18 YAŞ VE 600 MİLLETVEKİLLİĞİ

Erol ERDOĞAN 12 Oca 2017

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Diplomalı sosyoloğun analizi ile sokaktaki güngörmüş adamın bakışı bazen uyuşmaz. İşte ben, ekranlardaki bilimsel analizler kahvedeki adamla uyuşmadığı an, sokağın yorumunu önemserim.

Diplomalı sosyoloğun analizi ile sokaktaki güngörmüş adamın bakışı bazen uyuşmaz. İşte ben, ekranlardaki bilimsel analizler kahvedeki adamla uyuşmadığı an, sokağın yorumunu önemserim. Öylesi durumlarda, sokaktaki insanın ne söylediğinin yanı sıra neyi söylemeye çalıştığını da anlamaya çalışırım. Bu nokta önemli, tavsiyemdir, siz de böyle yapın.

18 YAŞINDA MİLLETVEKİLİ OLMAK 

Başkanlık sistemiyle ilgili kitap hazırlayan bir arkadaşım “Seçilme yaşının 18’e indirilmesi ve milletvekili sayısının 600’e çıkarılması konusunda ne düşünüyorsunuz?” şeklinde bir soru yöneltmişti. Ona verdiğim cevap şöyle oldu: 

“18-19 yaşlarında belli sayıda gencimiz mecliste olabilecektir. 18-20 yaşlarındaki vekillerimizin ciddi oranlara ulaşacağını sanmıyorum. Gençliğin yasama organında temsiline, temsilde adaletin sağlanması açısından bakarsak, bu değişiklik olumlu. Milletvekili sayısının 600’e çıkarılması ise, bir taraftan seçmen-vekil iletişimini kolaylaştıracak, diğer yandan milletvekilliğinin alışkın olduğumuz statüsünü (seçilmişlik kariyeri) azaltacaktır.”

TBMM’de görüşmeler başlayınca sokağın sesinin farklı geldiğini gördüm. Sokaktaki insanlar, bu iki maddeye benim gibi bakmıyorlar, iki hususu başka algılarla ilişkilendirerek yorumluyorlar. Anlatayım gördüğümü. 

Hani ben “18-20 yaşlarındaki vekillerimizin ciddi oranlara ulaşacağını sanmıyorum.” cümlesiyle “Vatandaş korkma, 3-5 genç olur.” demeye çalışıyorum ya, işte sokağın çekindiği de bu. Çünkü sokaktaki insanlarımızın bir kısmı, 18-19 yaşlarında seçilerek meclise gidecek vekillerin memleketin hak etmiş gençleri değil, seçkin-elit birkaç ailenin çocuğu olabileceğine dair yargısı var. Böyle olunca benim cümlem, onları ikna etmek yerine endişelerini kuvvetlendirici bir unsura dönüşüveriyor. 

VEKİL SAYISINI 600’E ÇIKARMAK

550 milletvekilinin 600’e çıkarılmasında da benzer farklı bir yorum var. Ben, vekil artışını, seçmen-vekil iletişimini kolaylaştıracak bir avantaja dönüşeceğini söylemeye çalışırken, onlar vekil artışını, yerleşmiş milletvekili algılarıyla ilişkilendirerek yorumluyorlar. Yerleşmiş milletvekili algıları derken neyi kastettiğimi anlamışsınızdır. Maalesef, yıllardır, asker-siyaset ve bürokrasi-siyaset gerilimi üzerinden siyaset ve milletvekilliği, maaş ve benzeri konularla sürekli yıpratıldı. Dolayısıyla, insanların bir kısmı, TBMM’deki vekil artışını, elit kadronun artışı ve bütçeye yük olarak algılıyor. 

Dediğim gibi, 18 yaş ve 600 milletvekilliğine, sokaktaki insanların önemli bir kısmı benim gibi bakmıyor, yerleşik hâkim algılar üzerinden bakıyor. 

NE YAPMAK GEREKİR?

Öncelikle, bu iki maddenin başkanlık sisteminin esasına taalluk etmediğini, buna rağmen halkın gündeminde diğer maddelere nazaran daha fazla yer ettiğini ve kararlarında etkin olacağını fark edelim. Geriye iki çözüm kalıyor. Ya TBMM’deki görüşmelerde bu iki maddeyi revize etmek veya iki değişikliğin faydasını kamuoyuna doğru, yaygın ve etkili biçimde anlatmak… Bu arada “Seçilme yaşının 18’e indirilmesi ve milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasına, olumsuz yaklaşanlar zaten başkanlığa karşı olanlardır.” gibi düşünmeyin. Başkanlığa evet diyenlerden, iki değişiklik teklifine şüpheyle yaklaşanlar azımsanmayacak kadar çok. 

Ben, gençler mecliste olmalı diyorum, vekil sayısının 600’e çıkmasında da olumlu veya olumsuzluk görmüyorum ama bir de böyle bir durum var diye haberdar etmek istedim.