Derdimiz bitmiyor ki neler yaptık veya ne yapmalıyız konusunda iyice kafamız karışmış durumda.
Derdimiz bitmiyor ki neler yaptık veya ne yapmalıyız konusunda iyice kafamız karışmış durumda. Öyle bir kafa karışıklığı yaşıyoruz ki aklımız başımızda değil. Geçim derdiyle mi uğraşalım, emekli maaşının ne kadar işimize yaradığı konusunda hiç de aklımızı toplayamıyoruz. Evden dışarı çıkıp yaşadıklarımızın bizi nereye götüreceği konusu ise üzerimize çöken bir başka karamsarlık. İhtiyaçlarımızı karşılayabilmek için yapacağımız hesap, kitaplar, dibi delik çuvala koyduklarımızın anında yok olması benzeri başımızdan eksilmeyen dayatma bir yaşam biçimi gibi. Elimizde olan var saydığımız, geçim bütçesi ay sonuna ulaşabilmemize yeterli hiç değil. Artık ayın yarısına bile yetişmez durumda. Öyle bir yaşamın esiri olmuşuz ki zorunlu olan günlük ihtiyaçlarımız alışverişe gitmek için evden dışarı çıkmak gelmiyor içimizden.
Toplumun birçoğunda alışveriş için kurtarıcı olarak çok güvendiği kredi kartları bile artık tehlike sinyalleri veriyor durumda. Bankalarda alınan ihtiyaç kredileri ile desteklenen kartlar da kendini rahat hissetmiyorlar. Nasıl ve ne ile kapatılacakları belli olmayan o kredi kartları atık hiç de güvenli bir destek değil.
Abartı değil, var olan emekli maaşları eskiden kurtarıcı oldukları günlük alışverişlere bile yeterli olamıyorlar.. Hep söylüyorum, yazıyorum durumumuz dayanılacak gibi olmaktan çıktı çoktan. Bu duruma gelmiş olan toplumdan düzlüğe çıkabilmesi için, süresi net belli olamayan bir zaman daha “sabır beklemek” umutların ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunun en belirgin göstergesidir. Sabır da, mutfakta tencere kaynatmak için mutlaka alınması gereken temel tüketim maddeleri sabırla temin edilemiyor..
Çarşıda, pazarda, market raflarındaki zorunlu temel tüketim maddeleri, neredeyse her gün değişen fiyat etiketlerinin hızına yetişemediğimiz böylesi bir ortam toplumdaki
dar gelirlinin dayanabileceği bir durum değil. Görünen o ki, yaşamdan yansıyanların gösterdiğine göre, düzlüğe çıkıncaya kadar o kurtarıcı olarak beklenilen umutlar hiç de yakalanabilecek durumda değil gibi.
Bu yaşam biçiminde her zaman yaşamın “can suyu” olan umutlar hep var ve olmuştur ama, benim görebildiğim kadarıyla umutların bu kadar umutsuzluğa mahkum olduğu bir dönem yaşamamışızdır.. Evet dünyada var olan küresel ekonomi sıkıntılarının ülkemize yansımalarına bağlı olarak etrafımızda yaşadığımız olumsuzlukların ekonomimiz üzerindeki baskılarının etkisiyle çoğunluk vatandaşlarımızın geçim sıkıntıları iyice arttı.
Daralan ekonomimizin toplum üzerindeki baskısıın giderilebilmesi için yoğun çaba gösteriliyor ama beklentilere henüz net çözümler üretilememiş durumda. Özellikle son aylarda iyice kontrolden çıkmış durumdaki temel tüketim maddelerine yansıyan aşrı fiyat artışları dayanılacak gibi değil. Özellikle yakıt konusundaki fiyat artışlarının nakliye ücretleri üzerine baskıladğı fiyat artışları tüketiciyi iyice zorlamaya başladı. Çarşıya, pazara çıkarken oluşturulan bütçeler artık hesaplara uymamaktadır.. Evden çıkmadan almamız gerekenlerle ilgili ihtiyaç listelerimizde daha alışverişe başlamadan tasarruf yapmak zorunda kalıyoruz.
Hep söylenir ya “tasarruf, tasarruf”. O artık sizin isteğiniz çerçevesinde olmaktan çoktan çıkmıştır. O artık zorunlu, dayatma uygulamanız haline dönüşmüştür.. Yaşam kalitenizdeki bazı şeyler sizin isteğiniz dışındaki değişim sürecindedir. Mutfakta kaynayan tencere artık tam dolu olarak kaynama şansına sahip değildir, yarımdır. Ailede o tencereden beslenenlerin sayısında tasarruf yapabilme şansınız yoltur. Değişmeyen bir başka şey vardır ki o da o yarısı boşalan tencereyi kaynatabilmek için bile eldekiyle satın alamamak gibi bir engelle karşılaşabiliyorsunuz. Bu da bütçenizde zorunlu ikinci bir tasarruf demektir.
Ödenemeyecek duruma gelen uzun zamandan beri günden güne durmak yerine yükselen aşırı fiyat artışları, toplumda onarılamaz bir moral bozukluğu yarattı.
Yeni yılla birlikte varolan sıkıntılı ortamın üzerine 2023 yılında en can yakan zamları peşi sıra benzin ve motorine yapılan zamlardır. Ne zaman ne olacağı hiç belli olmayan benzin ve motorin zamlarının zorunlu yansıdığı nakliye ücret artışlarından etkilenen tüketim maddelerine yansıyan aşırı fiyat artışları, bütçeleri iyice zorlayan hale dönüştürdüler. Bu gidişata müdahale amacıyla yapılan tüm operasyonlar, günü birlik değişime uğrayan fahiş fiyat artışlarını önlemede dargelirliyi rahatlatabilecek şartları oluşturamadı.
En çok kullanılan temel tüketim maddelerindeki fiyat istikrarsızıkları toplumun en büyük sorunu haline geldi. Mutfakğın ana malzemelerinden ve özelikle ucuza karın doyurabilecek efsane beslenme ürünlerinden olan soğan, patates, peynir ve zeytin tam efsaneleşti.
Bu dörtlüyü hayal edebilmek bile iyice lüks oldu. Üçlüden soğan, bir anda alım gücünün çok üstüne çıktı. Mutfağın önemli temel tüketim gıda melzemelerinden olan fiyakalı ürünlerden peynir, zeytin, tereyağı gibileri dargelirlinin alışveriş listesine kilogram ölçüsünde yer alabilme şansını çoktan kaybetti.
Orta geçim şartlarıyla yaşamaya çalışan ve bir peynir-zeytin-tereyağı tutkunu olan ben dahil birçok kişi bu çok gerekli temel tüketim malzemelerni satın alabilme oranlarını yarıya indirmiş durumdayız. Alışveriş listelerimizde mutlaka olması gereken bu ürün miktarlarını yarım kilolara indiriğimiz alışverişlerde sürekli söylenen o “tasarruf” gözden kaçırmamaya özen gösteriyoruz.
Tüm temel tüketim maddelerindeki fiyat artışlarının nedeni olarak son zamanlarda benzin ve özellikle motorine yapılan yüksek oranlı zamları gösterebiliriz. Özellikle motorine yapılan zamların temel tüketim malzemelerinin nakliye fiyatlarına yansımasının aşırı fiyat artışlarına neden olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Benzine ve özellikle motorine yapılan zamların fiyat artışlarına etkisi etiket rakamlarına hemen yansıtıldı. Marketlerde çarşı pazarda bunun nedenini sorduğumuzda hemen verilen yanıt “nakliye fiyatları”nın olduğu gözlerden kaçmıyor.
Çarşı, pazardaki denetimsizlik temel tüketim maddelerinde var olan bu yangını iyice korüklüyor.
Dargelirlinin yaşadıklarını görebilme ve şikayetlerini duyabilmek için çok çaba göstermeye gerek yok.Temel ihtiyaçlarınız için alışverişe çıkmanız yeterli.
Sorumlular var olan yangını söndürebilmek için yoğun çaba sarfediyorlar ama çözüm bulabilmek pek de kolay olamayacak gibi görünüyor.
İşimiz çok zor çok.