Yazıyı yazmaya başladığım sıralarda depremin geride bıraktıkları; İzmir; Bornova, Bayraklı ve Seferihisar'da depremden hasar gören, her biri 8-10 kat arasındai sekiz binada önemli oranda büyük hasar ve yıkılma-çökme meydana geldi.
Sekiz aydan beridir içinde yaşadığımız salgından iyice bunalmışken, ülkemizde kendini hiç unutturmayan bir deprem olayıyla daha sarsıldık. Cuma günü öğlen sonrası saatlerinde Ege Denizi İzmir’in Seferihisar ilçesinin açıklarında 6.9 şiddetindeki deprem tüm batı bölgelerimizde hissedildi. Özellikle İzmir ilçelerinden Bornova, bayraklı ve Sivrihisar ilçelerinde etkili olan, can ve mal kaybına neden olan bu deprem tüm ülkeye büyük üzüntü yarattı.
Yazıyı yazmaya başladığım sıralarda depremin geride bıraktıkları; İzmir; Bornova, Bayraklı ve Seferihisar’da depremden hasar gören, her biri 8-10 kat arasındai sekiz binada önemli oranda büyük hasar ve yıkılma-çökme meydana geldi. Bu deprem; 28 can kaybı 885 yaralıyı geride bırakarak başta İzmir olmak üzere tüm ülkede büyük bir üzüntü yarattı.
Bu depremde hayatını kaybedenlere, tanrıdan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar, yaralananlara şifalar diliyorum. Büyük geçmiş olsun İzmir’im.
Deprem ile ilgili ayrıntılı gelişmeleri ve bilgileri yarınki yazımda aktaracağım..
Bir süredir bu koşede yazdığım yazılarda yaşadığımız bu pandemi dönemi ile ilgili yazılar yazmamaya özen gösterdim. Nereye bakarsak bakalım hemen herkesin ana konusu, pandemi ve salgınla ilgili konuları üzerine konuşmalardır. Bu konuşmalarda en çok öne çıkan ise, toplumu tamamıyla etkisi altına alan salgınla ilgili bir travmanın etkisinde olduklarıdır. Korku hemen hemen herkesi sarmış sarmalamış durumda.
Son haftalarda Sağlık Bakanlığımızın açıkladığı koronavirüs tablolarına baktığımızda pandemi dönemindeki salgında önemli bir oranda yükselme görülüyor. Salgın artış hızının devam ettiği özellikle kış ayının iyice kendisini hissettirmeye başlamasıyla endişeler iyice öne çıkmaya başladı. Artan vaka sayıları pandemide önemli bir döneme girdiğimizi gösteriyor. Okulların bir bölümü yüzyüze eğitime başladı. Büyükşehirlere geri dönüşlerin hızlanması, iyice kalabalıklaşan bu bölgelerde vaka sayısı ve artış hızının artmasıyla oldukça endişeli günlerin başladığını söyleyebiliriz
Bu durumu şöyle bir tanım çerçevesinde toparlanmak hiç de yanlış olmayacaktır. Kısacası; önümüzdeki bu birkaç ay içinde, çok daha dikkatli ve yoğun kısıtlamaların olabileceği bir döneme hazır olmalıyız. Sadece Kovid-19 değil, sendrom benzerliği gösteren, kış aylarının vazgeçilmezi grip vakaları birlikteliğinin bu dönemi direkt etkileyeceğini de asla göz ardı etmemeliyiz. Konunun uzmanlarının fikir paylaşımı yaptıkları ve önemle üzerinde durdukları tek konu bu.
Son haftalarda başta büyükşehirler olmak üzere, ülke genelinde yükselme eğilimindeki vaka sayıları, içine girdiğimiz kış aylarının pek de kolay geçmeyeceğini gösteriyor. Sağlık Bakanlığımızın özellikle İstanbul ile ilgili verdiği bilgilerden yansıyan, salgın artışının gidişatı, üzerimize çöreklenen endişeleri iyice arttırdı. Özellikle İstanbul’daki durum sürdürülen önlemlerin daha da sıklaştırılması gereğini ortaya çıkarmıştır.
Neredeyse sözün bittiği yerdeyiz. Bir süredir bu köşede haftada birçok kez yazdığım yazılarımdaki son bölümülerinde yazdığım şu önemli duyuru ile bağlıyorum. Görünen o ki, bu duyuruyu daha çok kez buraya aktaracağım.
“Koronavirüsün iyice dişini göstermeye başladığı bu dönemde, sağlıklı kalabilmemiz için yapmamız gerekenleri asla ihmal etmemeliyiz;
- Evlerimiz dışında mutlaka maske takmalıyız (tüm illerde maskesiz çıkma yasaklandı). Dış mekanlarda ortak kullanılan yerlere dokunmamalıyız, ellerimizi ağzımıza, burnumuza ve gözümüze sürmemeliyiz.
- Mümkün olabildiğince evde kalmalı dışarı çıkmamalıyız. Çıkmak zorunda kalırsak da; kalabalık ortamlarda (Kafeler, düğün-dernek, taziye, toplantı, ağırlama, uğurlama v.b gibi) bulunmamaya dikkat etmeliyiz. Ve her yerde sosyal mesafeyi mutlaka korumalıyız.
- Hijyene ve temizliğe dikkat etmeliyiz. Ellerimizi; dezenfektan, limon kolonyası ile temizlemeli, fırsat bulduğumuzda bol sabunlu suyla mutlaka yıkamalıyız.
Artık bu illetle etkin savaşta iş başa düşmüştür. Artık “o yaş bu yaş”, “şu veya bu nedenlerle gibi tartışmalarla didişmeyelim, uğraşmayalım ve zaman kaybetmeyelim. Birlikte, yılmadan mücadeleye devam. Kovid-19’a yenilmeyelim.”