Vakıf Katılım web

EMPERYALİZMİN HEDEFİNDE ANADOLU GENLERİ VAR

Yaşar İÇEN 18 Ağu 2021

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
Uzun zamandır geldi geliyor derken sonunda beklenen oldu ve Taliban Kabil'i aldı hem de savaşmadan zahmetsizce...

“Afganistan ordusunun bile savaşmadığı, Afgan siyasilerinin kaçtığı bir ortamda ABD askerini feda etmem" diyen Biden, olayın tüm vahametini net bir şekilde ortaya koydu...

Uzun zamandır geldi geliyor derken sonunda beklenen oldu ve Taliban Kabil’i aldı hem de savaşmadan zahmetsizce...

O zaman Biden haklı. Biz de haklıyız. O zaman yaşananlardan dolayı kim suçlu?

Amerikan uçağının etrafını saran binlerce Afganı görünce kanım dondu fakat acı duygusundan değil utanç duygusundan! Çok şeyden utandım insanlık, gurur, onur, aidiyet, geçmişine ve geleceğine olan bağlar adına... Ve hemen üzerinde yaşadığımız topraklar aklıma geldi binlerce şükür eşliğinde... Tarihine ve geçmişine duyduğumuz saygı geleceğine bağladığımız umutlarımızla, Kürt-Türk-Laz-Çerkez-Boşnak ve daha nicesiyle buluştuğumuz aidiyet duygularımızla, her zorluğa rağmen kalıp inadına verdiğimiz mücadele ruhumuzla BİZ aklıma geldi uçaktan yere çakılan Afganları görünce!

Karısını, kızını, anasını, bacısını, geçmişini, geleceğini hiç tereddüt etmeden bırakıp kaçan Afganlar!

Ayrıca bir yansıma daha aklıma geldi. Saddam’dan kaçan Iraklı Kürtlerin Türkiye’ye “geçici” olarak yerleştiklerini anımsadım... Eşiyle, çocuğuyla, kızıyla, anasıyla, bacısıyla, büyükleriyle gelen erkekler “kısa süre için buradayız” dediler daha ilk günden ve büyük bir kısmı ailelerini yerleştirdikten sonra geri dönüş yaptı toprakları uğruna mücadele etmek için... Ve gerçekten de öyle oldu Iraklı Kürtler topraklarının güvenliği sağlanınca hemen döndüler... Ve Türkiye’de kaldıkları sürece misafirliğin bilinci ve gururu ile yaşayıp kimselerin başını ağrıtmadılar... 

Afganların aylardır kaçışlarını ve son görüntülerdeki uçaktan düşüşlerini izledikçe yıllardır Türklere ve Kürtlere dair yazıp konuştuklarım aklıma gelmişti ve; “tarih boyunca gördük ki; asil duruşu, mücadele ruhu ve köklerine olan güçlü bağlarıyla Türkler ve Kürtler kadar birbirini tamamlayan ve yan yana durması gereken başka iki halk yok... Türkler ve Kürtler hava ve su misali Ortadoğu topraklarının olmazsa olmazı... Yan yana durdurdukları sürece bölgenin huzura ve berekete durması kaçınılmaz bir gerçek...” cümlelerim film repliği gibi akıp geçmişti zihnimden...

Evet Biden kısaca şöyle dedi; “ne yapsak olmadı olmuyor! O halde buyurun başınızın çaresine bakın..”

Biden böyle deyip elini ayağını çekti fakat o kadar kolay değil çünkü Ortadoğu’nun her günahının emperyalizmin ve tabi ki ABD’nin hazırlayıp sahnelediği oyunlarda işlendiğini herkes biliyor! Kurcaladım, içindekileri kullandım, işim bitti, şimdi gidiyorum demek olmaz! Olmamalı! Bunu bölge ülkeleri de kabul etmemeli çünkü ortada ciddi bir sorun var ve bu sorun çözülmezse başta Türkiye olmak üzere bölgede büyük sorunlar yaşanacak!

Böylesi durumlarda haklı olarak “milliyetçilik ve vatanseverlik” duyguları en koyu modda yükselişe geçmekle birlikte çoğu kesimde yükselişe geçen bu duygular şiddeti de beraberinde getirir...

Ne yalan söyleyeyim benim gibi ultra hümanizmi savunan biri bile son yıllarda “ne oluyoruz bu kadar da değil” demeye başladı...Sahi ne oluyoruz? Çok daha önemlisi bunca mülteci curcunası içinde bundan sonraki süreçte ne olacağız?

Ve bundan sonraki süreçte uluslararası diplomasi adımları atılırken vatandaşın rahatsızlık sesine ne kadar kulak verilecek?

Benim ileriye yönelik gördüğüm olabilecekler tablosu şöyle; ABD, Türkiye, İran, Afganistan masaya oturup ortak karar almak zorunda! Ve belki de ABD ile İran ilk kez bu vesileyle yakınlaşacak... Ve hatta belki de Taliban aleni bir yönetim halini alacak uluslararası menfaatler gözetilerek. Afganları ülkesinde tutacaksa uluslararası diplomasi de yer verilecektir diye tahmin ediyorum...

Emperyalizmin uzun zamandır hedefine koyduğu bir gerçeği de unutmamak gerekiyor... Evet emperyalizm Türkiye’yi de Ortadoğu içine dahil etmek istiyor ve son yıllarda geliştirdikleri tüm entrika politikalarını da bu yönde sergiliyor...

Fakat Ortadoğu sınırlarını Edirne’ye kadar çekmeye çalışanların unuttuğu bir şey var; Türkiye insanı Ortadoğu genlerini taşımıyor! Türkiye insanı sevgi ve saygıda sonsuzdur, merhamet yüklüdür, paylaşmayı bilir, güçsüzü sahiplenir fakat kendine ait olan alanda kimselere söz hakkı vermez...

Vatanını sahiplenir, devlet bilincine sahiptir, misafirliğin de ev sahipliğinin de gereklerini bilir ve her şeyden önemlisi cıva gibidir; ne kadar karıştırılmaya ve dağıtılmaya çalışılsa da en kısa zamanda yan yana gelip toplaşır, birleşir, bozulmaz, tek parça kalır...

Evet emperyalizmin Türkiye’ye dayattığı Anadolu ruhunu yok edip Ortadoğululaştırma politikaları son replikleriyle sahnede artık!

Türk-Kürt, Sünni-Şii ve daha nicesini deneyip başarısız olanlar şimdi Anadolu Genleri üzerine kurguluyor tüm oyunlarını!

Türkiye tam da bu noktada dış politikada önemli hamleleri masaya sürmeli. Hem Suriye hem de Afganistan konusunda. Öncelik her zaman Türkiye-Anadolu genlerinin menfaatleri olmalı ve tüm kararlar, gerekirse uzlaşılar, anlaşmalar bu doğrultuda atılmalı...

Çünkü sınırların güvenliği konusunda ciddi kararlar ve uygulamalar devreye koyulmazsa Ortadoğu’yu bekleyen tüm sorunlarda kapısına dayanılan ülke yine Türkiye olacak!