Vakıf Katılım web

ARDAHAN'IN YOLLARINDA

Mehtap DEMİR 24 Şub 2019

Mehtap DEMİR
Tüm Yazıları
Ardahan Üniversitesinin davetlisi olarak memleketimde bir konser verdim…

Ayağımın tozuyla bu konuda birkaç satır yazmak boynumun borcu…

Ardahan Kongrelerinin 100. Yılı vesilesiyle yapılan akademik sempozyum, şehrin kurtuluşunun 98. yıldönümüne atfedilen “Kür’ün Sesi” konseri ile taçlandı…

Gurur duydum…

Ardahan Üniversitesi iyi planlanmış yapılanması ile memleketin gözbebeği… Canı gönülden çalışan öğretim üyeleri Türkiye’nin dört bir yanına “biz buradayız hepinizi bekleriz” diyorlar…

Damal bebeği, Çıldır gölü at kızağı, sarı balığı, Yalnızçam kayak tesisleri, kaz eti, saz aşıkları, kıtlama çayı, kalesi mis gibi havası, yumuşacık karı ile tam bir dinlenme ve kayak turizmi merkezi…

Yaz gelince binbir çiçek balı, çam ormanları, festivalleri ile adından söz ettiriyor…

Urartu Kralı II. Serdur'un kazdırdığı fetih kitabesi ilk yazılı kaynak… Yörede ilk Türk yerleşimi M.Ö. 720 yılında Kıpçaklar’ın ataları olan Kimmerler'in bölgeye gelmesiyle başlamış…

M.S. 628 yılında Hazar Türklerinin bir kolu ve Ardahan adının kaynağı olan Arda Türkleri yöreyi ele geçirmişler….

1069 yılında Alparslan tarafından fethedilerek Selçuklu egemenliğine giren Ardahan 1551’de Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil oldu…

Kür nehrinin salındığı topraklar…

Doğduğum yer, Serhad ilimiz Ardahan Sancağı şanın çok, yaşın bin olsun…

***

ANADOLU KOKUSU

Çok eskilerden bir hikaye anlatacağım, zeytin ağacının altında…

Masmavi gökyüzünde güvercin misali…

Kekik kokusunu ve rüzgarın huzur fısıldadığını hissediyorum

Denizin tuzu dilimin ucunda ve uşşak, hicaz, saba makamından şarkılar…

1900’lerden bize kalan Küçük Asya’nın mirası bir parfüm gibi sarıyor ruhumu…

Anadolu’nun derin mirasına geçmişte iz bırakanları yad ediyorum…

Ege kıyılarından bir külhanbeyi havasının hikayesi bu…

Kostas Nouro, 1928 yılında plağa okumuştu Memo türküsünü, ben de 2016 yılında Anadolu Kokusu Albümünde kaydettim…

Bir Nazire, bir kurtuluş, bir sevdanın hikayesinden ziyade Süleyman ile Ogdondakis’in kadim dostluğunun, Anadolu’nun kardeşlik ruhunun hikayesidir…

 Aman Memo

Aman Aman Aman Şekerim Aman Cilvelim Aman Ah Aman Aman

Şu Dereden Boyun Eğmiş Aman Aman Aman Memo Sevdali Memo Gel

Ah Varın Bakın Neler Olmuş Aman Aman Aman Memo Dertli Memo Meh

Alın Gelin Kırık Kalbimi

Aman Memo Dertli Memo

Ah Güzel Yüzün Yarda Bile Yok Aman Memo Dertli Memo Sevdali Memo Gel

Rivayete göre, Kaçakçı Lulidiyas’ın yanına çalışan Ogdondakis isimli genç, yüz vermediği bir genç kız tarafından casus diye suçlanır ve idam cezasına çarptırılır… İnfazından önceki gece son yemeğini yiyip içkisini içtiğinde efkarlanır ve Memo türküsünü söylemeye başlar… Sesini duyan Hapisane paşaşı Süleyman, Ogdondakis’in kelepçelerini sökerek serbest bırakır. O da Sisam yoluyla Yunanistan’a geçer. 

Türk Müziği repertuvarında bir nazire beste olarak bilinir… Çeşitlemeleri var…

 Curcuna usulünde Uşşak makamındaki Memo şarkısının bestecisi ise bilinmiyor.

Nikos Kanstantinopoulos bu şarkının Yunancasını kaydetmişti…

Şarkının kendi hikayesi bilinmez ama vesile olduğu ruh, Anadolu’nun kokusudur…