CUMHURBAŞKANI'NIN DİYARBAKIR TEMASI "HUZUR" OLDU

Yaşar İÇEN 23 Eki 2022

Yaşar İÇEN
Tüm Yazıları
"Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmeye var mıyız Diyarbakır…"

“Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmeye var mıyız Diyarbakır…”

“Evet…”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Bartın’da yaşanan maden kazası nedeniyle 15 Ekim’de gerçekleştireceği Diyarbakır ziyaretini ertelemişti…Ve o erteleme sonrasında açıklanan buluşma tarihi 23 Ekim Pazar günü oldu…
Ve bugün (23 Ekim) gerçekleşen Diyarbakır Mitingi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kısa ve öz mesajlarıyla hafızalardaki yerini aldı… Aslında kısa ve öz mesajların ardına sayısız paragraflar yerleştirilebilir “işin aslını astarını bilenler” tarafından…
Diyarbakır Mitinginde öne çıkan tema ise “birlikte huzuru inşa etmek” oldu…
“Diyarbakır’ın rengi kültürüne sahip çıkan asil insanlardır ve Diyarbakır bizimle olduğu sürece kimseler bileğimizi bükemez… Diyarbakır’ın, bölgenin, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun huzurlu olabilmesi için birlikte çaba göstermemiz gerekiyor… Bu şehre göz dikenler iflah olmadı, olmayacak… Dicle’nin dili olsa da geçmişin acılarını bir anlatsa.. Şimdi elde edilen huzur ortamı çok önemli… Ve sadece Diyarbakır’da değil Irak, Suriye ve tüm coğrafyamızda olmalı bu huzur” özetini İstasyon Caddesi’nde toplanan halka aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan aslında global anlatım ile Türkiye’nin iç huzurunun dışarıya uzanan dallarıyla da bağlantılı olduğunu aktardı…

Konuşmasında önemli bir cümle daha zikretti Cumhurbaşkanı Erdoğan fakat bu açıklama tek cümlede kaldığı için benim itinayla kulak kabarttığım bu cümleyi alanda bulunan çoğu insan anlamadı diyebilirim… “Huzurumuz için yıllar önce açtığımız yolu kapatmaya çalışanlar oldu fakat kalpten kalbe giden görünmeyen yollarımızı kimseler engelleyemedi ve biz o yolumuzdan asla dönmedik” diyen Cumhurbaşkanı’nın bu cümlesini ‘çözüm sürecine yeni bir boyutta devam edebiliriz’ olarak algıladım… Ki önümüzdeki günlerde ‘Türkiye’yi 2023’e hazırlamak üzere Yeni Anayasa ve Türkiye Vatandaşlığı temelinde’ yeni hamleler görebilir miyiz? Bilmiyorum!

Yakın geçmişin karanlık yıllarının mimli mekanı Diyarbakır Cezaevi’nin Adalet Bakanlığı’ndan alınıp ‘Kültür Merkezi’ ne dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmesi yıllardır beklenen bir karardı… Geçmişte acının diliyle kazınan cezaevi duvarları, bundan sonra yeni nesillerin kültürel faaliyetlerine ev sahipliği yapacak olması Diyarbakırlıların yürekten bir ‘nihayet’ demesine vesile oldu…

Konuşmasının sonunda bakanlar, vekiller, başkanlar ve partililer eşliğinde Diyarbakır’da yatırım bedeli 5 milyar 125 milyon lirayı geçen 140 kalem eser ve hizmetin resmî açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan sonrasında programında yer alan diğer ziyaretlerini gerçekleştirmek üzere alandan ayrıldı…

Şimdi gelelim “Diyarbakır’da ne gördün” meraklarınızı gidermeye… Aslında çok şeyi analiz ve yorum süzgecimden geçirdim… Bir kısmını kendime saklıyorum müsaadenizle ve gözüme çarpan iki önemli başlığı aktarmak istiyorum… Birincisi Türkiye siyaseti acilen ‘Yeni Dünya Düzeninden’ nasiplenmek zorunda… Son süreçte fazlasıyla gördüğümüz şu; şehirler-insanlar miting yorgunu! Alanı dolduran vatandaşların siyaset ruhu ve coşkusu kalmamış her şey ‘talepler’ doğrultusunda şekil alıyor! Bu sebepten siyaset-vatandaş buluşmaları acilen güncellenmeli…
İkincisi ise “Cumhurbaşkanı Erdoğan benim şehrime ve bana geldi fakat AK Partili tüm eski-yeni vekillerden, tüm belediye-teşkilat başkanlarından, bürokratlardan, Ankara-İstanbul yazarlarından bize sıra gelmedi” diyen vatandaşlar bu sitemlerini aktarmamı üstüne basarak rica etti…