Vakıf Katılım web

COVİD 19, YETTİN ARTIK!

Fehmi KETENCİ 18 Nis 2022

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Kuzeyimizde, dünyanın, aklına eseni yapan jandarmalarından Rusya'nın Ukrayna ile başlattığı savaş harekatı bir buçuk ayı buldu.

      Kuzeyimizde, dünyanın, aklına eseni yapan jandarmalarından Rusya’nın Ukrayna ile başlattığı savaş harekatı bir buçuk ayı buldu. Savaştan en çok etkilenenlerinden biri olan ülkemizde, üzerimize yüklenen ekonomik olumsuzlukların ağır yükü hala devam ediyor. Doğal gaz ve petrol ürünlerinin yanı sıra çok önemli tahıl ürünlerinden olan buğday ihtyacımızın büyük bölümünü karşıladığımız Ukrayna ve Rusya’dan yaptığımız ithalatlarımızdaki kısıtlamaların etkilerini ve yaşattığı olumsuzluklarını hala ensemizde hissediyoruz. Doğal gaz ve buğday ithalatımızın neredeyse yarıyarıya düşmesi, doğal gazla üretilen elektrikte yaşadığımız kısıntılar ve onun üretildiği ürünlerden ekmek fiyatlarının hızla yükselmesi, dar gelirlinin en önemli temel  ihtiyaçlarının teminini iyice zora sokmuş durumdaydı.

      Bu arada yaşadığımız ekonomi zorlukların yanı sıra eskisi kadar olmasa da

Covid-19’un yaşattığı olumsuzlukların etkisindan hala tam olarak kurtulabilmiş değiliz. Salgının azalması gidişatında değişen tek şey, pandemi sürecinde üzerimize çöreklenmiş olan virüs korkusundan, bu iyiye gidişin yarattığı psikolojik rahatlamayla biraz olsun uzaklaşıyor gibi olmamızdır.

      Nisan ayının başından beri, gerek vaka, gerekse can kayıpları sayılarındaki azalma ve bu konuda uzman görüşleri salgın korkusunun üzerimizdeki baskısının gevşemesine neden oluyor. Şimdilik görünen o ki, Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamalarının gösterdiği gidişat, yaşmımızdaki salgın etkilerinin yarattığı yoğun baskıdan kurtulabilme yolunda hızla yürüyoruz. Uzmanların yaptıkları yorumlar son varyant Omicron’un var olan etkisinin azalmaya başladığı şeklinde.

      Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan son bilgilerdeki koronavirüsün son durumuna baktığımızda, iyiye gidişin rakamsal verileri de kendini göstermeye başladı;

      Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı 16 Nisan 2022 tarihli koronavirüs tablosu şöyle;

      “Türkiye'de son 24 saatte 162 bin 253 Covid-19 testi yapılırken, 4 bin 86 vaka belirlendi. Koronavirüsten maalesef 19 vatandaşımız hayatını kaybetti. Öte yandan hastalığa yakalanıp iyileşenlerin sayısı 13 bin 561 oldu”.

       Sağlık Bakanlığı, 15 Nisan koronavirüs tablosundaki test sayısını 171 bin 946 olarak açıklamış, 4 bin 425 vaka tespit edildiğini bildirmişti. Koronavirüsten 18 kişi hayatını kaybetmiş, iyileşen sayısının ise 14 bin 493 olarak kayıtlara geçtiğini söylemişti.

       Herşey iyiye gidiyor gibi görünüyor olmasına karşın, aşılama konusunda hala istenen seviyelerdee değiliz. Açıklananlara göre, özellikle doğu ve güneydoğu illerimizde, en az iki doz aşı olanlar sayısında da istenen seviyelere ulaşamamışız. Kayıtlarda, bazı illerimizde iki dozun altındakilerin varlığından söz ediliyor.

      Aşılama oranlarındaki son durum şöyle açıklandı:

      Türkiye'de bugüne kadar uygulanan aşı sayısı 147 milyon 329 bin 116.

      18 yaş üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 85,41, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 93,13 olarak gerçekleşmiş..

       Durum iyi mi, o konuda pek netleşememişiz henüz. Birinci doz aşıdan söz eder durumdayız. Aşının önemini kavrayamamışız hala.

      BİR TUTAM TEBESSÜM

KÜÇÜK YANGINLARA KARIŞMAM

      Murat Ağa, Nasreddin Hoca’nın yaşadığı kasabanın en zenginlerinden biriymiş. Ağa hem aklı ve zekası sayesinde zengin olduğunu düşünür, hep kendiyle övünürmüş.

İşine geldiğinde Hoca’ya danışır, işine geldiğinde ise onu dinlemezmiş. Sadece cuma günleri camiye gelirmiş.

      Murat Ağa’nın üç katlı, kocaman bahçeli ve çok lüks bir evi varmış. Bütün altınlarını ve paralarını da evinin bahçesinde saklarmış.

      Cuma günleri camiye gelip de Hoca’nın doğruluk ve dürüstlükle ilgili sözlerini dinlerken işine gelmezse:

      – “Hoca Efendi, sen dünya işlerine karışma! Din ve dünya işi ayrı” dermiş.
      Günlerden bir gün Murat Ağa’nın evinde yangın çıkınca koşarak camiye gelmiş. O sırada herkes öğle namazından çıkıyormuş. Ağa, Hoca’yı görünce:

      – “Hoca koşun yardım edin evim yanıyor”, demiş.

      Bunu duyan Hoca durur mu? 

      – Bana din işleri ile dünya işlerini ayırmam gerektiğini sen öğrettin. Mesela bu yangın benim asla karışmamam gereken bir dünya işi, demiş.