BİR RAHATLIK

Refik ERDURAN 20 Haz 2016

Refik ERDURAN
Tüm Yazıları
Etik ile estetik apayrı kavramlardır. İkisini karıştırırsanız, birinde üstteyken ötekinde alta düşebilirsiniz. Size borcunu ödemeyen birinden davacı olurken ahlak açısından haklısınızdır. Ama onun anasına söverseniz yarattığınız çirkinlik yüzünden ofsaytta kalırsınız.

Etik ile estetik apayrı kavramlardır. İkisini karıştırırsanız, birinde üstteyken ötekinde alta düşebilirsiniz. Size borcunu ödemeyen birinden davacı olurken ahlak açısından haklısınızdır. Ama onun anasına söverseniz yarattığınız çirkinlik yüzünden ofsaytta kalırsınız. Tüccarlık ayıp değildir. Ama bazı mesleklerin o uğraşla bir araya gelmesi tuhaf kaçar. Tüccar asker, tüccar hekim, tüccar gazeteci yadırganır. Tüccar eğitimci de keza. Çünkü gönül ister ki yeni nesil yetiştirme çabası parasal kaygıları öne geçirmeyecek düzeyde bir hizmet konusu olsun.

Gelgelelim ülkemizdeki uygulamalarda gerçek çok farklı. Yarım yüzyıldır eğitimi ticaretle iyice haşır neşir ettik. Üç evlat okutmaktayım ya, Kapalıçarşı’da yakasını çığırtkanlardan kurtarmaya çalışan turiste döndüm öğrenci avı mevsimlerinde. (Bu yıl o satış baskısı tavsadı galiba). Caddelerde çarşaf çarşaf gerili bez ilanları, broşürler, mektuplar, bilgisayar ve telefon mesajlarıyla “En iyiyiz, en hesaplıyız, en harikayız” diye kafamın ütülenmesinden bunalıyordum. Alandaki girişimcilerin geniş istihbarat ağları da var. Bir gün kitapçıda rastladığım tanıdık bir eğitimci çocuklarıma abartılı övgülerle başladı lafa. Son durumlarını en ince ayrıntılara kadar biliyordu. Sonra, okulunun pazarlamasını yaparken sayısız “avantaj” sıraladı. Tam burs önerileriyle yetinmiyor, ayrıca doğrudan bana avanta imalarında da bulunuyordu. Soyut bir çirkinlik değildi bu tablo. Alanın gerçek hizmetkârlarının önünü somut biçimde kesiyordu. Hepsi “Birinciyiz” diye yalan yarışına kalkan meslektaşların tutumu karşısında ne yapacaklarını bilemiyordu idealist eğitimciler.

Bu yıl çocuklarımın hepsi acayip adlı sınavlara girip çıkmanın heyecanını yaşamaktalar ama, ben sözünü ettiğim konuda rahatım çok şükür. Sonbaharda eğitimlerini nerede sürdüreceklerine ilişkin kararlar bilgisayarlara bağlı durumda. Hile, dalavere, kayırma, piston falan dedikoduları gibi pislikler de görünmüyor ortalıkta. Bu rahatlığı kim sağladıysa, ona üç kere “Sağol!”