Muhalefet medyasıyla, siyasal aktörleriyle, kendisine yandaşlık eden bilim ve sanat dünyasının bazı isimleriyle Jimmy Fallon’ın The Tonight Show’unu bile aratıyor. Özellikle bu kesişim kümesinin bazı performansları Conan O’Brien’ı bile kıskandıracak cinsten.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “televizyondaki kampanya takımından” Merdan Yanardağ geçtiğimiz gün “dahice” bir iddia bulunuyor. “Seçim pusulasında Erdoğan dışında adaylara basılacak oylar silinecekmiş ve saat 17.00’dan sonra Erdoğan kısmında ‘evet’ mührü görülecekmiş”. Anlaşılan AK Parti güneş enerjisiyle çalışan bir pusula icat etmiş. Bilim dünyasını ayağa kaldıracak bu gelişmeyi bayram öncesi Yanardağ’dan duymak nasip oldu. Bunu ciddi ciddi söylüyorlar. Daha fenası söylediklerine inanıyorlar.

Yanardağ’ın bu “çılgın projesi” bilim dünyasından da rağbet gördü elbette. Pandeminin “korku pompalayıcısı hekimlerinden” Bengi Başer bu iddiayı sosyal medyadan paylaşmayı ihmal etmiyor. Pandemide canımızı kimlere emanet ettiğimizi sorgulatan gelişmelerden biri de bu. İnanması güç ama bu profesörlerin toplum sağlığıyla ilgili yorumlarda bulunduğuna şahit olduğumuz bir dönemi yaşamış ve sonucunda ucuz atlatmışız demekten başka insanın elinden bir şey gelmiyor.

Altılı masanın bileşenlerinden DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise seçimlere 20 gün kala “çağ atlatacak” bir projeyle karşımıza geliyor: “Yurt dışı milletvekilini getireceğiz”. “Başka söyleyecek sözleri yok mu” demeyin, ben de farkındayım, halkın “umutla beklediği” bu sevindirici projeyi açıklayan Ali Babacan’ın yıllarca bakanlık yaptığı bir ülkede yaşıyoruz, doğru. Şimdi ise seçimi kazanmak için seçmenlerini ikna etmeye çalışıyorlar. Hem de bu tarz vaatlerle… Ülkenin başka sorunu mu yok?

Kemal Bey geçtiğimiz günlerde “düşünce özgürlüğünün olmadığını” ifade ettiği konuşmasında Turgut Özal’ı örnek gösteriyor. Özal kendisini eleştiren karikatürleri duvarlara asarmış. Anlaşılan bu rol modeli kendisine örnek alıyor, “Ben de öyle olacağım, beni de eleştireceksiniz” diyor. Haklı, Yılmaz Özdil geçtiğimiz ay CHP’nin tutumunu eleştirdi. Önce kanaldan sonra yazdığı gazeteden kovuldu. Muhtemelen Kemal Bey, Yılmaz Özdil’in kendisini eleştiren o konuşmasını makamına asmıştır. Daha iktidara gelmeden Özdil’in başına gelenler ortada, pardon duyamadım samimiyet mi dediniz?

Aynı Kemal Kılıçdaroğlu, çok sevdiğim rahmetli Ahmet Kekeç’i de defalarca kendisine yönelik eleştirel yazılarından dolayı mahkemeye vermişti. Ahmet Abi’nin oğlu, dostum Hakan Kekeç’e neler yaşadıklarını çıkıp “muhalefet medyasının kadrolu isimleri” sorabilir. Hatta Merdan Yanardağ sorsun. Ahmet Abi’nin bu mahkemelerinden doğru dürüst AK Parti medyasının bile haberi yok. Sessizce duruşmalara gitti, namusuyla işini yapmaya devam etti.

Bu kadar tablo bile Jimmy ve Conan’ın talk show’larını aratır. Bir komedi deryasıyla karşı karşıyayız. Her şeyden öte ülkeyi yönetmeye ciddi ciddi talipler. Bir tane “kazanırlarsa şunu yapacaklar” dediğiniz vaatlerini biliyor musunuz? “İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirecekler” diyebilirsiniz, peki kaçınız altılı masanın ortak mutabakat metninde bu vaadine yer vermediğini biliyor?

Mesela doktorlarla aralarındaki maaş farkının giderilmesini talep eden kamuda çalışan mühendisler var. Son derece haklı bir talep. Mühendisleri geçiyorum, en düz memur muhalefetin seçimi kazandığında Temmuz ayında maaşlara ne kadar zam yapacağını biliyor mu?

Yönetmeye geldiklerine emin misiniz?

İyi bayramlar.

ekingun@yenibirlik.com