İslam Konferansı Örgütü'ne üye 7 ülke tarafından, geri kalmış İslam ülkelerini kalkındırmak amacıyla kurulan İslam Kalkınma Bankası ile her çocuğun, özellikle de en zor ve dışlanmış durumda olan çocukların yaşatılması, korunması ve gelişimi için çalıştığını söyleyen UNICEF (Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu) bir ilke imza attı.
UNICEF, Küresel Müslüman Hayırseverler Çocuk Fonu (GMPFC) adı altında, BM kuruluşu tarafından ilk defa Müslüman bağışlara yönelik ortak bir fon oluşturulduğunu duyurdu.
Söz konusu fonun, Müslüman organizasyonlar üzerinden zekat gibi zorunlu ve sadaka gibi gönüllü bağışlar yoluyla toplanan yardımların, acil yardım ve kalkınma programlarına katkıda bulunmak için kullanılacağı belirtildi.
Açıklamada sadece yıllık küresel zekat katkı paylarının 600 milyar dolara ulaşabileceği ve bunun da “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” (SDG) için önemli finansman kaynağı olacağının söylenmesi ise oldukça dikkat çeken bir noktaydı.
Dahası İKB tarafından yönetilecek fonun, özel ve kamu vakıflarından, zekat kurumlarından ve bireylerden toplanacak bağışlarla yıllık 250 milyon dolar olmasının hedeflendiği kaydedildi.
Buraya kadar her şey gayet iyi!
Ama sonrasında insanın aklına bazı sorular takılıyor.
Cansız bedeni kıyıya vuran Aylan bebekten Yemen’de açlıktan ölen bebekler ve öncesinde dünyanın mazlum coğrafyalarında savaş ya da kıtlık nedeniyle yaşamını yitiren çocuklar için İslam Dünyası bir araya gelip neden böyle bir fon oluşturamadı?
İslam dünyasındaki zekat potansiyeli şimdiye kadar niçin gerektiği gibi kullanılamadı?
Kendi başımıza yaralarımızı sarmak bu kadar mı zor?
Oysaki biz Kuran’da yer aldığı şekli ile zekatı ve sadakayı çok iyi biliyor olmalıyız.
Bakara Süresi 43. ayette “Hem namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, rüku edenlerle birlikte siz de rüku edin” şeklinde buyuruluyor.
Hadid Suresi 18. ayette ise “Şüphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadınlara ve Allah’a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır ve onlara şerefli bir mükafat vardır” deniliyor.
Bu hatırlatmayı yaptıktan sonra bu arada UNICEF’in gerektiği kadarı ile hakkını verelim.
Mesela New York'taki BM Genel Merkezi bahçesinde yaptıkları sembolik çocuk mezarlığını, liderlere çatışmalarda ölen masum çocukları hatırlamaları için bir mesaj göndermek amacıyla hazırlamışlardı.
Birçok çocuk okullarına dönerken, çatışma bölgelerinde ölen, sakat kalan binlerce çocuğun durumuna vurgu yapılmıştı.
Farkındalık oluşturmak açısından kayda değer bir çalışmaydı.
Onlar bu tür faaliyetlerde bulunurken “biz ne yaptık?” diye kendimize sorduk mu hiç?
Sorsaydık böyle olmazdı.
Ama en azından oluşturulan fon ile birlikte yeniden zekatın ve sadakanın önemini idrak etmiş olduk!
Şu an istekleri “bir yudum su, bir parça ekmek ve güvenli bir yatak” olan tüm yardıma muhtaç çocuklar adına UNICEF ile yapılacak çalışma nasıl bir sonuç verir onu hep birlikte göreceğiz.
Umutlar büyük bize de düşen bu çalışmayı desteklemek!