çok güzel, hemen hemen her ilimizde yemyeşil çim sahalarımız var. Ben futbolu o çamur sahalarda oynayanlardan biriyim. Maç bitiminde üzerimize yapışan çamuru duşta bile temizleyemezdik. 

      Futbol sahalarımız o çamur deryasından bugünkü yemyeşil görüntüsüyle çim sahalarda oynanan hale geldi ama, futbolumuz hala futbolun “bir temaşa sporu” olduğunun olgunluğuna erişemedi. Bazı unuttuklarımızın en rahatsız edeni ise, futbolumuzda milli takımlar seviyesinde ilerleyemediğimiz gibi bir gerileme dönemine girdik. Beşiktaş da olmasa yılardır Avrupa’da yok gibiyiz. Fanatizmimizi, sahalarda deşarj olan fanatik seyirci aksiyonlarımızı geliştirdik ama anlayışımızı geliştiremedik. 

      Bu sıralarda Avrupa’ya futbolcu ihraç eder duruma da geldik. Son yıllarda adından söz edilen Arda Turan ve şimdi rekor bir ücretle İngiltere Premiere Ligi takımlarından olan Everton’a transfer olmak için gün sayan Beşiktaş’ın başarılı golcüsü Cenk Tosun.  Cenk Tosun iyi bir golcü ama, Premiere Lig de çok zorlu bir lig. Umarım başarılı olur. Yurt içinde gösterdiği performansı orada da gösterir ve futbolumuzun yüzünü güldürür.

      Futbolumuz iyi şeylere layık. Ama görünen o ki, o iyi şeyleri yakalayabilmek için iyi yönetilmesi gerekiyor. Futbolun “bir temaşa sporu” olduğunu bu ortamlarda iyi futbolcuların yetişmesinin daha kolay olabileceğini unutmayalım.

      Her şeyde olduğu gibi, futbolda da eğitim, iyi yönetim ve oluşumu, kontrol şart. Fazla paranın olduğu yerde bunların ikinci plana atılmasına izin vermeyelim.