BAE TÜRKİYE'DEN NE İSTİYOR?

Arzu ERDOĞRAL 02 Haz 2021

Arzu ERDOĞRAL
Tüm Yazıları
İsrail zulmü karşısında BAE medyası ise İsrail yanlısı haberler yaparak çoluk çocuk demeden katleden Siyonist rejime bağlılığını gösteriyor.

Mafyacı şahsın Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’de olduğunun söylenmesi ile birlikte bu ülkenin Türkiye düşmanlığı çerçevesinde ülkemizi zora sokmak için ne gibi denemeler yaptığı yeniden akıllara geldi.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'ye, Yaser Arafat'ın ölümünden sorumlu tutulan Muhammed Dahlan üzerinden destek sağladığı ifade edilen BAE, Mısır’daki darbe sürecinde de rol almıştı.

Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı rahmetli Mursi'ye yönelik darbeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da yapmayı hedefleyenler arasında önemli bir rol alan BAE, öte yandan Filistin’in yanında durmak yerine İsrail’e destek vermeyi tercih etti. 

İsrail zulmü karşısında BAE medyası ise İsrail yanlısı haberler yaparak çoluk çocuk demeden katleden Siyonist rejime bağlılığını gösteriyor. Bunların katliamı yapandan hiçbir farkı yok!

BAE'nin İsrail Büyükelçisi Muhammed Mahmud el Haca, aşırılık yanlısı Shas partisinin ruhani lideri Şalom Kohen'i ziyaret etti ve kendisine dua etmesini istedi. Dahası BAE'li elçi, görüşmede "İsrail hakkında yanlış bilgiler yayılıyor" diyecek kadar ileriye gitti.

Hemen ardından da BAE'li büyükelçi, kendisini ülkesinde kurulan dinler arası diyalog merkezine davet etti. Dinler arası diyalog ne de tanıdık değil mi? FETÖ yönteminin demek ki halen işe yarayacağını düşünen bir BAE ile karışı karşıyayız.

İsrail ile BAE’nin 15 Eylül 2020'de Beyaz Saray'da düzenlenen resmi törenle ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik anlaşmalar imzalamasından sonra Şalom Kohen’den dua isteyecek hale gelinmesi neticesinde BAE’li siyasetçilere din değiştirsin teklifi sunacağım da onları Yahudiliğe asla kabul etmezler. Kendilerine verilen görev hainlikten ve alçaklıktan başka bir şey değil.

Libya’da da kendilerine verilen görev ise Hafter'e desteklemekti.

Yemen’de insanlar açlıktan ölürken BAE, ülkedeki parçalamayı nihayete erdirmek ve ülkeyi altın tepside İsrail’e sunmak istiyor. İlk hediyesi de Kızıl Deniz açıklarında stratejik öneme sahip Mayyun (Perim) adasına büyük bir askeri üs inşa etmesi oldu.

BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed al Nahyan, ABD Başkanı Joe Biden ile telefon görüşmesinde iki ülke arasındaki ortaklığa vurgu yapılsa da bunun arka planında Nahyan’ın Amerika’ya bağlılığının teyit edilmesinden başka bir şey yok.

İçine İsrail acımasızlığı kaçan BAE, kendine verilen görevleri tam anlamı ile yapamamasının karşısında Türkiye’yi görüyor. Mazlum coğrafyaları sömürenlerin karşısında bir güç BAE’yi rahatsız ediyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap halkları nezdinde sevilirliğinin çok yüksek olması da BAE’yi huzursuz eden nedenler arasında yer alıyor.

Orta Doğu'da gücü elinde tutması görevini üstlenen BAE'nin bölgenin yeni yükselen ülkesi olduğu yönünde propaganda medya aracılığı ile uzun süredir yapılıyor.

Karşımızda İslam dünyasına zarardan başka bir şey vermeyen bir BAE var. Sırtını dayadıklarının onunla işinin bittiği günü bekliyorum. Kendisine verilen en önemli görev olan Türkiye’yi güçsüzleştirmesi pek de kolay olmayacak.

Geçtiğimiz yıl BAE’nin terör örgütü PKK'ya istihbarat teknikleri konusunda eğitimler vermek üzere Suriye'ye çok sayıda ajan göndermesi pek de işe yaramamış olacak ki teröristler kafalarını dışarı çıkaramıyor.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "petrol ve doğalgaz haberlerini alırsanız şaşmayın" açıklamasından sonra TBMM tarafından Afrika'da yer alan Etiyopya'da doğalgaz, maden ve petrol aranmasına ilişkin sözleşme kabul edildi.

Nerede kalmıştık!