​1956 MACARİSTAN VE 2016 TÜRKİYE

Erol ERDOĞAN 28 Tem 2017

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
15 Temmuz 2016'da karşı karşıya kaldığımız işgalci terörist darbe girişimini dünyaya anlatmakta zorlandığımıza ve dünyanın darbeye karşı yanımızda olmadığına dair yaygın bir kanaat var.

15 Temmuz 2016’da karşı karşıya kaldığımız işgalci terörist darbe girişimini dünyaya anlatmakta zorlandığımıza ve dünyanın darbeye karşı yanımızda olmadığına dair yaygın bir kanaat var. Ben de öyle düşünenlerdenim. Zeytinburnu Belediyesi tarafından düzenlenen 15 Temmuz İngilizce Makale Yarışmasının ödül töreninde, Daily Sabah Editörü Meryem İlayda Atlas, bu kanaatleri doğru bulmadığını belirten bir konuşma yaptı. Meryem Hanım haklıydı. O gece, Balkanlar, Asya, Afrika ve Arap dünyasında insanların kalpleri Türkiye ile atmıştı. Pek çok ülkede Türkiye dostları o gece camilerde dua etmişler, büyükelçiliklerimizin önünde Recep Tayyip Erdoğan’ı desteklemeye matuf gösteriler yapmışlar ve dijital mecralarda darbe aleyhine paylaşımlarda bulunmuşlardı. 

Sanıyorum, 15 Temmuz ve FETÖ’yü anlamakta zorlananların daha çok ABD ve AB ülkeleri olduğunun farkındayız. Buradaki temel sorun bizim anlatma eksiğimiz değil onların “anlamak istememe” kararlılığıdır. Türkiye’ye hep kuşku ile bakan batılı devletler 15 Temmuz’u anlamak istemiyor olsalar da, o ülkelerin halklarına, sanatçılarına, üniversitelerine, gençlerine, kadınlarına bizim anlatmayı sürdürmemiz gerekir. Çünkü milletimizin 15 Temmuz’da darbe ve işgale karşı direnişi dünyanın tüm halklarına örnek olacak güzelliktedir. 

15 Temmuz’u doğru anlatmaya dair şahit olduğum üç örneği sizinle paylaşmak istiyorum. 

Başarılı bulduğum çalışmalardan biri “15 Temmuz İhanet ve Direniş Temalı Kısa Film Yarışması”dır. Cumhurbaşkanlığı himayesinde Çekmeköy Belediyesince düzenlenen yarışmaya 100’e yakın kısa film geldi. Sanatla anlatımın estetik yönü var, bu açıdan önemli. Umarım yarışmada derece alan filmler dünyanın her bölgesine ulaşır.

Zeytinburnu Belediyesi tarafından düzenlenen 15 Temmuz İngilizce Makale Yarışmasındaki makalelerin de, darbe ve direnişi dünyaya anlatmak için önemli bir kaynak olacağını düşünüyorum. Seçilen 24 makale pek çok dile çevrilerek araştırmacılar ve okuyucuların istifadesine sunulacak. Makalelere www.turkiyede15temmuz.com adresinden ulaşılabiliyor. 

Üçüncü örneğim Macaristan’dan. TİKA Budapeşte Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen iki programı, 15 Temmuz’u dünya milletlerine nasıl anlatmamız gerektiğine dair başarılı bir model olarak gördüm. Programlara ben de katıldım. İlk programı Budapeşte Tomori Pal Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 15 Temmuz 2017’de yaptık. Programın başlığı şöyleydi: “Macar ve Türk Halklarının Direnişi: 1956-2016. İki Olay, İki Millet, İki Kahramanlık.” Programın açılışını Türkiye Macaristan Büyükelçisi Şakir Fakıllı ile Tomori Pal Rektörü Meszlenyi Rozsa yaptılar. Sonrasında Halil İbrahim Erbay, ben ve Katolik Üniversitesinden Eva Csaki birer konuşma yaptık. Konuşmalarımızda 15 Temmuz’u anlatmanın yanı sıra 1956 olaylarına vurgular yaptık ve dünyadaki benzer direnişlerle kıyaslamalar yaptık. Böylece Macar dinleyicilerin kendi tarihleri üzerinden 15 Temmuz’u analiz etmeleri sağlandı. 17 Temmuz’da Budapeşte Yunus Emre Enstitüsünde gerçekleştirdiğimiz panelin başlığı ise “15 Temmuz’un Tanıkları” idi. TİKA Budapeşte Koordinatörü Prof. Süleyman Kızıltoprak ve büyükelçimiz programı kısa konuşmalarıyla açtılar. FETÖ’nün darbe girişimi sırasında Boğaziçi Köprüsünde eşi Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip şehit olan Nihal Olçok ile aynı yerde yaralanan Orçun Şekercioğlu, o gece yaşadıklarını anlattılar. Ayrıca Macar Türkolog Eva Csaki, TBMM Müzecilik ve Tanıtım Başkan Yardımcısı Dr. Halil İbrahim Erbay, Gazeteci Nevzat Çiçek, İstanbul Düşünce Vakfı Başkan Yardımcısı Dr. Ethem Şanlıer de darbe girişimi ve FETÖ ile ilgili görüşlerini aktardılar. Hepimizin anlattıkları önemliydi ama Nihal Olçok ve Orçun Şekercioğlu’nun geceye dair şahitlikleri etkileyiciydi. Çünkü onlarda hem darbe hem direnişin kalıcı izleri var.

15 Temmuz’u, dünya halklarına sanat, edebiyat, tarih ve iletişimin imkânlarını kullanarak estetik ve etkili yollarla anlatmayı sürdürmeliyiz.