FATİH VE HAYAT

Funda ÖZKALYONCU
Tüm Yazıları
İyi insan, kötü insan ayırımım arasında bir hendek var gibi bir gide açılıyordu.

Hayat!

Hiç de yıllar önce okuduğum, "hayatın kuytularına çiçekler bırakalım, sonra onları tek tek toplayalım" cümlesi gibi değildi.

Çok gençtim, o kadar hoşuma gitmişti ki bu söz, hep hayatın kuytuları ve çiçeklerinin hayallerini kurardım. 

Kuytular nerelerde acaba diye bakına bakına ömür geçti.

Bir baktım ki,  

Evet hayatın kuytuları vardı, ama o kuytularda tek tek toplayacağımız çiçekler hiç yoktu.

Acaba o kuytulardaki çiçekleri kötü insanlar topluyor da, iyi insanların toplayacağı çiçek kalmıyor muydu?

Benim.

İyi insan, kötü insan ayırımım arasında bir hendek var gibi bir gide açılıyordu. 

Anladım ki hayatın o kuytu ve çiçek tanımı beni kandırmıştı.

Geçen hafta Fatih kederi için de, endişe içinde bekleyerek günler geçirdik. 

Sonrası dedim ki neden hep iyi insanlar acı içinde yaşıyor.

Neden iyi insanların başına kötü şeyler geliyor.

Fatih, eşi Handan ve iki kızı ile 2 sene önce Gündoğan balıkçı kahvesinde tanışmıştım. 

Arkadaşım Engin, Funda ile buluşmaya gideceğim dediğinde, Handan televizyondan beni tanır ve çok severmiş, biz de gelelim demiş.

Böylelikle tanışmış olduk ve sıcacık sohbet etmiş, çay kahve içmiştik.

İyi insanları hiç unutmadım.

Fatih dünya efendisi, Gökçeada'da asker olarak görev yapıyor, eşi Handan ve iki güzel kızı ile orada yaşıyorlar. 

O gün, arkadaşları ile balık tutmak için tekne ile denize açılıyorlar, 

Tekne alabora oluyor, 2 kişi kurtuluyor, 2 kişi ölü bulunuyor, Fatih denizde kayıp.

Tam 1 hafta aradılar.

Sahil güvenlik, asker arkadaşları, gönüllü herkes aradı.

İki kız çocuğu, karısı, annesi, akrabaları, Engin, asker arkadaşları, Fatih'in sevdiği insanlar, Fatih'i seven insanlar endişe içinde günlerce bekledi.

Fatih yok.

Herkes gözü yaşlı, kalbi paramparça kalakaldı.

Denize baka baka bir mucize bekleyen insanlar şimdi Allah'tan daha çok sabır bekliyorlar.

İnsanların kalplerinde yangın varken, bir de kafalarından geçen acabaların kaç bin kelime olduğunu düşündüm.

Acaba denize çıkmasaydı.

Acaba bugün denize çıkma hava bozuk asla çıkmazsın daha çok deseydik,

Acaba bazen sevdiklerinin söylediklerine kulak versek, iyi olur mu? 

Acaba dinlesek iyi olur mu?

Acaba acaba.

Yaşayan bilir, günlerce beklemek ne demek.

Kafadaki endişeler, yürekteki yangına, Fatih'in yüzerek gelmesinden başka çare ne olacak ki.

Bu belirsizlik insanın ömrünü lime lime eden bir duygu.

Artık Fatih'in ailesinin, sevenlerinin acabadan başka birinci tekil cümlesi hiç kalmadı. 

Denize bakarak, acizlik kederi içinde beklemek duygusu çok fena.  

Zorlandığın ümitlerin her gün damla damla azalıyorsa nasıl yaşayacaksın ki.

Şimdi tüm sevenlerin kıyılar boyu koşsa bu hoyrat hayatla başa çıkamaz.

Fatih.

Ben ömrümde böyle şey çok az gördüm. 

Ne kadar çok insan seni seviyor, ne kadar çok sevilen bir insansın.

Sen

Sevenin çok. 

Değerin çok. 

Fatih. 

Kendinden çok iyi bir insan yaratmışsın.

Ailen, sevdiklerin, sevenlerin, seninle gurur duyuyor.

Funda'nın aklındakiler…

... Vay arkadaş dedim.

Dünyanın geldiği hale, insanların geldiği kötücül hale bak dedim. 

Habere bak, kadın sevgilisi ile beraber olup, evine telefonu getiren kuryeyi alıkoyuyor.

Telefonunu tamire yolluyor, olmuyor, tekrar geri yolluyor, neyse sonunda yapıyorlar. 

Konu ne? Kurye telefonu 2 gün geç getiriyor.

Kuryeyi içeriye alıyorlar, patronunu arayan kuryenin telefonunu yere atıp kırıyorlar, adamı içeriye kilitliyorlar  

Kadın alkollü, o arada sevgilisi kadına içki getiriyor, kadın bağırıp çağırıyor.   

Olacak şey mi Allah aşkına. 

İnsanın aklı almıyor değil mi?

İnanılmaz değil mi?

Bir insanı evine alıp alıkoymak, kilitlemek ne demek!

İnsanlar neden bu kadar şımarık, neden hiçbir şeyden korkmuyor, polis, otorite umurunda değil?

Ahhh İpek ahhhh, lütfen az iç, şımarma, dünya senin ayaklarının altında değil, sakin ol, sinirlerine hakim ol.

Kadınının adı İpek.

İpek gibi kadın yani.

Vah vah.

... Tuzu kuru insanlar var.

Ne mutlu onlara tadını çıkara çıkara yaşasınlar. 

Servet düşmanı olacak halimiz yok, kimsenin parasında gözümüz de yok, aklımızdan da geçmez.

Ama insanlara.

Hayata dair, bakın her sabah Bebek'ten yola çıkıp 10 bin adım atın, güneşe şükredin, eve gelin avakadolu küçük bir sandviç yiyin derseniz olmaz.

Ispanak kereviz suyu için derseniz olmaz.

Bozuşuruz.