ABD: NE EKERSE ONU BİÇİYOR… TOPLUMSAL YOZLAŞMA SON EVRESİNDE…

Prof. Dr. Fahri ERENEL
Tüm Yazıları
Okullara, alışveriş merkezlerine, ibadet yerlerine vb. düzenlenen toplu katliam haberlerine alışık olduğumuz ABD ne ekerse onu biçiyor.

Okullara, alışveriş merkezlerine, ibadet yerlerine vb. düzenlenen toplu katliam haberlerine alışık olduğumuz ABD ne ekerse onu biçiyor. Dünyaya düzen getireceği iddiasında ki bu sözde hegemonik güç bir kez daha çaresizlik içinde.

Çocukları, eşleri katliama maruz kalan ABD’li ailelerin büyük üzüntü içinde oldukları kesin. Ateş her yerde olduğu gibi bu ülkede de düştüğü yeri yakıyor. Hatta o kadar ki okul saldırıları yaralanma ile sonuçlanmış ise medya ilgi göstermiyor adeta olayı rutinleşmiş hale getiriyor. Dolayısı ile ABD toplumu aslında bir nevi sansüre tabi tutulmuş oluyor. Bu konuyu, medyanın maddi desteğini gördüklerini düşündüğüm silah endüstrisinin çizdiği yol haritası ile görmezden geldiği neredeyse kesin gibidir.

ABD ve dünya medyası Teksas’ta ilkokula düzenlenen ve 19’u küçük yaştaki öğrenciler, 2’si öğretmen olmak üzere toplam 21 can kaybını üzüntü ile izlerken, başkent Washington’da yine bir ilkokulun hemen dışındaki silahlı saldırıda 3 öğrenci, Philadelphia’da ise 3 lise öğrencisi okuldan çıktıkları sırada silahla vurularak yaralanmıştır. Teksas saldırısını takiben Michigan, Louisiana ve Tennessee’de üç okulda mezuniyet törenlerinde silahlı saldırılar olmuş ve öğrenciler yaralanmıştır.

Yılın ilk 5 ayında 137 silahlı saldırı düzenlenmiş olduğu, neredeyse her gün bir okulda silahlı bir olay yaşandığı kayıtlardan anlaşılmaktadır. 2021 yılında okullarda yaşanan toplam saldırı sayısı 249 olarak kayıtlara geçmiştir.

KATLİAMLARIN NEDENİ

Bu katliamların nedeni genellikle saldırganın psikolojik sorunlarına bağlanmış, çözüm için aynı nakaratla silahlanmanın önüne geçilsin denilmiştir. Bu konuda adım atmaya kalkanların karşısına silah üretici ve satıcıları çıkmış ve her seferinde geri adım atılmıştır.

ABD’de bilinen en eski okul katliamı 1927 yılında patlayıcı ile gerçekleştirilmiştir.

Tarihe “Bath School faciası” olarak geçen katliamda, 7-14 yaş arası öğrencilerin eğitim gördüğü okulun mali işler müdürü Andrew Kehoe, kendisi ve karısı dahil 45 kişiyi öldürmüş, 58 kişiyi yaralamıştır. Okulun inşa edilmesi için alınan emlak vergisinin, sahip olduğu çiftliğin ipotek edilmesine neden olması üzerine çıldıran Kehoe, aylar boyunca okul binasının altını dinamitle doldurarak patlayıcı düzeneği kurmuştur. 18 Mayıs 1927 gününün sabahı, evde karısını döverek öldürmüş, ardından çiftlik evini dinamitle havaya uçurmuştur. Daha sonra okula giderek kurduğu düzeneği ateşlemiş ve 38’i çocuk, ikisi öğretmen, toplam 45 kişiyi öldürmüştür. Bath School faciası, ABD tarihinin en büyük okul katliamı olarak tarihe geçmiştir. Bu katliamı çok sayıda saldırı izlemiştir. En çok hayat kaybının olduğu saldırılar aşağıya çıkarılmıştır.

-Virginia Üniversitesi, 16 Nisan 2007, 32 ölü

-Sandy Hook İlkokulu, 14 Aralık 2012, 26 ölü

-Stoneman Douglas Lisesi, 14 Şubat 2018, 17 ölü

-Texas Üniversitesi, 1 Ağustos 1966, 14 ölü

-Columbine Lisesi, 20 Nisan 1999, 13 ölü

Diğer türde saldırılardan bazıları:

- 5 Eylül 1949 : New Jersey’in Camden kentinde, İkinci Dünya Savaşı’na katılmış bir asker 13 komşusunu vurarak öldürmüştür.

 -1 Ağustos 1966 : 25 yaşındaki Charles Whitman, Austin kentindeki Texas Üniversitesi’ndeki saat kulesine çıkarak 16 kişiyi  öldürmüş, 30 kişiyi  yaralamıştır.
 
-18 Temmuz 1984 : California eyaletinin San Ysidro kentinde, 41 yaşındaki James Huberty, bir McDonalds restoranını basarak 21 çocuk ve yetişkini vurarak öldürmüştür.

-20 Temmuz 2012 : Denver kentindeki Aurora kentinde, 24 yaşındaki James Holmes, “Batman: The Dark Knight Rises” filminin galasını basmış ve 12 kişiyi öldürmüştür.

-2 Ekim 2017 : ABD’nin Las Vegas kentindeki bir konsere silahlı saldırı düzenlenmiştir. Saldırıda en 50 kişi hayatını kaybederken, 200’den fazla kişi de yaralanmıştır.

-29 Nisan 1992: ABD’nin Los Angeles şehrinde siyahi Amerikan vatandaşı Rodney King’i darp etmekten suçlanan dört Los Angeles polisinin mahkemede suçsuz bulunarak salıverilmesi üzerine başlayan olaylar sonucu toplumsal düzen altüst olmuştur. Olaylar sırasında yağmalama, saldırı, kundaklama ve cinayet olaylarına rastlanırken 53 kişi hayatını kaybetmiş[1], binlerce kişi yaralanmış ve 1 milyar doların üzerinde maddi hasar yaşanmıştır.

ABD sadece saldırılar sonucu hayatını kaybedenlerle kamuoyunda yer almıyor. Ölümlü suç oranlarında da ilk sırada. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi verilerine göre ABD’de her 100 bin yurttaşın maruz kaldığı ölümlü suç oranı 4,88 gibi çok yüksek bir rakama karşılık gelmektedir. Bu rakam Avusturya (0,51) ve Hollanda (0,61) gibi gelişmiş ülkelerin, Arnavutluk (2,28), Bangladeş (2,51) ve Şili (3,59) gibi gelişmekte olan ülkelerin bile ilerisindedir.

ABD toplumsal açıdan hiçbir zaman sağlıklı bir toplum olamamıştır. Toplumsal bütünlük yoktur. Toplum çok kırılgandır. 250 yıllık tarihi yüz kızartıcı suçlarla dolu olan ABD’nin hegemonik gücü ekonomik ve askeri gücüne dayanmaktadır. Bunu sağlayan ise 2 dünya savaşında elde ettiği avantajlardır.

Bugüne kadar topraklarında iç savaş dışında yıkıcı bir savaş görmeyen, şehirleri havadan bombalanarak asker -sivil demeden milyonlarca kayıp vermeyen, dünya savaşlarını her açıdan kayıplarla kapatan ülkelere karşı her açıdan avantaj sağlayan ABD bugün askeri ve ekonomik anlamda ulaştığı seviyeyi özellikle İkinci Dünya Savaşı ortamını çok iyi değerlendirerek elde etmiştir. 1929 ekonomik bunalımından ağır etkilenen ABD bu açığı İkinci Dünya Savaşı şartlarını iyi değerlendirerek doldurmuş, planlı bir harp ekonomisi uygulayarak ciddi kazanımlar elde etmiştir. 1940 yılında yüzde 15.7 olan işsizlik 1944 yılında yüzde 1.3’e indirilmiştir. Bu sayı düşüşünde silahlı kuvvetlere personel alımı da rol oynamakla birlikte esas düşüşü sağlayan ve bugün de ABD’nin lokomotif sektörü olan savunma sanayi olmuştur.

Savaş öncesi savaş uçağı ve tank üretimi 1200’erli rakamlar civarında olan ABD, savaş süresince 300 bin adet savaş uçağı, 72 bin savaş gemisi,5000 bin ticari gemi,17 bin tank, 17.4 milyon hafif silah ile bu süreçte dünyada üretilen askeri araç ve teçhizatın yaklaşık yüzde 40’nı üretmiştir. Bu şekilde elde ettiği gelir ile   savaşı yoğun bir şekilde yaşayan ülkelere kredi vermiş, verdiği kredilerle o ülkelere askeri araç ve teçhizat satarak, ekonomisini sürekli canlı tutmayı başarmıştır.

Savaş sonrası diğer ülkeler yaralarını sarmaya çabalarken, ABD Marshall yardımı adı altında bu kez bu ülkeleri kendine bağlı kılacak girişimlerde bulunmuş, elinde kalan veya savaş görmüş araç ve silahları yardım adı altında kredilendirerek ihtiyacı olan ülkelere satmayı başarmış, SSCB tehdidini Avrupa ülkelerinin üzerinde demoklesin kılıcı gibi tutarak NATO’yu kurmuş, NATO standardı adı altında araç ve silahlarını satabileceği ortam yaratmıştır. ABD’nin SSCB veya şimdiki adıyla Rusya’yı çevrelemesinin altında, çevrelemede kendisi ile birlikte olan ülkelere harp silah ve aracı satmayı öncelikli hedef olarak görmektedir. Ukrayna-Rusya savaşı ile yine silah satmanın önünü açmıştır.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre dünyanın askeri harcamaları 2021 yılında, yüzde 0.7 artışla 2 trilyon 113 milyar dolara ulaşmıştır. Bu harcamaların 801 milyar dolar ile ABD’ye aittir. Harcamaların büyük kısmı silah satışı ile geri dönmüştür.

Savunma sanayini ana kazanç kapısı olarak gören ABD için silah satışının her yolu mübah olarak görülmektedir. Silah satabilmek için karşısında ki yapılanmanın devlet olmasının hiçbir önemi bulunmayan ABD, PYD/PKK örneğinde olduğu gibi vekil olarak kabul ettiği her türlü yapıya destek sağlamaya devam etmektedir. Bütün bunlara rağmen ABD girdiği hiçbir ülkede düzen sağlayamamış, çok ciddi harcamalara ve askeri kayıplara rağmen bu ülkeler (Irak, Suriye, Afganistan vb.)müdahale öncesinden daha kötü duruma düşmüşlerdir. Ayrıca, demokrasi özgürlük vb. değerleri ön plana çıkararak dünyaya şirin görünmek isteyen ABD aynı zamanda dünyadaki tüm darbelerin arkasında da yer almaya devam etmektedir.

Latin Amerikalılar şöyle der : “Amerika kıtasında sadece ABD‘de darbe olmaz; çünkü sadece orada ABD büyükelçiliği yoktur.”

Ürettiği silahları sadece dışarıya satmakla kalmayan ABD bireysel silahlanmanın önünü açarak ülke içinde de silah satışlarını arttırarak savunma sanayini desteklemeye devam etmektedir. Şiddet tekelini modern devletler elinde tutmakla birlikte bazı ülkelerin bireysel silahlanma konusunda özgürlükçü bir tutum takındıkları görülmektedir. Bugün bir ABD örneğini konuşuyoruz. Ancak, İngiltere, Kanada gibi ülkelerde ABD gibi hareket etmektedirler.

Sivillerin devlet tarafından tanınan yasal bir hakka dayanarak silah edinmeleri olarak tanımlanan bireysel silahlanma, ABD Anayasa’sının değişiklikler bölümünde, “Silah Taşıma Hakkı “olarak 2 nci madde de “Hür bir devletin emniyeti için iyi teşkilatlanmış milise ihtiyaç bulunduğundan, halkın silah edinme ve taşıma hakkına tecavüz olunamaz.” ifadesi ile yer almıştır. ABD bu sözde özgürlükçü davranışının bedelini giderek artan ülke içi katliamlarda ve gösterilerde görmektedir.

Saldırılara karşı okullarda silahlı saldırılara karşı yapılması gerekenler konusunda eğitimler verilmekte, tatbikatlar yapılmaktadır. Saldırılara karşı önlem almak isteyen okullar arasında kurşun geçirmez cam ve kapılar taktıran, özel kilitler kullanan ve özel silahlı güvenlik görevlileri kiralayan okulların sayısı da her geçen gün artmaktadır. Bu ortamda yetişen, yanlarında arkadaşlarının vurulduğunu gören öğrencilerin, geleceğin ABD yöneticileri olarak barış yanlısı olmaları mümkün olabilir mi?

İçte ve dışarıda silahlanmanın ve silahlanmaya hoşgörü ile yaklaşmanın sonucu her geçen gün sayısı artan katliamlar, ırkçı davranışlar, toplumsal başkaldırılar, bozulan ekonomi ve sonuçta asla bir toplum olamayan ABD giderek hegemonik güç özelliğini yitirmektedir. ABD dışında elde edilen sonuçlar ABD vatandaşlarını ilgilendirmemektedir. Salgın sonrası etkileri daha çok hissedilmeye başlanılan ekonomik krizin toplumsal yansımalarının büyük olabileceği öngörülmektedir. Ve bu süreç ABD içinde yeni devletlerin çıkması sonucunu dahi doğurabilir.

Kaynaklar:

https://haber.sol.org.tr/dunya/abdde-okul-katliamlari-bitmiyor-saldirilarin-sebebi-nedir-228716

https://www.ntv.com.tr/galeri/dunya/abd-tarihinin-en-buyuk-katliamlari,XY7fn5_Mt0uQywD3kW5u-Q/UH_1xVkBp0q-zUS6mwFtQA

UKRAYNA KRİZİ ÖZEL SAYFASI