DOSTOYEVSKİ'Yİ YASAKLATAN SAVAŞ!

Mehtap DEMİR 13 Mar 2022

Mehtap DEMİR
Tüm Yazıları
Dostoyevski'ye kadar uzanan sağlıksız bir savaş atmosferi bu.

Bir yandan Ukrayna’da silahın getirdiği insanlık dramını,

Diğer yandan ise Avrupa ülkelerinde sağlıksız aklın getirdiği yasak dramını izliyoruz.

Savaş insanı öldürmekle kalmıyor,

İnsanlığın kültür damarını kesmek için de çalışıyor.

Örneğin sadece vatandaşı olduğu ülkeye bakılarak bir dünya değeri, yasaklanmak, yok sayılmak hatta silinmek isteniyor.

Dostoyevski’ye kadar uzanan sağlıksız bir savaş atmosferi bu.

Bakın,

İtalya'daki Milano - Bicocca Üniversitesi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali nedeniyle Dostoyevski dersini programdan kaldırma kararı aldı.

Floransa Belediye Başkanı Nardella ise kendisine kentteki Dostoyevski heykelinin yıkılması talebi geldiğini açıkladı.

Bu da Almanya:

Dünyanın sayılı orkestralarından biri olarak kabul edilen Almanya'daki Münih Filarmoni Orkestrası’nın birinci şefi Rus asıllı Valery Gergiev görevden alındı.

Münih Belediye Başkanı tarafından Rusya’nın kınaması için 24 saat süre verilen 68 yaşındaki

Gergiev, Edinburgh Uluslararası Festivali’ndeki onursal başkanlığı görevinden de istifa etmek zorunda kaldı.

Soprano Anna Netrebko La Scala’daki gösteriden vazgeçmek zorunda bırakıldı.

Rus müzisyenler ile sporcuların bir bir Avrupa’daki kariyerlerine son verilmeye başlandı.

Öyle gerekçeler duyuyoruz ki tüyler ürperiyor.

Batı başkentlerinin sanata ve edebiyata ırkçılığı karıştırmaları akıl alır gibi değil.

Bakınız,

Netflix.

Sadece bir mecra… Film, dizi, belgeseller takip edilen bir mecra değil mi?

Çıkıyor,

Tolstoy'un eseri Anna Karenina uyarlamasının çekimlerini durdurduğunu açıklıyor.

Neye hizmet anlaşılır gibi değil.

“Savaşı çıkaran Putin” diye suçluyorsun, bir nebze anlarım. Varsa Putin belgeselini de kaldır onu da anlarım. Ancak Tolstoy’un eserinin uyarlamasına sansür koymanın gerekçesi nedir, neyin aklıdır… Anlayamıyorum.

Dostoyevski derslerini yasaklatan, heykelini yıktırmak isteyen zihin dünyası, Rusya’nın Ukrayna’da yaşattığı insanlık dramı ile aynı zihin dünyasındandır.

Daha da vahimi Avrupa'daki üniversitelerde öğrenim gören Rus öğrencilerin kayıtlarının silindiğin haberleri…

Sadece savaş travması mı bunu yaptırıyor?

Yoksa temel insan haklarını kısıtlayan sağlıksız akıl fırsat mı kolluyor?

“Savaşa karşı en güçlü panzehir kültürdür”

İtalya'daki Milano - Bicocca Üniversitesi, Dostoyevski dersini vermesi planlanan yazar Paolo Nori’ye dersin iptal edildiğini belirten bir mail atıyor.

Rusya ve Rus edebiyatıyla ilgili kitaplar yazan Nori de bu maili sosyal medyadan duyuruyor.

‘Erteleme’ mailinde:

 "Sevgili profesör, bu sabah rektör yardımcısı ve rektör, Dostoyevski kursunu erteleme kararını bildirdiler. Amaç, içinde bulunduğumuz bu gergin dönemde özellikle de üniversite içinde herhangi bir polemiğe yol açmamak"

deniyor...

Bereket ki duyarlı akademisyenlerin siyasetçilerin ve sivil toplum örgütlerinin tepkisi sonrası karar geri çekiliyor ve derse devam edileceği duyuruluyor.

Okuduğum tepkiler arasındaki en anlamlı iki eleştiriyi İtalyan siyasetçiler, eski başbakan Matteo Renzi ve Nicola Fratoianni yapmış.

 Fratoianni, "Savaş ve şiddete karşı en güçlü panzehir kültürdür. Kültürü durdurmak aptalca ve şiddet içeren bir tercihtir" derken,

Eski Başbakan Matteo Renzi, "Putin'e karşı çıkmak için Dostoyevski çalışmayı yasaklamak delirmiş olmak demektir… Üniversitelerde beceriksiz bürokratlara değil öğretmenlere ihtiyaç var"

Diyor…

“Savaşa Karşı En Güçlü Panzehir Kültürdür” sözü o kadar doğru ki işte bunun farkında olan savaş destekçileri fiziki yok oluş gibi kültürel yok oluşu da hedefliyor…

Bir hatırlatma… Tolstoy’un “Savaş Ve Barış” romanından…

“Kurt lahanayı kemirir ama onu bitiremeden ölür”

“Mutluluğumuz, arkadaşım, bir ağın içindeki su gibidir. Çektiğin zaman şişer, sudan çıkarınca hiçbir şey kalmadığını görürsün”

"En parlak, en derin planlar, önlemler bile, savaşı kazandırmazlarsa berbat şeylermiş gibi görünür, her askerlik bilgini de onları, bilgiç bir tavırla eleştirir, savaş kazandıran en kötü planlar, emirlerse çok parlak şeylermiş gibi görünür ve en ciddi insanlar da bu kötü planların üstünlüklerini kanıtlamak için ciltlerce yazı yazar."

“Sevgili çocuğum, ne günahlar işliyoruz, ne kötülükler yapıyoruz ve hepsi ne için?”

“Dünyada bir tek şey korkunçtur. İnsanın ömrünün sonuna dek acı çeken bir insana bağlanması! Bu sonu olmayan bir işkencedir”